Vampirler Gerçekten Var mı?

admin16.10.2010 - 22:10
Aşağıdaki satırlarda okuyacaklarınıza belki de inanmayacaksınız. Olayları farklı şekillerde yorumlamaya çalışacaksınız, ama onlar Varlığı Kanıtlanmış Vampirlerdir...

Blow Çobanı: Bir zamanlar Blow kasabasında yaşayan bir çoban, bilinmeyen bir nedenden ötürü ölür ve gömülür. Gömülmesinden birkaç gün sonra, geceleri ortaya çıkmaya ve önüne gelen herkese saldırmaya başlar; ve saldırdığı herkes 8 gün içinde ölür. Gece baskınlarının sayısı artınca, halk çobanın mezarını açar ve kalbine bir kazık saplayarak tekrar kapatırlar. O gece, çoban çok daha öfkeli ve saldırgan olarak tekrar ortaya çıkar - elinde kalbine saklanan kazıkla birlikte. Artık çok korkmuş olan halk, ertesi gün cesedi mezarından tekrar çıkarır ve ateşe verir


Arnold Paul: 1700 yılında Medvegia'da doğmuştur. 1727 yılında genç bir asker olan Arnold Paul, Belgrad civarındaki kasabasına geri döner ve askerliği boyunca biriktirdiği parayla bir ev alıp evlenir. Arnold'un üzerinden asla atamadığı melankoninin sebebini uzun bir süre boyunca merak eden karısına Arnold en sonunda gerçeği açıklar ve askerliği sırasında uzak bir kasabada boynunu ısıran ve kanını emmeye çalışan bir vampirle mücadele etmek zorunda kaldığını söyler. Vampiri mezarına kadar takip edip onu öldürmeyi başardığını, ve bir vampire dönüşmemek için söylentilerden öğrendiği gibi vampirin mezar toprağından yediğini, kanından içtiğini ve yaralarını vampir kanıyla yıkadığını itiraf eder.
Bu itiraftan sadece birkaç gün sonra, Arnold oldukça yüksek bir saman yükünün tepesinden düşer ve 3 gün sonra can verir. Gömülmesinden bir ay sonra köy halkı, Arnold'un geceleri dolaşırken görüldüğünü söylemeye başlar. Onunla direkt temasa geçen kişilerse birkaç gün geçmeden ölürler. Birkaç gece saldırısının ardından, konu yetkililere iletilir. Arnold'un mezarı açıldığında bedeninin hiç bozulmadığı ve dudağının kenarlarında taze kan kalıntıları bulunduğu görülür. Arnold'un kalbine bir kazık saplanır ve Arnold yüksek sesle haykırır; bunun üzerine bedeni yakılır. Aynı işlem, Arnold'un saldırısı sonucu öldüğü söylenen kişilerin bedenlerine de uygulanır.
Olaydan beş sene sonra, 1731 yılında, aynı bölgede gece saldırıları tekrar başgösterir. 3 ay işçinde 17 kişi saldırıya uğrar. Yetkililer tarafından ifadeler doğrultusunda açılan bir takım mezarlarda vampirlere rastlanır. Bu yeni vampirler de yakıldıktan sonra, bölge tekrar huzura kavuşur. Bu olay hakkında aralarında askeri doktorlar ve yöneticilerin de bulunduğu tanıkların verdiği ifadeler, bir takım dosyalarda hala saklanmaktadır.

Peter Plogoyowitz: Kisolova adındaki bir Macaristan kasabasında yaşayan Peter Plogoyowitz, ölümünden 3 gün sonra geceyarısı kasaba sokaklarında yürürken görülür. Zaman içinde Peter, insanlara saldırmaya ve 24 saat içinde ölmelerine neden olmaya başlar. Bu olaylar üzerine yetkililere başvuran kasaba halkı, Peter'in cesedinin incelenmesi için gereken izni alır ve mezarı açarlar. Peter'in cesedinin bozulmamış bir halde olduğunu gören halk, kalbine bir kazık saplar ve taze kanın her yere fışkırmasını hayret ve korkuyla izler. Peter'in bedeni yakıldıktan sonra, kasabadaki kabus biter.

