Sadullah Paşanın Hayatı

admin12.10.2010 - 03:17
Sadullah Paşa (Osmanlıca: سعد الله پاشا, d. 1838, Erzurum - ö. 1891, Viyana) Ticaret ve Ziraat Nazırlığı görevinde bulunmuş, Tanzimat Döneminin önde gelen Osmanlı devlet adamı, siyasetçi ve diplomat.

Hayatı

Sadullah Paşa 1838 yılında Erzurum'da doğdu. Babası Esad Muhlis Paşa'dır. İlk öğretimini bitirdikten sonra özel olarak Arapça, Farsça ve Fransızca dillerini öğrendi. Fransız ve Doğu edebiyatları üzerine de özel dersler aldı.

1853 yılında devlet hizmetine girdi. Önce "Maliye Varidat Kalemi"nde çalıştı. 1856 yılında Babıali Tercüme Odası'nda görev aldı. 1866'da "Mezahib Kalemi"ne tayin edildi. 1868'de "Şuray-ı Devlet Maarif Dairesi Başmuavini" yapıldı. 1869'da ise "Şuray-ı Devlet" üyeliğine geçirildi. 1870'te ise "Şuray-ı Devlet Baş Katibi" yapıldı. 1871'de "Matbuat Müdürlüğü" üzerinde olarak "Divan-ı Humayun Tercümanlığı"'na geçirildi. 1874'te "Defter-i Hakani" Nazırlığı görevi verildi. 4 Nisan 1876 - 30 Mayıs 1876 tarihleri arasında Ticaret ve Ziraat Nazırı olarak görev yaptı. Daha sonra da V. Murad'ın "Mabeyn Başkatibi" oldu. II. Abdülhamid'in tahta çıkması üzerine Bulgar İsyanlarını araştırmak üzere Filibe'ye gönderilen komisyona başkanlık yapmakla görevlendirildi.

Sultan V. Murad'ı tekrar tahta geçirmek isteyenler arasında bulunduğu iddia edilerek 1877'de Berlin Sefirliğine tayin edildi. Berlin'deyken Ayastefanos Antlaşması ve Berlin Kongresi'nin müzakerelerine katıldı. 1881'de kendine vezirlik payesi verildi. 1882'de Viyana Sefirliğine tayin edildi ve bu görevde dokuz yıl kaldı. Bu görevine devam ederken 1891 yılında, odasında hava gazını açarak intihara teşebbüs etti. Kurtarılmaya çalışılsa da, dört gün hastanede kaldıktan sonra 18 Aralık 1891'de öldü. Sadullah Paşa'nın intiharına, ülkesinin içinde bulunduğu durum karşısında duyduğu üzüntü, çocuklarını görmek için bile İstanbul'a dönmesine izin verilmemesi nedeniyle kapıldığı umutsuzluk ya da Büyükelçilik hizmetindeki kadınlardan biriyle gönül ilişkisinde kadının hamile kalması sonucu ortaya çıkacak rezaletten kurtulmanın yolunu bulamamasının sebebiyet verdiği söylenmektedir.


Sadullah Paşa'nın II. Mahmud Türbesi haziresinde bulunan anıt mezarı, İstanbul
Cenazesi İstanbul'a getirilerek II. Mahmud Türbesi haziresine defnedilmiştir. 14 yıl ayrı kaldığı eşi Necibe Hanım, Sadullah Paşa'nın öldüğüne inanmadı ve 80 yaşındaki ölümüne kadar, İstanbul'daki yalılarında Sadullah Paşa'nın geri dönmesini bekledi.

