Ey Şanlı NebiCehalet insanı, boğduğu zaman,
Yetiştin zalime, vermedin aman.
Adın anılıyor, inan her zaman,
Alemlere Rahmet, sevgili Nebi.
İnan ki candan, özledik seni,
Hasretin her an, yakar sinemi.
Hediye bıraktın, bana dinimi,
Minnettarım sana, Ey Şanlı nebi.
Güneşim, ayım, ışığım sensin,
Sensiz bu dünyayı, garip neylesin,
Allah’tan sen bize, bir hediyesin.
Gönlümün sulatanı, Ey şanlı nebi.
Sen gideli inan, bozuldu bağlar.
Ümmetin dertlidir, bağrı kan ağlar.
Senden umut bekler, hastalar sağlar.
Ey dertlere derman, Ey şanlı nebi.
Necdet Erem
Ey Kutlu PeygamberEy kutlu peygamber
Ne mutlu bize
Seni bildik ve tanıdık
Ne mutlu bize
Sen bizim ayımızsın
Karanlık gecede
Sen bize müjdecisin
Üzüntü günümüzde
Sen bizim güneşimizsin
Kıyamet saatinde
Ey kutlu peygamber
Ne mutlu bize
Ey kutlu peygamber
Ne mutlu bana
Ülfet ettin sen
Bu kölenle
Ey kutlu peygamber
Gözettin ümmetini
Ey kutlu peygamber
Ne güzelsin sen
O eşsiz tebessümünle
Ahmet Kemal
Gül kokulu Peygamber ümmetiyizO'nun için kainat yaratılan,
Eşsiz büyük Peygamber ümmetiyiz
Cahiliye dönemine son veren,
Gül kokulu Peygamber ümmetiyiz
Mazlumu,yetimi Koruyup seven,
Haklıya hakkını adilce veren,
Tövbe edip hak yola davet eden,
Gel diyen bir Peygamber ümmetiyiz
Sevgi yolu oldu tüm mahlükate,
Hoş görüy O getirdi hayata,
Yer vermedi asla kine nefrete,
Sev diyeni bir Peygamber ümmetiyiz
Yürüyün der bize,Allah yolunda,
Daime taht kurun,gönül dalında,
Harcayın ömrü Hakkın yolunda,
Gül diyen bir Peygamber ümmetiyiz
Seyfet Bozçalı
Gitti PeygamberKırk yaşına erdi, risalet geldi,
Alemlere, rahmet idi peygamber
Seçilip övülmek, ne de güzeldi,
İnsanlığa ışık saçtı peygamber
Oku dedi Ona Cibril-i emin,
Ben okuma bilmem dedi peygamber
Nur yağdı semadan, inledi zemin,
Kuranla muhatap oldu peygamber
İnsanlar güvenip inandı Ona,
Suffede öğretmen idi peygamber
Canlar feda olsun Onun yoluna,
Savaşta komutan idi peygamber
Yeri geldi imam oldu ashaba,
İslamı dünyaya yaydı peygamber
Yeri geldi evde müşfik bir baba,
Zulmetleri aydınlattı peygamber
Savaşta düşmanın belini kırdı,
Müşriklere korku saldı peygamber
Ebu Bekirle hiç ayrılmazlardı
Onu da bırakıp gitti peygamber
Sonunda ayrılık vakti gelmişti,
İnsanlara veda etti peygamber
Sahabe çok üzgün, acep ne işti?
Faniden bakıye göçtü peygamber
Yürekler yanıyor ashap perişan,
Ehl-i beyt ağlıyor, yoktu peygamber
Böyle bir acıya dayanmaz insan,
Bizi yetim koyup gitti peygamber
Adem Uysal
Peygamberle ilgili şiirler
Bir gece ki aleme Miraç yadigâr oldu,
Yüce Rabb’in rahmeti insanlığa ödüldür.