ben wampirlerin olmadıgını dusunuyorum sız ne dusunuyorsunuz fıkırlerınızı beklıyorum

Linkback: https://www.buyuknet.com/vampirler-gercekten-var-mi-t31580.0.html

princefarzan18.06.2012 - 02:20
Zombileri bilemem ama vampir yoktur doğru söylüyorsun. Yani öyle insanlar vardır ama bu insanlar "VAMPİR" kavramıyla tanımlanmamalıdır. Mesela Illüminati grubu birbirinin kanını emerek besleniyor. Fakat onlara vampir diyen oluyor mu? Onlar da insan.

Kısacası;


VAMPİR DİYE BİR ŞEY YOKTUR, SADECE KANLA BESLENEN İNSANLAR VARDIR. BU GRUBUN ADI "ILLÜMİNATİ"dir...

kirik12518.06.2012 - 02:25
sama katılıyorum wampir yoktur filmlerdeki zaten bi uydurma sanki varmış gibi anlatıyorlar insanlar gerçek zannediyor anlamadım gitti

HellBoy0506.07.2013 - 22:59
Vampir yoktur ancak zombi vardır. Hiç farkındamısınız bilmiyorum ama, sürekli yeni bir dünya arayışı içindeler bazı devletler.

Amerika,israil,iran bu devletlerin nükleeri ve bazı kimyasal silahları var, benim bildiğime göre bu silahlar zombi etkisi yapan silahlar ve bu silahlar atılmıştı. Yakında dünya da gerçekten zombi olayı olacak bu gerçek.

admin26.07.2013 - 22:32
Vampir, günbatımı ile şafak arasında dirilerek mezarından çıktığına, insanlara saldırıp kanlarını emdiğine inanılan canavardır.

