Şırnak İli Tarihi ve Hakkında BilgilerSınırlarının 4/1 Doğu Anadolu Bölgesi, 4/3'ü Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bulunmaktadır. İlimiz kuzeyde Siirt, batıda Mardin, Kuzeydoğuda Van, doğuda Hakkari, güneyde Irak ve Suriye Devletleri ile komşudur. İlçeleri; Beytüşşebap, Cizre, İdil, Güçlükonak, Silopi ve Uludere'dir. İlimize bağlı 6 ilçe, 137 köy ve 64 mezra olmak üzere toplam 221 yerleşim birimi mevcuttur.
İlçelerimizin ilimize uzaklıkları şöyledir: Yüzölçümü :6904 Km Rakımı :1400 M. Cizre : 46 Km. Silopi : 75 Km. İdil : 75 Km. Uludere : 50 Km. Beytüşşebap :111 Km. Güçlükonak : 83 Km.dir. TARİHÇESİ: Çok eski bir geçmişe sahip olan Şırnak ilinin tarihi Katip Çelebinin 17.yy'da yazdığı "Seyahatname" isimli kitabına göre Nuh tufanı öncesine kadar dayanır. Bu rivayete göre Nuh'un gemisinin ilimiz sınırları içerisinde bulunan yüksekliği 2089 metreye kadar uzanan Cudi dağının tepesinde bulunduğu rivayet edilir. İlimiz genelinde Km kareye 45 kişi düşmektedir. İlimiz nüfusunun büyük kısmını Kürt nüfusu oluşturmaktadır. Az sayıda İdil ilçesinde Süryani nüfus bulunmaktadır. İlimizde, iklim koşulları ve dağlık arazi nedeniyle, yerleşim birimleri oldukça dağınık ve son derece elverişsiz bir durumdadır. Sık sık yaşanan terör olayları nedeniyle yöre halkı küçük yerleşim birimlerini terk etmek zorunda kalmıştır. İlimizin geçim kaynakları madencilik, sınır ticareti, küçük esnaflık ve kısmen de olsa hayvancılıktır.
GENEL BİLGİ
2000 yılı itibariyle Türkiye toplam nüfusunun (67 845 bin) yaklaşık yüzde 10'u (6 604 bin) Bölge'de yaşamaktadır. Bölge'nin yüzölçümü de Türkiye'nin yaklaşık yüzde 10'nu (yüzde 9.7) oluşturmaktadır.
Temel hedefi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi halkının gelir düzeyi ve hayat standardını yükselterek, bu bölge ile diğer bölgeler arasındaki gelişmişlik farkını ortadan kaldırmak, kırsal alandaki verimliliği ve istihdam imkanlarını artırarak, sosyal istikrar, ekonomik büyüme gibi milli kalkınma hedeflerine katkıda bulunmak olan GAP, çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir bir kalkınma anlayışı ile ele alınan bir bölgesel kalkınma projesidir. Proje alanı dünyanın en eski uygarlık merkezlerinden biri olup, Fırat ve Dicle havzaları ile yukarı Mezopotamya ovalarında yer alan 9 ili kapsamaktadır (Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak). Bölge, heterojon bir kültürel ve toplumsal yapıya sahiptir. Son yirmi yıllık dönemde, özellikle GAP uygulamalarının yarattığı etkiler sonucunda, Bölge'deki toplumsal ilişkilerde, aile kurumunda, birey ve grup davranışlarında, kır-kent ilişkilerinde, dış dünya ile kurulan bağlantılarda gözle görülen bir değişim yaşanmaktadır. Bununla birlikte Bölge genelinde, aşiret, toprak ağalığı vb. geleneksel yapıya bağlı düşünce, davranış, değer ve yargılar kalkınmanın ve toplumsal ilişkilerde niteliksel değişmenin hızını ve yönünde olumsuz yönde etkilemektedir.