Sadullah Paşa'nın oğlu Nusret Ayaşlı'nın eşi Münevver Ayaşlı, kayınpederinin sürgün gibi görevlerinin Mehmed Said Paşa'nın kıskançlığı ve iftirası neticesinde yaşandığını, zira Sadullah Paşa gibi sadık bir devlet adamının Padişah (II. Abdülhamid) ile ters düşmesinin mümkün olamayacağını belirtmiştir. (Münevver Ayaşlı'nın, eşi Nusret Ayaşlı'nın ölümünün ardından, hiç tanımadığı kayınpederi de dahil olmak üzere dönemin ünlü isimleri hakkında kaleme aldığı eser sıklıkla fikir yürütmelere dayanır; Ayaşlı'nın Sadullah Paşa'nın intihar sebebi olarak gösterilen evlilik dışı ilişkisinin de gerçek olamayacağında ısrar ettiği bu kitaptaki iddialar, Sadullah Paşa'nın Galib Bey tarafından yazılmış biyografisini yayınlayan Nazir Akalın tarafından reddedilmiştir.



İstanbul'da Sadullah Paşa'nın yaşamış olduğu Sadullah Paşa Yalısı Boğaziçi'nin en gözde yalılarından biridir.

Eserleri

Sadullah Paşa edebiyatla da uğraşmıştır. Şair olarak Alphonse de Lamartine'in şiirlerini Türkçeye çevirmiş ve bunlardan "Göl" adlı eser edebi çevirilerden en başarılarından olduğu belirtilmiştir. İki şiiri de basılmıştır. Ayrıca bazı nazım eserleri de vardır.[1]

Kaynakça

Wikipedia

Linkback: https://www.buyuknet.com/sadullah-pasanin-hayati-t22356.0.html

admin12.10.2010 - 03:17

Sadullah Paşanın Hayatı ve tarihteki önemi


Tanzimat devri devlet adamı ve şâir. 1838?de Erzurum?da doğdu. Babası çeşitli illerde vâlilik yapmış Esad Muhlis Paşadır. İyi bir tahsil gören Sadullah Paşa, babasının kontrolünde özel hocalardan Arapça, Farsça, Fıkıh, Akaid, Tabiiyye, Kimyâ ve Fransızca dersleri aldı.

1853?te ilk memuriyetine başlayarak, mâliye Vâridat Kaleminde vazifelendirildi. Üç sene kadar burada çalıştıktan sonra, Bâbıâli Tercüme Odasına geçti. Kısa zamanda memuriyette derecesi yükseldi ve sırasıyla Mesahib Kalemine (1866), Şûrâ-yı Devlet Maârif Dâiresi Başmuavinliğine (1868) ve ardından da Başkitâbetine (1870) geldi. Dîvân-ı Hümâyun Tercümanlığına (1871), Dîvân-ı Hümâyun Amedliğine ve Defter-i Hâkânî Nezâretine (1874), Temyiz Mahkemesi Reisliğine (1876), Ticâret Nezâretine ve Sultan Murâd?ın tahta geçmesiyle de Mâbeyn Başkâtipliğine (1876) tâyin edildi.
Sultan İkinci Abdülhamid Han zamânında, Bulgaristan Meselesini yerinde incelemek üzere Filibe?ye gönderilen komisyona başkanlık yaptı. Bu vazîfesini tamamladıktan sonra Berlin?e elçi olarak gönderildi. Buradayken Ayastefanos Antlaşması ile Berlin Kongresine ikinci murahhas olarak katıldı. Berlin?deki başarılı çalışmalarından dolayı vezirlik rütbesi verildi (1881). 1883?te Viyana Büyükelçiliğine tayin edildi. 1891?de Viyana?da intihar etti. Cenâzesi İstanbul?a getirilerek Sultan Mahmud Hanın türbesinin bahçesine gömüldü.

Sadullah Paşa, devlet adamlığı yanında edebiyatla da uğraşmıştır. Fakat yazdıklarının pek çoğu ele geçmemiştir. Yazdıklarının içinde en önemlisi On dokuzuncu Asır manzumesidir. Bu manzumede batının ilerlediği müspet ilimlere, Türklerin de ayak uydurması gerektiğini savunmaktadır. Sadullah Paşanın batı dillerinden yaptığı tercümelerin en meşhuru Göl adlı eseridir. Berlin Mektupları, Charlottenbourg Sarayı, Paris Ekspozisyonu, Cevdet Paşaya Mektup, bilinen eserleridir. Berlin Mektupları, Tanzimat devri seyahat edebiyatının ilk örnekleridir Sadullah Paşa 1838 Erzurum doğumlu Osmanlı devlet adamı. İyi bir eğitim gören Sadullah Paşa babasının kontrolünde özel hocalardan Arapça Farsça Fıkıh Akaid Tabiiyye Kimya ve Fransızca dersleri aldı.