Tarihçe

Vampir kültürü Babil’den kalan örneklere dayanır ve yüzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder. Kan emme ve öldükten sonra dirilme efsaneleri Orta Çağ’da yayıldı. 1200’lerde İngiltere’de Galli bir din adamı olan Walter Map bir vampirin bütün bir köy ahalisinin kanlarını emmek suretiyle öldürdüğünü iddia etti. Map’ın iddasına göre köyde sağ kalan son kişi kılıcını çekip kana susamış cehennem yaratığının kafasını ensesine kadar ikiye bölmüş ve tehlikeyi sona erdirmişti.
Vampir varlığına inanan bilim adamları vampirlerin kendilerince belirlenen özelliklerini şöyle özetlemişlerdir ; Acıyı en az düzeyde hissederler, vücutlarında özelliklede yüzlerinde çürüğe dayalı hafif çukurluklar ve izler bulunur, göz renkleri sürekli değişim içindedir ve iki göz asla aynı renkte bulunmaz. Beklenmedik zamanda, fark edemeyeceğiniz kadar hızlı ve bir o kadarda güçlü tepkiler verebilirler. Ten ısıları sürekli değişiklik içindedir. Gün ışığından etkilenmezler.(Vampirlerin güneş ışığında yok olduğu fikri Friederich Wilhelm Murnau'nun Nosferatu, Bir Dehşet Senfonisi filminde ortaya atılmış, Popüler kültür 'e ait modern bir düşüncedir.)Düşünce okuyabilirler bu nedenle onlara karsı koymak imkânsız gibidir. Zekalarını ve güçlerini asla bir kitlenin anlayıcağı bir şekilde dışarıya vurmazlar. Bahsedildiği gibi köpek dişleri ilgi çekici büyüklükte değildir.
Sadece Hıristiyan Avrupada değil çeşitli toplumlarda vampir efsaneleri yaratıldı. Hindistan’da kimi kadınlar , uyurken kana susamış cinlerin saldırısına uğradıklarına inanırlar. M.Ö. 700 yılları civarında yazıldığı tahmin edilen, orijinali Sanskritçe’den pek çok dile ve yerel lehçeye çevrilen bir öykü ve efsane koleksiyonu olan Vikram ve Vampir bu inanışa örnektir. 1001 Gece Masalları’nda dişi vampirlerle ilgili öyküler yer almaktadır. Yeni Gine’nin Camma kabilesinde Ovengua cini ya da Borneo adasındaki Dayak kabilesinde Buau adlı varlık da benzer inanışlara dayanan yaratıklardır.
Tarihçiler vampir kelimesinin Sırpça, Lehçe ya da Türkçe’den türetildiğini öne sürer. Bu efsanenin ayyuka çıktığı ve vampir avlarının düzenlendiği 1730’lu yıllarda Aydınlanmanın ünlü filozofu Voltaire konuya şöyle bir yorum getirir: “Gerçek kan emiciler mezarlarda değil, aramızda. Borsa spekülatörleri, tüccarlar ve işadamları halkın kanını her gün emmekteler. Bunlar kesinlikle ölmüyor ama yaşarken çürüyor.” Karl Marx’ın konuya yaklaşımı ise şu şekildedir: “Sermaye ölü emektir. Ancak canlı emeğin emilmesi ile vampirlere özgü biçimde hayat bulur. Ne kadar emerse o kadar hayat bulur.”
1820’lerde bir eleştirmen “Vampiri olmayan tiyatro yok“ diye veryansın etmiştir. Yazar Sheridan Lefanu‘nun 1872’de yazdığı “Carmilla” adlı öyküyle vampirler, aralarına ilk kez bir kadını almışlar buradan da vamp sözcüğünü türetmişlerdir.
İrlanda’lı yazar Bram Stoker, 1897’de yazdığı “Drakula” adlı eserinde türün bütün mitlerini toparladı ve bu konudaki en iyi klasiği meydana getirdi. Bu kitap vampir efsansinin sinemaya da atlamasına neden oldu. Alman dışavurumcu yönetmen Murnau , 1922’deki ünlü klasiği “Nosferatu” ile sinema tarihindeki ilk vampir filmini çevirdi. 1930’lu yıllarda Hollywood’un en gözde konularından biri vampirlerdi. Sinemanın en tanınmış vampir oyuncusu ise Christopher Lee'ydi. Zaman içinde vampirler pusuya yatmış canavar görünümünden kurtulup şık, baştan çıkartıcı , güzel yaratıklar haline geldi. Francis Ford Coppola ise Bram Stoker’ın romanından yaptığı özgün uyarlama ile vampirlerin hayatını bir trajedi olarak yorumladı.Stephenie Meyer 'ın 2005 yılında yazmaya başladığı Alacakaranlık roman serisi (ve 2008'de başlayan film uyarlamalarıyla) vampirler canavarlıktan kahramanlığa terfi ettiler.

kaynak : wikipedia

admin24.06.2014 - 03:45
Milattan önce binli yıllara dayanan vampirizm efsanesi, günümüzün popüler kültürü ile yeniden hayatımızda önemli bir yer tutmaya başladı. Lakin vampirizm gün geçtikçe ve popüler kültürün etkisinde kaldıkça bozulmaya ve mutasyon geçirmeye başladı. CERN yardımları ve BSHG' nin araştırmaları ile gerçek vampirizm, dört yıl süren uzun ve bilimsel araştırmalar sonucunda bazı tanımlar kazandı. İşte bu araştırmalar ve sonuçları:



Öncelikle vampirler ölü değildir. VC17 virüsünün vücuttaki sindirim, sinir ve kas hücreleri üzerinde gerçekleştirdiği mutasyondan ortaya çıkmış bir hastalıktır vampirlik.