Sayılarla GAP Bölgesi
Türkiye�nin gayri safi yurtiçi hasılasına GAP Bölgesi�nin katkısı % 4 kadardır. Bölge nüfusunun % 37�si kırsal alanda yaşamaktadır. 2000 yılı itibariyle nüfus artış hızı Türkiye genelinde % 1.8 iken aynı oran GAP Bölgesi�nde % 2.5�dir. Bebek ölüm hızı Türkiye ortalaması % 3.53, GAP Bölgesi�nde ise % 6�dır. Ortalama hane geliri Türkiye ortalamasının % 40�ı düzeyindedir. 2000 yılı itibariyle Türkiye genelinde okur-yazarlık oranı % 85.6 iken bu oran Bölge'de % 68.8'e düşmektedir. Okur-yazarlık oranının cinsiyetler arasındaki dağılımında da Bölge, Türkiye ortalamasının gerisindedir. Türkiye'de erkeklerin % 92.4'ü, kadınların % 78.7'si okur-yazarken, Bölge'de erkeklerin % 81.8'i, kadınların % 55.6'sı okur-yazardır. Bir başka deyişle bölge kadınının yarıya yakını okuma yazma bilmemektedir.
Ülke genelinde % 9.8 olan okul öncesi eğitim oranı Bölge'de % 2.1'e düşmektedir.
İlköğretimde okullaşma oranı ülke genelinde % 97.6 iken Bölge'de % 82.4'tür. Türkiye'de ortalama olarak 31 öğrenciye bir öğretmen, ortalama 42 öğrenciye bir derslik düşmekteyken, Bölge'de 43 öğrenciye bir öğretmen, 58 öğrenciye bir deslik düşmektedir. İlköğretimde cinsiyete göre okullaşma oranında Bölge, ülke ortalamasının gerisindedir. Türkiye'de kız çocuklarının ilköğretimde okullaşma oranı ortalama % 92.3 iken Bölge'de ortalama % 75.2'dir.
Türkiye'deki toplam 203 Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO)'nun 45'i Bölge'de bulunmaktadır. Toplam 102.4 bin öğrencinin 25.4 bini Bölge'deki okullarda eğitim görmektedir. Bunların 4.4 bini (% 17.5) kız öğrencidir. Ayrıca Bölge'de 8 adet Pansiyonlu İlköğretim Okulu (PİO) bulunmaktadır. Bu okullarda 4.2 bin öğrenci eğitim görmektedir.
Türkiye genelinde 1999-2000 öğretim yılında taşımalı eğitime bağlı olarak taşınan 622 bin öğrencinin 40.1 bini Bölge'dedir. Bunların 12.3 bini kız öğrencidir.
Genel ortaöğretim kademesinde ülke genelinde % 36.6 olan okullaşma oranı, Bölge'de % 18.4'tür. 2000 yılı itibariyle Türkiye genelinde ortalama 18 öğrenciye bir öğretmen, ortalama 31 öğrenciye bir derslik düşmekteyken, Bölge'de ortalama 25 öğrenciye bir öğretmen, ortalama 40 öğrenciye bir derslik düşmektedir.
Mesleki ve teknik ortaöğretimde ülke genelinde % 22.8 olan okullaşma oranı, Bölge'de % 6.8'e düşmektedir. Türkiye'deki resmi mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarının % 5.6'sı Bölge'dedir.
2000 yılı itibariyle Türkiye'de bir hekime düşen nüfus 920, bir uzman hekime düşen nüfus 2098, bir pratisyen hekime düşen nüfus 1640 olmasına karşılık aynı oranlar Bölge için sırasıyla 2154, 5822 ve 3418'dir. Türkiye'de 10 bin kişiye düşen yatak sayısı 24.3 iken Bölge'de 13.1'dir.
Kadın ve çocuklara yönelik ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetleri Bölge'nin pek çok yerleşiminde yetersizdir. Kırsal yerleşim birimlerinin dağınıklığı ve Bölge'ye özgü doğa koşulları da sağlık hizmetlerindeki yetersizliği artıran bir etmendir. Temel sağlık hizmetlerinin sunumunda çok önemli bir işlevi bulunan, özellikle kırsal kesim sağlık ocakları ve sağlık evlerinin büyük bölümü hizmet dışıdır.
Bölge'de kırsal alan yerleşmelerinin % 28'i susuz, % 12'si ise yetersiz içme suyuna sahiptir.