1853’te ilk memuriyetine başlayarak mâliye Vâridat Kaleminde görevlendirildi. Üç sene kadar burada çalıştıktan sonra Bâbıâli Tercüme Odasına geçti. Kısa zamanda memuriyette derecesi yükseldi ve sırasıyla Mesahib Kalemine (1866) Şûrâ-yı Devlet Maârif Dâiresi Başmuavinliğine (1868) ve ardından da Başkitâbetine (1870) geldi. Dîvân-ı Hümâyun Tercümanlığına (1871) Dîvân-ı Hümâyun Amedliğine ve Defter-i Hâkânî Nezâretine (1874) Temyiz Mahkemesi Reisliğine (1876) Ticâret Nezâretine ve Sultan Murâd’ın tahta geçmesiyle de Mâbeyn Başkâtipliğine (1876) tâyin edildi.

Sultan İkinci Abdülhamidzamânında Bulgaristan Meselesini yerinde incelemek üzere Filibe’ye gönderilen komisyona başkanlık yaptı. Bu vazîfesini tamamladıktan sonra Berlin’e elçi olarak gönderildi. Buradayken Ayastefanos Antlaşması ile Berlin Kongresine ikinci murahhas olarak katıldı. Berlin’deki başarılı çalışmalarından dolayı vezirlik rütbesi verildi (1881). 1883’te Viyana Büyükelçiliğine tayin edildi. 1891’de Viyana’da intihar etti. Cenâzesi İstanbul’a getirilerek Sultan Mahmud Hanın türbesinin bahçesine gömüldü.

Sadullah Paşa devlet adamlığı yanında edebiyatla da uğraşmıştır. Fakat yazdıklarının pek çoğu ele geçmemiştir. Yazdıklarının içinde en önemlisi On dokuzuncu Asır manzumesidir. Bu manzumede batının ilerlediği müspet ilimlere Türklerin de ayak uydurması gerektiğini savunmaktadır. Sadullah Paşanın batı dillerinden yaptığı tercümelerin en meşhuru Göl adlı eseridir. Berlin Mektupları Charlottenbourg Sarayı Paris Ekspozisyonu Cevdet Paşaya Mektup bilinen eserleridir. Berlin Mektupları Tanzimat devri seyahat edebiyatının ilk örnekleridir.

Edebi kişiliği



Edebiyat çalışmalarını birinci plana almayıp bunu bir amatör gibi sürdüren Sadullah Paşa 1838 yılında Erzurum''da doğdu. Babası Esat Muhlis Paşa İkinci Mahmut döneminin ünlü vezirlerindendi. Sadullah Paşa öğrenimini İstanbul''da «Darülmaarif» adlı bir okulda yaptı. İyi bir tahsil gören Sadullah Paşa babasının kontrolünde de özel hocalardan Arapça Farsça Fıkıh Akaid Tabiiyye Kimya ve Fransızca dersleri aldı.