VC17 virüsünün oluşum zamanı milattan önceki yıllara dayanıyor, özellikle ortaçağ da Avrupa'da yaygınlaşan bu virüs, halk tarafından hastalıklı kişinin şeytan ele geçirmiş gibi görülmesine sebep olmuş ve abartılı vampir efsaneleri ortaya çıkmıştır. Toplumda yanlış bilinen vampir özelliklerinden bazıları ve doğruları şunlardır:





- Vampirler güneş ışığına çıkabilir, güneş ışığına sadece alerjik boyutta duyarlılıkları vardır. Güneş ışığının vampir genli birine yapabileceği en büyük zarar deride dökülme veya kızarmalar ile nefes darlığı olacaktır.
- Sarımsak veya gümüşün vampirler üzerine herhangi bir etkisi yoktur.
- Pentagram ve diğer pagan işaretlerinden hoşlanmazlar. Pentagram bilindiği gibi bir pagan işaretidir ve kilise tarafından pagan dinine saldırı amacı ile pagan sembollerine şeytanı anlamlar yüklenmiştir. Vampirizm doğaya karşıt bir durum olduğundan, vampirler pentagramı asla kullanmazlar.


- Köpek dişleri dikkat çekici uzunlukta değildir.
- Tenleri soluk değildir. Her ırktan vampir olabilir ( siyahî ve Asyalı dâhil ).
- Ölümsüz değildirler, maksimum ömürleri 600 yıl, ortalama ise 120 yıldır.
- Temel besin kaynakları kandır ama yemekte yiyebilirler. Kan ihtiyaçlarını genellikle hayvanlardan temin ederler ayrıca hayvansal kanda yeterince şeker bulunmadığı için gerekli şeker miktarı için bolca tatlı içerikli besin tüketirler.


Şimdi de doğru bilinen vampir özelliklerine bakalım:

- Karanlıkta görme yetileri insanlara oranla çok daha fazladır.
- 5 duyu organları oldukça hassastır. Çok iyi koku alabilir, çok kısık sesleri bile duyabilir ve çok uzakları görebilirler.
- Saf kan olanları altıncı hisse sahiptir. Buradaki altıncı his, karşısında bulunan insanın düşüncelerini ve duygularını hissetmektir.
- Fiziksel güçleri insanlara göre daha fazladır.
- Yaraları hızla iyileşebilir, yüksek rejenerasyona sahiptirler.


Vampirler kan ile nasıl beslenir ve nasıl daha güçlüdürler?

VC17 vücuda girdiği anda ilk olarak mide genlerinde değişime yol açar. Kısa bir süre içinde mide kan ile diğer maddeleri kolayca ayırt etmeye ve kanı direk olarak sindirmeden bağırsaklara göndermeye başlar. Mutasyona uğramış bağırsaklar ise gelen kanı hiç bir oynama yapmadan direk olarak vücuda verir. Yüzde yüz alınan kanın vücuda katkısı ile kişi yüksek miktarda enerjiye sahip olur. İnsanlarda alınan besinin çok çok küçük bir kısmı ancak kana dönüştürülebilir.
Vampir vücudunda serbestçe gezen iyonik kan sayesinde, kişi yüksek miktarda rejenerasyon yeteneğine sahip olur. Normal bir insanda 3 günde iyileşecek bir yara vampirde 5-6 saat sürer.
Kaslarda meydana gelen değişimle, laktik asit sentezi çok büyük oranda durur ve kişinin yorulma isteği azalır, kaslardaki sınır varyansının da kalkması ile kişi ortalama bir insandan dört ila 7 katlık bir güç fazlalığına sahip olur.

Vampirleri nasıl ayırt edebiliriz?

- Güneş ışığını sevmezler, zorunlu olmadıkça gün içerisinde dışarıda dolaşmazlar ya da gölge alanları tercih ederler.

- Karanlıktan hoşlanırlar, özellikle florasan ışıktan nefret ederler.

- Gündüz uyumayı, gece yaşamayı tercih ederler.

- Gündelik işlere ve yaşam tarzına ilgili değildirler.

- Bol miktarda tatlı besin tüketirler.

- Akan kan gördüklerinde tepkileri farklılaşır.

- Kana olan tutkuları nedeniyle sıklıkla dillerini ve dudaklarını dişleri ile kanatırlar, dudaklarında soyulmalar görülebilir.

- Kendilerinin bir yeri kanadığında mutlaka kanı az miktarda da olsa emerler.