Şırnak'ta tarihi medreseler
Medreseler
1-Kırmızı Medrese:
Cizre Beyliği döneminde II. Han Şeref Bey tarafından XIV. Yüzyılda yaptırılmıştır. Cizre Akkoyunluların eline 1475 yılında geçerken Cizre Emirleri sürgün edilmiştir. Emir Bedrettin oğlu II. Şeref (Hanşeref) Boti Aşireti ve çevre halkının yardımı ile1508 yılında Cizre’yi alırken duada bulunmuş. ” Yarabbi ben tekrar Cizre yi alabilsem sana bir Camii inşa edeceğim” demişti. Allah da bu duasını kabul buyurduğundan Kırmızı Medrese’yi inşa ettirmiştir. Cizre Suru’nu bu yerden yardığından surun üzerine bina etmiştir.
Cizre de Dağkapı Mahallesinin Şah Mahallesi ile kesiştiği noktada sur üzerindedir. Güneyinde Mescit ile altında Şeyh Ahmed El-Cezeri adlı meşhur müfessir, yazar, şairin türbesi İle, Cizre emirlerine ait aile mezarlığı da vardır. Medresenin içi avlulu olup, doğusunda batısında ve kuzeyinde dershaneler, yemekhane ve öğretmen lojmanları bulunur. Bunların bir kısmı halen yıkık olup, restorasyona ihtiyacı vardır.
Mihrabı beyaz taştan olup, 2. 82x3. 78 ölçülerindedir. Mihrab köşegeni 55 derecedir. Mihrabın çevresini iç bükey üçgenler sıralı bir dizi ters U şeklinde sararak, altlarda da, içe doğru döner. Mihrap boşluğu yarım daire planlıdır. Mihrabın üstü basık ve tuğla kubbe ile örtülüdür.
Medresenin güneybatısında kare planlı bir oda bulunur ki çok güzel motiflerle süslenmiştir. Bu oda Profesör ve başmüderris odasıdır. Şair ve yazar Şeyh Ahmet El-Cezeri kullandığı gibi, Mütfü Molla Zade’nin dedelerinden Şeyh İbrahim Sori de bu odada görev yaptığından burada gömülmüşlerdir.
Medrese Cizre ye özgü kırmızı tuğlalardan örüldüğü için Kırmızı Medrese denilir. Cizreli dilbilimci ve yazar Kamuran Ali Bedirhan medresenin 2 bin metrekare olduğunu yazar
2-Mir Abdal (Abdaliye Medresesi):
1437 yılında Cizre beylerinden Emir Abdullah(Abdal) İbn Abdillah İbn Seyfeddin Boti tarafından yaptırılmıştır. Bu zat Mem-u Zin olayında geçen Emir Zeynuddin’in babasıdır.
Medrese güneyde sağda büyük bir mescitten oluşmuş olup, güneyde solda dersaneler ile kuzeyde ve batıda öğrenci yemekhanesi, öğretmen öğrenci lojmanları yer almakta idi. Batıda şimdi Nusaybin caddesi tarafına açılan kapıda iki oda bir eyvan temelleri varken, son seneler de bilinçsiz düzenlemeyle bir şadırvan yapılmış, kuzeyi bir cami haline getirilmiştir. Esas mescit yıkılmak üzeredir.
Caminin tamamı siyah bazalt taştan yaptırıldığı halde , ikinci onarımlarda moloz taşlar kullanılmıştır. Mescid kısmının kapısı işlemeli beyaz mermerden yapılmıştır. Güneyde idare odalarının altında dünyaca meşhur aşk öykü sahipleri Mem-u Zin türbeleri bulunur. Abdaliye Medresesi Cizre Dağkapı mahallesi ile mezarlık arasındadır.
3-Süleymaniyye Medresesi (Medresetül Süleymaniyye):
Cizre beylerinden Emir Muhammed İbn-Emir Şah Alibeg , İbn Emir Bedrettin tarafından inşa edilkmiştir. İlk ataları olan Emir Süleyman Beye izafeten Medreset ül Süleymaniyye denilmiştir. 1573-1583 yılları arısında beylik yapan bu zat bu medreseyi inşa ettirmiştir.
1307(1891) Rumi yılında Ş. Abdulhakim Derşevi tarafından tamir ettirilmiştir. 1972 yılında Cizre ve civar köylerin katkıları ile Ş. Ahmet Munis büyük onarıma almıştır. Şu anda Muhammet Nuri camii olarak adlandırılır.