Babıâli Tercüme Odası''na memur adayı olarak girdi. «Divan-ı Hümayun Tercümanlığı» görevi ile hayata atıldı. Maarif Müsteşarlığı yaptı. Beşinci Murat''ın kısa süren padişahlığı sırasında Mabeyn Başkâtibi oldu. Beşinci Murat''tan sonra tahta geçen Sultan İkinci Abdülhamit Han zamanında Bulgaristan Meselesini yerinde incelemek üzere Filibe’ye gönderilen komisyona başkanlık yaptı. Bu vazifesini tamamladıktan sonra Berlin’e elçi olarak gönderildi. Buradayken Ayestefanos Antlaşması ile Berlin Kongresine ikinci murahhas olarak katıldı. Berlin’deki başarılı çalışmalarından dolayı vezirlik rütbesi verildi (1881). 1883’te Viyana Büyükelçiliğine tayin edildi. 1891’de Viyana’da (Sefarethanenin hamam odasında hava gazı borusunu ağzına almak suretiyle) intihar etti. Cenazesi İstanbul’a getirilerek İkinci Mahmut Türbesi bitişiğindeki küçük mezarlığa gömüldü.

Sadullah Paşa edebiyat alanında bir amatör olarak çalışmış ama bu kadar çabalarıyla bile yeni Türk edebiyatının oluşmasında oldukça yararı dokunmuş bir kimsedir. Yeni Türk edebiyatı batıya yönelir ve ondan örneklenirken bu hususta en verimli alanlardan biri de oradan şiir çevirileri yapmaktı. Bu ortamda Tanzimat döneminde batıdan Türkçe''ye ilk şiir çevirisi yapanlardan biri de Sadullah Paşa olmuştur. Onun «Ondokuzuncu Asır» adlı ünlü manzumesi -belki edebi değerinden başka çağdaş uygarlığı tanıtmak istemesi bakımından çok değerli bir belge karakteri taşır. "Lamartine" den çevirdiği çok tanınmış «Göl» manzumesi de yeni şiir zevkinin belirli bir örneğini teşkil eder. Sadullah Paşa''nın siyasi ve kişisel anılarıyla gezi notları niteliğindeki kimi yazıları da Tanzimat''la birlikte kendini göstermeye başlayan yeni edebi nesrin üzerinde durulmaya değer örnekleridir.


Eserleri

Sadullah Paşa devlet adamlığı yanında edebiyatla da uğraşmıştır. Fakat yazdıklarının pek çoğu ele geçmemiştir. Yazdıklarının içinde en önemlisi On dokuzuncu Asır manzumesidir. Bu manzumede batının ilerlediği müspet ilimlere Türklerin de ayak uydurması gerektiğini savunmaktadır.

Sadullah Paşa''nın cilt teşkil edecek büyük bir eseri ya da tüm yazılarını bir araya toplayan bir kitabı yoktur. Ancak onun acıklı yaş.... ve trajik sonunu dile getiren -başkası tarafından hazırlanmış- bir eser bulunmaktadır. Bu kitabın adı: Sadullah Paşa -yahut- Mezardan Nidâ''dır. Kitap Paşa''nın yakınlarından Mehmet Galip Bey tarafından düzenlenmiş İkinci Meşrutiyet''ten sonra basılmıştır.

Sadullah Paşanın batı dillerinden yaptığı tercümelerin en meşhuru Göl adlı eseridir. Berlin Mektupları Charlottenbourg Sarayı Paris Ekspozisyonu Cevdet Paşaya Mektup bilinen eserleridir. Berlin Mektupları Tanzimat devri seyahat edebiyatının ilk örnekleridir. Tanzimat döneminin pozitivist ve materyalist anlayışı savunan ilk şairi oldu. Fazla eser vermemiş olan Sadullah Paşa yayımladığı birkaç makale ve çeviri içinde en çok Lamartin''den Göl şiiri çevirisi ve Ondokuzuncu Asır adlı şiiriyle tanınmıştır.

"Ondokuzuncu Asır" adlı manzumesinde Sadullah Paşa iki zihniyeti mukayese eder. Ona göre skolâstik dönemin yanlış eksik ve olumsuzluklarına karşılık yeni çağda insanın aklı ve iradesiyle gerçekleştirdiği hızlı ve baş döndürücü bir gelişme söz konusudur. İnsanın idrak kabiliyeti bu çağda en üst seviyeye ulaşmış gerçekleşmesi imkansız sanılan pek çok şey de bu asırda gerçekleştirilmiştir. Eski dönemlere ait bütün bilgiler temelinden sarsılmış kâinat yeniden keşfedilmiş ilim ve irfan deneyci tavrıyla batıl inançları temelinden yıkmıştır.

admin12.10.2010 - 03:18
Sadullah Paşa’nın hayatı hakkında bilgi..