- Gündüz ile gece arasında büyük karakter farklılığına sahiptirler. Gündüzleri oldukça sessiz, sakin ve asosyal görünen vampir, geceleri tam tersi özellikler kazanır.

- Yaşam tarzları oldukça farklıdır bu yüzden onların hakkında özel bir soru sorduğunuzda bu sorulardan kaçış eğilimi gösterebilirler.

- Birçoğu geleneksel toplantılara uyum sağlamak amacıyla az miktarda Latince bilmektedir.

- Herhangi bir politik görüşün veya dinin aşırı fanatiği değillerdir.

- Cinsel istekleri fazladır. Cinsel ilişkileri kan beslenmesi ve geleneksel olarak iki şekilde olur. İlişki sırasında, doğal tepki nedeni ile ısırma, kanatma veya emme, ve bunun gibi alışılmadık davranışlar sergileyebilirler.

- Hayvanlar ile araları çok kötüdür, hemen hemen bütün hayvanlardan nefret ederler. Özellikle kedi, köpek, fare, kuş ve böceklerden hoşlanmazlar.

- Vücutlarında güneş etkisiyle oluşan kızarmalar veya dökülmeler görülebilir. Bu genelde güneşe maruz kalan yüz bölgesinde, yanaklarda, alında ve ağız çevresinde olmaktadır.

- Göz bebekleri genellikle koyu tonlara sahiptir (koyu mavi, kahverengi, siyahımsı ve yeşil ). Ayrıca melez vampirlerin göz çevrelerinde sarılıklar görülebilir.

- Safkan vampirlerin saçları gençken beyazlamış olabilir.

- İnsanların gözlerine direk bakmaktan hoşlanmazlar, gözlerini sık sık kaçırabilirler, bunun nedeni ise gözlerin vampiri kan için teşvik etmesidir. Ayrıca bu nedenle aynaya bakmaktan da hoşlanmazlar.

- Çoğu vampir şiddet dolu yapısını bastırmak için klasik veya yavaş senfonik müzik dinlemektedir. Sanılanın aksine vampirler siyah giyinerek, death metal dinleyen ve kendinden geçen tipler değillerdir.

- Sudan hoşlanmazlar.

- Kesinlikle kol saati veya künye takmazlar. Metalik yapi, VC17 etkisindeki deriye zarar vermektedir. Deri bileklikler ise sorun teşkil etmemektedir.

- Loş ışık hariç her türlü ışıktan nefret ederler, özellikle tam üstlerinde duran ışık oldukça rahatsız edicidir.

- Altıncı hisleri gelişmiş olduğundan çevreleriyle ilgilidirler, bir vampiri bir çok kez size bakarken yakalayabilirsiniz.

- Hız ve güç olarak insandan üstündürler.

- Zeka ve bilgi düzeyleri ise yaşları ile orantılıdır.

- Bir vampir asla vampir olduğunu söylemez, bu konu katı kurallarla yasaklanmıştır.

- Hastalıkları çok kısa sürer, yaraları çabuk iyileşir.

- Soğuğa dayanıklı fakat sıcağa oldukça hassastırlar.

- Sanılanın aksine sürekli koyu tonlarını tercih eden, sert imajlı ve sessiz değildirler. Her davranışa sahip vampir olabilir. Unutulmaması gereken vampirizm bir yaşam biçimi değil, bir hastalıktır.

- Hayal güçleri aşırı biçimde geniştir.

- En açık üç vampir hareketini sık sık yaparlar. Birincisi iki elin başparmaklarının eller bitişikken aynı anda burna yaklaştırılması. Bu davranış kana olan isteği azaltmaktadır. İkinci davranış ise, kulakların oynatılmasıdır. Bu davranış istemsizdir, amacı yoktur. Üçüncü davranış, dilin dişlere sürtülmesidir. Bir vampirin dişleri genetik yapısından dolayı kanla maruz kalmadığı sürece acımaktadır.