4-Mecidiyye Medresesi (Medresetül Mecdiyye):
Cizre beyi Emir Mecduddin Bey tarafından yaptırılmıştır. Ş. Seyda tarafından büyük onarıma alındığı için, şu anda Ş. Seyda camii olarak adlandırılır. Cizre Kale Mahallesindedir.
5-Şazeh Medresesi :
Cizre beylerinden Mecduddin İbn Emir Abdal tarafından Cizre nin Çağlayan köyünde bir medrese yaptırılmıştır. Çağlayan köyünün içine girerken medrese solda kalır.
Şırnak Halk oyunları
ŞIRNAK İLİ VE ÇEVRESİ HALK OYUNLARI
Şırnak ve ilçelerinde oynanan oyunlar,genellikle davul zurna eşliğinde oynanır.Son yıllarda ise bağlama,cümbüş ve darbuka da çalınıp,eşliğinde yöresel oyunlar oynanmaktadır.
YÖREDE OYNANAN BAŞLICA OYUNLAR:
1-İKİ AYAK:
Davul-Zurna eşliğinde,eller serçe parmakları ile tutulur.Önce sağ ayak öne vurulup,yana atılır,sol ayak yanında devam eder ve tekrar sağ atılır,sol ayak sağ ayağın yanına gelip birleşir.Sonra sol ayak bir geriye atılıp sağ yapıştırılır.
2-ÜÇAYAK:
Eller serçe parmakları ile tutulur.Oyuna sağ ayakla başlanır ve sağ ayak yere vurulur.Üç adım,sağ,sol,sağ,sol,sağ adımlar atılır ve sol ayak sağın yanına getirilip yanaştırılır.Sol ayak geriye atılırken.sağ ayak yanına getirilir.
3-YERİNDE :
Hareketli bir oyun olup,büyük adımlar atılmadan oynanır.Kollar birbirine geçirilipel parmakları ile arkadan tutulur.Eller kalçaya yakındır.Omuzlar birbirine değmiştir.Sağ kol,daima yandakinin sol kolu üzerine binmiştir.Oyun,yine önce sağ dizin hafif kıvrılması ile başlar,dizler kırılarak müzik ritmine göre sık sık dizlerin kırılması ve omuzların titrek hareketleri ile devam eder.Müzik hareketlendikçe,diz kırılması ve omuz hareketleride hızlandırılır.Adımlar arada bir hafif atılır.
4-ŞİHANİ :
Genellikle 8-10 kişi ile oynanır.Kollar el parmaklarının birbirine geçirilmesi ile tutulur.Önce sağ ayak yana atılır.Sağ ayağı sol ayak,sağ ve sol olmak üzere üç adım yana atılır.Ani bir hareketle kavis çizilerek öne bakılın ve sol ayak atılarak,ayaklar önde yanaştırılır.Solla önde başlanır.Sağ ve yine sağ ayak atılar.Sonra sol ayak atılarak hep beraber öne doğru eğilirler.
5-BABLEKAN :
Önde serçe parmakları tutulur.Önce sol ileri olmak üzere,sağ ve sol ayaklar atılır.Tümü öne olmak üzere üç adım atılır.Sonra sol,sağ ve sol ayaklar olmak üzere bu sefer geriye doğru üç ayak atılır.Böylece beraber geriye ve ileriye bu hareketler seri olarak devam eder.Çalgı hızlandıkça bu hareketler daha atak ve seri devam eder.
6-SINVAN :
Eller yine serçe parmakları ile tutulur.Sol ayak yana açılır ve üç kere yere vurulur.Ani hareketle sağa dönülür.Sonra sağ açılır ve sağ ayak,sol ayak ve sağ ayak olmak üzere üç kere yere vurulur.Bu arada eller ve omuzlar yapışık olur.Sağa dönerken eller yapışık olur,ancak omuzlar oldukça birbirinden ayrılarak açılır.Oyunun önemli bir özelliği şudur;ikinci kez tekrarlandığında eller,belli aralıklarla çırpılır ve tekrar tutuşulur.Diğer bir özelliği de üçüncü tekrarda eller bele dayandırılır ve ani bir hareketle tekrar bele dayandırılır ve ani bir hareketle tekrar eller tutuşulur.Yani,birinci safhada eller
birbirine yapışık,ikinci safhada eller çırpılır,üçüncü safhada eller bele tutulur ve biter.