Sadullah Paşa, Tanzimat döneminin devlet büyüklerinden ve önemli şairlerinden biridir. 1838 yılında Erzurum ilinde dünyaya gelmiştir. Babası olan Esad Muhlis ülkenin farklı yerlerinde valilik görevlerinde bulunmuştur. Esad Muhlis’in gayretleri ile özel hocalardan Fransızca, Arapça, Fıkıh, Farsça, Akait, Tabiye, Kimya dersleri alarak iyi bir öğrenim görmüştür. İlk olarak 1853 yılında memur hayatına başlangıç yapan Sadullah Paşa, mliye Vridat Kaleminde göreve başlangıç adımını atmış oldu. 3 yıl süre ile maliye varidat kaleminde çalışan Sadullah Paşa daha sonra Bbıli Tercüme Odasında hayatını devam etmeye başladı. Başarısı ve gayreti ile memuriyet hayatında rütbe atladı ve ardından sırasıyla Mesahib Kalemine (1866 yılı), Ş»r-yı Devlet Marif Diresi Başmuavinliğine (1868 yılı) ve sonra da Başkitbetine (1870 yılı) geldi. D®vn-ı Hümyun Tercümanlığına (1871 yılı), D®vn-ı Hümyun Amedliğine ve Defter-i Hkn® Nezretine (1874 yılı), Temyiz Mahkemesi Reisliğine (1876), Ticret Nezretine ve Sultan Murd’ın tahta geçmesiyle de Mbeyn Başktipliğine (1876 yılı) tyin edildi. Sultan İkinci Abdülhamid Han başta oldu dönemde, Bulgaristan sorunu ile ilgilenmek ve incelemek üzere Filibe’ye gönderilen komisyonun başkanlığını da yaptı. Komisyon başkanlığı görevinden de alnının akı ile ayrılan Sadullah Paşa daha sonra Berlin’e elçi olarak gönderilmiştir. Ayastefanos Antlaşması ile Berlin Kongresine ikinci murahhas olarak katıldı. 1881 yılında Burada da yapmış olduğu başarılı işlerden ötürü vezirlik rütbesine ile ödüllendirildi. Ve iki yıl sonra yani 1883 yılında da viyana büyükelçiliğine atandı. Sadullah Paşa 1891 yılında Viyana şehrinde intihar etti. Naaşı İstanbul’a getirilen Sadullah Paşa Sultan Mahmud Han’ın türbesine gömüldü.
Sadullah Paşa hayatı hakkında, devlet adamlığı ve ileri gelenlerinin diğer tarafında edebiyat ile de yakından ilgilenmiştir. Ancak yazılarının bir çoğu bilinmemektedir. Sadullah Paşa’nın en önemli eseri 19. On dokuzuncu Asır manzumesidir. Bu manzumede batının ilerlediği müspet ilimlere, Türklerin de ilgi duymasını ve benimsemesini savunmaktadır.
Sadullah Paşanın en önemli çeviri eseri Göl’dür. Sadullah Paşa’nın bilinen başlıca eserleri ise; Berlin Mektupları, Charlottenbourg Sarayı, Paris Ekspozisyonu, Cevdet Paşaya Mektup’dur. Seyahat edebiyatı ile ilgili yapılan ilk yazılar da Sadullah paşa’ya ait olan Berlin Mektupları eseridir.

Etiket:
Sadullah Paşanın Hayatı  sadullah paşa  sadullah paşa kimdir  sadullah paşanın eserleri 

Bu bilgi size yardimci oldu mu?

EvetHayır
Sadullah Paşanın Hayatı
Sadullah Paşanın Hayatı
(Ortalama: 5 üzerinden 2.5 - 4 Oy)
4