- Perdeleme sistemine sahiptir. Bir vampir perdeleme yaptığında ( genellikle güneşli havalarda gözlerini korumak için yapar ) etrafında sadece gideceği yer kadarki bir kısma odaklanır. Bu da tanıdığı biri yanından geçse bile farketmemesine neden olur. Ancak perdeleme yokken vampirlerin göz bebekleri sürekli hareket eder ve bütün çevreye göz gezdirir ve onların hislerini algılar.

- Vampirlerin yürüyüşleri insanlardan biraz farklıdır. Bacak kaslarının yapısındaki farklılık nedeni ile biraz daha uzun ve eğik adamlar atarlar.


Günümüzde Durumlar

Vampirler varlıklarını ortaya çıkarmamak gayretindirler, tahmin edilebileceği gibi bu durum büyük bir kargaşa ve kaosa neden olabilecektir. Genellikle zengin veya orta halli olarak yaşayan vampirler kan ihtiyaçlarını özel olarak kurulan şirketler tarafından hayvanlardan elde etmektedir. Ancak insan kanıyla beslenen vampirler de vardır. Bu tür vampirler, vampir konseyi tarafından aranır ve gerekli görüldüğünde öldürülür. İnsan kanıyla beslenen vampirlerin fark edilmesi çok daha kolaydır çünkü gözlerinde kırmızı bölgeler oluşmuştur ve tırnak etleri kıpkırmızıdır.

Yönetenler Biliyor

Bir çok ünlü üniversitenin araştırmasına ve kanıtlar sunmasına rağmen, vampirizm olayı saklı tutulmaktadır. Amerikan hükümetinin sadece 2009'da Amerikan hastanelerinde kaybolan tonlarca serumun soruşturmasını nedensiz olarak durdurması, hükümetlerin vampirizm virüsü ile panik olmaması için, özel olarak ilgilendiğini göstermektedir. Hayvansal kan ile beslenen vampirler sorun teşkil etmemekte ancak hala kan ile beslenen vahşi vampirler, vampirizmin öğrenilmesi halinde büyük bir kargaşaya neden olabilecektir. Yale University'e göre dünyadaki toplam vampir sayısı hayvansal olanlar 12000, vahşi olanlar ise tam sayısı bilinmemekle birlikte 700 olmak üzere, yaklaşık 13000 civarındadır.

Sahtekârlık

Gençler arasında yaygınlaşan sahte vampirim akımının ise özentilik ve psikolojik hastalık olduğu belirtilmiştir. Öncelikle VC17 taşımayan biri vampir olamaz, ikinci olarak da bu gençlerin eylemleri sırasında yere çizdikleri pentagram ve tapınma şekilleri gerçek vampirizme terstir. Ayrıca belirilmesi gereken son nokta şudur ki; sık olmasa da her milletten ve dinden vampir olabilir.


BSHG genetik araştırma sitesinden alıntıdır, İngilizceden Türkçeye çeviren arkadaşa teşekkürler, uludagsözlükten Alles adlı yorumcu arkadaş.

VC17 bazı yerlerde VV olarak da geçebiliyor, türünü merak edip araştırmak isteyenler için çeşidi endogenous retrovirus (17v) olarak geçiyor. orjinal ismini yazdım kolaylık olur size.

alıntı - resimler temsilidir.

KeReM @25.09.2014 - 11:05
Hocam vampirlik, kurt adamlık gibi efsanelerin kaynağını hep merak etmiş biriyim. Gerçekten çok etkileyici bir konu ve günümüzdede yaşamlarının sürüyor olması insanda farklı bir merak uyandırıyor. Karşılamakta istemem tabiki :D

Etiket:
Vampirler Gerçekten Var mı?  vampirler gerçekten varmıdır  vampir  vampirler  vampir nasıl olunur  nasıl vampir olunur  vampir nedir  vampirlik varmıdır  vampir olmanın bilimsel acıklaması nedir  vampirlerin Özell 

Bu bilgi size yardimci oldu mu?

EvetHayır
Vampirler Gerçekten Var mı?
Vampirler Gerçekten Var mı?
(Ortalama: 5 üzerinden 1 - 5 Oy)
5