7-KULUNGİ :
Şırnak ve ilçelerinde oturan göçebelerin bir oyununur.Bir kişi ortada oynarken,etrafındaki halkı,kollarını turnalar gibi açarak oynarlar.Daha sonra ani bir hareketle,turnalar gibi ötüşerek ortadakini döverler.Bu oyunun verdiği mesaj şudur; sürüden ayrılanın cezalandırılmasıdır.
8-AĞIR :
Genellikle yaşlı ve orta yaşlıların oynadığı bir oyundur.Eller omuzlar üzerinde tutulur.Çalgı ağır bir şekilde çalınır.Oyun ritmi çalgıya uyarak.sağ ayak üzerine hafif meyil edilerek yaylanır,daha sonra geriye doğru tekrar doğrularak öne adım atılır.Arada bir nara atılır.
9-BERİTE :
Eskiden beylikler arasında çıkan savaşlardan önce ve sonra oynanırdı.Çalgı içli ve ağır çalmaya başladığından eller yanda tutulur ve bir nara ile başlar.Önce geriye doğru gerinilir,sonra dizler üzerine yaylanarak hafif bir adım atılır,akabinde birbirlerinin yüzüne bakarak nara atarlar.
Turizm Aktiviteleri
Yayla Turizmi
Beytüşşebap ilçesinde bulunan Faraşin yaylası görülmeye değer bir yerdir.
Dağ ve Doğa Yürüyüşü
Cudi dağı, Şahköy çağlayanı, Herekol dağı, dağ ve doğa yürüyüşü yapmaya elverişli alanlardır.
Akarsu Turizmi (Kano-Rafting)
İlin en önemli akarsuyu olan Kızılsu, Habur ve Hezil çaylarının beslediği Dicle Nehri, akarsu turizmine elverişlidir.
Sportif Olta Balıkçılığı
Kızılsu Çayı’nda sportif olta balıkçılığı yapılmaktadır.
Bitki İnceleme
Cudi dağı floristik açıdan önemli bölgelerden biri olmakla birlikte henüz yeterince araştırma yapılamamıştır.
Yaban Hayatı
İlin orman kuşağına giren dağlık kesimleri yaban hayvanları için elverişli barınaklar oluşturmaktadır. En çok rastlanan yaban hayvanları tilki, tavşan, çulluk, keklik, ördek, kaz, turna ve bıldırcındır.
Şırnak yöresi el sanatları
Asırlar boyu köylerde ve göçebe çadırlarında, klasik kilim tezgâhlarında elle dokuma sonucu üretilen Şırnak (Jirki) ile (Guyan) kilimleri, Valiliğimiz tarafından hazırlanan proje çerçevesinde “Teknik ve Bilimsel” metotlarla ve usta öğreticiler gözetiminde, ”Gerdirmeli Tip” tezgâhlarda dokunmaya başlanmıştır.
İlimiz genelinde yaygınlaştırılan Şırnak kilim dokumacılığı, büyük bir gelişme göstermiştir. Kilimlerimize olan talepler günden güne artmaktadır. Ünü ülkemizi aşmış olup, dış ülkelere ulaşmıştır.
Motif ve desen zenginliğinin sıra, sıra dokunduğu “Şırnak Kilimleri” hakiki yün iplik ve kök boya uygulamasıyla, el emeği göz nurunun sergilenmesidir. Şırnak kilimlerinde kullanılan tüm desenler yöreye hastır. Şekillerini, bölge insanının yaşantısından, doğanın şekil ve özelliklerinden esinlenerek yaratmıştır.
Şırnak kilimciliğinde kullanılan desen ve motifler takriben elliye yakındır. Bazılarını sıralarsak: BEKİK, CANBEZAR, ÇILGUL, GULA GUHARUK, GULSARİYE, GULHEZAR, JİRKAN, JİRKİ, KESNEKER, LÜLE, SERHEŞTİVİK, ÜLİSİ, ÜRİSİ, GULSARİYADÜGUL, GAMAZK, GUYANİ, ŞAMARATİLİK, ŞAHBARAN, ŞAMARİ, TİLİK, KEVJAL, TAYRIK, HELİN, GÜLÇİN, GULŞIVAN, BELİTANİK, GUPALEÇILDAR.
Valiliğimizce Mart 2004 tarihinde başlatılan Jirki kilim dokumacılığı kursuna İl Merkezinde 43, Beytüşşebap ilçesinde 50, Cizre ilçesinde de 25 kursiyer kurslara devam etmektedir. Ayrıca Valiliğimizce tanıtım amacıyla hazırlanan katalog çeşitli yerlerde halka, ilgi duyanlara dağıtılmaktadır.
2-ŞAL ŞAPİK
a) Şal-Şapik Kumaşının Hazırlanışı
Tiftik keçisinden elde edilen ve “gej” adı verilen yün, büyük kazanlar içerisinde işçi kadınlar tarafından ilkin temizce yıkanıp kurutma tezgâhlarında kurumaya bırakılır. Kuruyan gej, işçi kadınların ellerine bu sefer de ayıklanmaları için gelir ve elle ayıklanarak taraklanacak hale getirilir. Ayıklanmış gej, sabit ayak bir tahtaya işlenmiş tel ya da çivi taraklarda kıl kıl taranıp boyanmaya hazır hale getirilir.
Özel yöntemlerle çok kısıtlı miktarlarda elde edilen doğal kök boyalar, bölgenin ustaları tarafından şal-şapik üretiminde kullanılacak yünün, yani gej in boyanması için yine büyük kazanlarda özel olarak hazırlanır. Gej, bu büyük boya kazanlarında boyanın iyice içine işleme- si için belirli bir süre bekletilir. Kıvamı şal-şapik ustalarınca belirlenen boyama aşamasından sonra boya kazanlarından alınan gej, kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra tekrar içi 50-55 derece sıcaklıkta suyla dolu olan kazanlarda yıkanmaya verilir. Tekrar kurutma tezgâhlarına alının gej, kurutulmuş halde iplik yapımı aşaması için yine işçi kadınların hamarat ellerine teslim edilir. Gej in iplik haline getirilmesi, işçi kadınların kullandığı teji adı verilen ucu topuklu, çengeli kalem şeklinde bir çubukta uzunca bir süre sarmalanarak gerçekleştirilir. Gej, Teji nin ucundaki çengele tutturulur ve dizde kıvrılarak boşlukta sallanmaya bırakılır. Uzun ve zahmetli bir süreç olan bu işlemden sonra gej eğirilmiş ve iplik haline Gej bu işlemden sonra artık çok ince bir ipliğe dönüşmüştür. Ancak bu ipin işi henüz bitmemiştir. Bu iplikten şal şapik üretilebilmesi için üzerinde birkaç işlem daha yapılması gerekir. Son şeklini almak üzere bu ip, ustalarca tifillenmeye alınır. Tifillenmiş ip, artık tezgâha işlenmeye ve şalşapik e dönüşmeye hazırdır.
Yine bu işin ustalarınca tezgâhta ilmik ilmik işlenir. Elde edilen kumaşın deseni, rengi ve diğer bir takım özellikleri sadece bu yöreye özgüdür ve yalnızca şal şapik üretiminde kullanılır. Şal Şapik, genişçe bir pantolon, yelek ve içyelek ten oluşan, yalnızca Şal şapik için üretilen bu kumaş, önceleri yalnızca bir erkek kıyafeti olan şal şapik yapımında kullanılırdı. Ancak son zamanlarda yörenin kadınları da şal şapik kumaşını kendi giysilerinde kullanmaya başlamışlardır. Böylece şal şapik kumaşının kullanım alanı çeşitlenmiş ve renklenmiştir. Artık bu özel kumaştan kadınlar için ceket ve etek de yapılmakta
dır. Erkekler için ise şalşapik in yanısıra ceket ve kravat da üretilmeye başlanmıştır. Bütün bu ürünler, yalnızca bu yöreye özgü şal şapik ten üretildiğinde, kadın erkek bütün yöre halkı tarafından büyük rağbet ve ilgi ile karşılanmakta ve talep edilmektedir.
b) Şal-Şapik Kumaşının Etkin Olduğu Dönemler:
Fabrika dokumacılığının etkin olmadığı dönemlerde Şırnak ve yöresindeki vatandaşların çoğu geçimini Şal-Şapik kumaşını dokuyarak sağlarlardı. Hayvancılık yapan tiftiğini satardı. Ev kadınları Şal-Şapik ipinin yıkanması eğrilme ve boyanması işini Yapılan Şal-Şapik kumaşı halkın tercihlerine göre dokunduğu ve her motifin kendine göre anlamı olduğu, düz desenlerle yapıldığı anılmakta ve beğenilmektedir. En beğenilen motifleri TİYARİ, BIRKEYİ, BINEFŞİ, PUŞTPEZİ, ESLİ, ŞİGUYİ, BEKIBEGİ, SEMEKÜK, BENÇ MEKÜK, DRELİ, KARMA RENK olanlardır. Ayrıca kişiye özel de yapılabilmektedir.
c) Şal-Şapik Kıyafeti:
ŞAL : Erkeğin boyuna göre dikilir. Geniş boru paçalı olup pantolon olarak giyilir.
ŞAPİK : Göynek yani gömlek yerine geçen kollu giysidir.
YELEK : Bilinen yelek şeklinde dikilip şapiğin üstüne giyilir.
Şal-Şapik giysisinin diğer aksesuarları da bu giysi ile birlikte takılıp giyilir. Bunlar Kras-Levendi ve Şelem’dir.
Şal-Şapik kumaşının önemli özelliklerinden biri de yazın serin kışın sıcak tutmasıdır.
Tarihi önemi olan bu kültürel mirasımızın korunması ve gelecek nesillere aktarılması aynı zamanda bu sanatı icra eden kişilerin bütçelerine ekonomik bir katkıda bulunulması amacıyla Valiliğimizce açılan Şal-Şapik dokumacılığı kursunda 12 gencimiz bu sanatı öğrenmektedir.
3-İPEK HALICILIĞI
Valilikçe hazırlanan proje çerçevesinde Şırnak il merkezinde İpek Halıcılığı kursu açılmış olup 16 adet kursiyere bu sanat öğretilmeye çalışılmaktadır. İpek halı ebatlarına göre birkaç kısma ayrılır. Bunlar 40 lık, 60 lık, 80 lik, 90 lık ve metreliktir. 40 lık halıya bir kişi, 60 lık halıya iki kişi, 80 lik halıya üç kişi, 90 lık ve metrelik halıyı dört kişi dokuyabilmektedir.
40 lık halıyı bir ayda, 60 lık halıyı iki ayda, 80 lik ve 90 lık halıyı 5 ayda metrelik halı 6 ayda bitmektedir. Bu tür halılarda Havuzlu Bahçe, Yedi Dağın Çiçeği, Asma Kapı, Çeşme Bülbül, Sihirli Vazu, Pelin, Yedi Dağın Gülü, Şule, Bir Demet Gül, Bengü, Sezarın Mezarı desenleri kullanılmaktadır.
Halıların desenleri 10-12 karttan ibarettir. Bu kartlar 900 ile 1200 sıradan ibaret olup, kişiler bu halılarda 12 veya 14 sıra yapmaktadır. 40 lık halı 450 ilme, 60 lık halı 630 ilme, 80 lik ve 90 lık halı 950 ilme ve metrelikte 1200 ilmedir. Bu ipek halılar genelde yurt dışına pazarlanmakta olup, Döviz getirisi daha çok olduğundan yurt içinde kullanılmamaktadır. Bu halılarda ipek ipliği kullanılır. Halılar 15 ve 20 tane renkten oluşmaktadır. İpek halı çok özenle dokunmalı ve çok temiz olmalıdır.
4-DİĞER DOKUMA ÜRÜNLERİ
Çeşitli Dokuma ve kilimler
a) Parzun
Eskiden bayanların çok amaçlı bebek yiyecek ve benzeri eşyaları sırtlarında taşımak için kullandığı bir çanta türüdür. Halen günümüzde kırsal kesimde bayanlar kullanmaktadır. Daha çok şehirde yaşayan bayanların kullandığı ve özenle süslediği bir taşıma aracıdır.
b) Hurcizin (At Heybesi)
Yörede genellikle at ve motosiklet üzerinde eşya koymaya ve taşımaya yarayan ve iki tarafa sarkan bir çanta türüdür.
c) Turik
Bu heybeyi kadınlar işe giderken sırtlarında çocuk ve diğer hafif eşyaları taşımak için kullanırlar.
d) Mizer
Örtü amaçlı yapılmaktadır. Genellikle yünden yapılır. Evlerde yatak ve diğer benzer eşyaları örtmek için battaniye yerine de kullanılmaktadır.
5-OYALAR
Oya süslenmek amacıyla ve taşıdıkları mesajlarla bir iletişim aracı olarak kullanılan iğne, mekik, tığ, firkete gibi aletlerle yapılan bir el sanatıdır. Genellikle aynı tür iplik kullanılan bu tekniklerde iplikler halka haline getirilir. Zincir çekilir birbirine bağlanır, düğüm atılır, bazen boncuk, pul ve payet kullanılarak şekillendirilir. Her tekniğin kendine has güzellikleri zardır.
Başlıca oya çeşitlerin şu şekilde sıralayabiliriz.
İğne oyaları, Boncuk oyaları, Koza oyaları, Yün oyaları, Mum oyaları, Dokuma oyaları, Tığ ve Firkete oyaları.
Şırnak yöresinde en çok tığ ve boncuk oyaları yapılır. Malzemesi genellikle tığ, ipek ve pamuk iplikleridir. Oya ile yapılan bazı desenler sadece Şırnak’a ait olup başka yörelerde görülmemektedir. Bekar kızlarımız bu oyaları yazmaya veya tülbentlere işleyerek giyerler. Yaşını almış bayanlarımız bunları takmazlar. Evli bayanlar kıtan denilen eni otuz santim boyu beş metre ince boncuklarla işlenmiş kıtan (tülbent) giyerler.
6-ÇORAPLAR
Anadolu çorapları renk motif ve malzeme bakımından her bölgede kendine göre bir karakter gösterir. Şırnak çoraplarının da kendine has renk, motif ve özellikleri vardır. Çoraplardaki örgü biçimleri ve motifler, ören kişinin duygu ve düşüncelerini dile getirir. Çoraplardaki motifler, bazen sosyal bir olayı ve ilişkileri bazen duygusal yoğunlukların, bazen de doğadan alıntıların aynasıdır.
7-AYAKKABILAR
Eskiden Şırnak ili ve ilçelerinde erkek ve bayanların giydikleri ayakkabılar, çarık, kalık ve Reşık idi.
Çarık : Tabanı araba dış lastiği, üstü ise yün iplikle örülü ve iki uzun bağı mevcuttu.
Kalık : Tümü yumuşatılmış keçi derisinden yapılır. Keçi derisi yumuşatıldıktan sonra ince, ince kesilerek iplik haline getirilir. Bu ipliklerle ayakkabı şeklinde örülür. Bağları da bu ipliktendir.
Raşık : Ana malzemesi tiftiktir. İplik haline getirilen tiftik aynı patik yapılır gibi örülür. Özel taraklarla kabartılır. Giyinişi hafif ve çok rahattır. Yöremizde kullanılan bu ayakkabılar çok sağlıklı olup, ayağımızı yazın serin kışın sıcak tutar. Artık bu ayakkabılar giyilmediği gibi yöremizde de modern kıyafetler gibi modern ayakkabılar giymektedirler. Ancak mahalli kıyafetler, yöreye has özel günlerde, düğünlerde bazen giyilmektedir. En çok kullanılan renkler beyaz ve krem renkleridir.
8-TAKILAR
Bayanlar takı olarak hızma, kulağa Berguher (Küpe tipi), saç kâküllerine serkezi, ayağa Halhal, boyuna gerdanlık ve bele de altın kemer takarlar.
Şırnak ili Türkiye'nin Güneydoğu bölgesinde bulunan sınır illerinden birisidir. Irak ve Suriye ile sınır oluşturur. Şırnak ilinin ilçeleri Beytüşşebap, Cizre, Güçlükonak, İdil, Silopi, Uludere ilçeleridir. Şırnakta gezilecek yerler arasında genellikle türbeler mevcuttur. Memuzin Türbesi ve Nuh Türbesi bunlardandır.
Linkback: https://www.buyuknet.com/sirnak-ili-tarihi-ve-hakkinda-bilgiler-t38917.0.html