Rabb’im kutsal şerefe Resulü layık gördü,
Yüce Rabb’im rahmetin gönüllere ödüldür.
Bir mucize ki gökler kapılarını açtı,
Yol oldu Muhammed’e yıldızlar ışık saçtı,
Gece an oldu Nebi bilinmez sırla kaçtı,
Yüce Rabb’im gücüyle rahmetleri ödüldür.
Muamma bir yerlere Nebi misafir yetti,
Miraç, ruh ve cesetle Resul teşerrüf etti,
Cennet, Cehennem nedir bizzat gördüğü netti
Yüce Rabb’in gerçeği Muhammed’e ödüldür.
Gecenin bir anında Muhammed arşa vardı,
Kürsî, arş ve ruh arzı tarifsiz sırlar vardı,
Açıldı tüm kapılar hakikat alem vardı,
Yüce Rabb’in hikmeti Peygambere ödüldür.
Nebi şaşkın ve mutlu o ne güzel onurdu,
Mekansız ve zamansız gördüğü sima nurdu,
Yücelerden yücesi tek Rabb’im okunurdu,
Yüce Rabb’in sevgisi Resûlullah’a ödüldür.
Her kula nasip olmaz, Rab ile sohbete erdi,
O Nebiler Nebisi Resul kutsi bir serdi,
O Nebinin şanından aleme ödül verdi,
Yüce Rabb’in onuru mahlukata ödüldür.
Beş vakit namaz farzı miraç kabul edildi,
Şirk koşmayan kullara Cennet ikram edildi,
Bu geceye erene, günahlar af edildi,
Yüce Rabb’in birliği gönüllere ödüldür.
Böyle bir gece gören Cennet kapısı açar,
Tertemiz vücut bulur tüm günahlardan kaçar
Saf bir irade ile İrem de nurlar saçar,
Yüce Rabb’in Cenneti has ruhlara ödüldür
Alemler nura gark oldu, Seninle övündü,
Kisralar çılgına döndü,tabiat alevleri söndü
Nübüvvet mabedinde,hakikat sabahı göründü.
Kokusu güzel,nuru ışık,canım peygamberim.
Ötelerin ötesinde,nurlu yaratılışın temsilcisi.
Bitmeyen merhametin, parlayan güneşi.
Allah’ın habibi Resûllerin efendisi,
Yol göstericimiz,canım peygamberim.
Sevgisiyle,Resûle ağlayıp inleyen kütükler.
Selam verip,dağlar taşlar nasıl feryat ettiler.
Bulut ağlamadıkça,yeşillikler nasıl güler.
Gönüller sultanı canım peygamberim.
Etrafını kuşatan ikram,Medine semalarına yayılır.
Yüce elçi,ifadeye sığmayan bir sevinç bir hal alır.
Onun cömertliğini anlatmaya diller aciz kalır.
Cihana ışık saçan,Hatemül enbiyasın.
Resûlü Ekrem oturdular,Kubadaki kuyu başına
Müyesser oldu Cennetül âla birkaç arkadaşına.
Çağrıldılar huzuru Resûle isim isim tek başına.
Nübüvvet mabedinin,Havzu kevserin sahibisin.
Severlerdi Resûlü sıkaleyni,bitmez tükenmez hazla
Taat itaat timsali,meleklerin gaslettiği Hanzala.
Verdikleri andaki sevinç,nail oldukları sevinçten fazla
Allah’ın davasını yükseltin, düşmanlarını susturdun.
Söyliyeyimde gönlümde ki,gam dağılsın gitsin.
Bütün övgülerin sevgilerin üstündesin.
Kıyamete kadar övsem, Sen bitmezsin
İki cihan serveri, hatemül enbiyasın.
====
Samimi,Gül Yüzlü Peygamber
O;Samimi nur yüzlü bir Peygamber.
O ki;ne rüya,ne hayal nede kötü zan.
O bir cihan efendisi,
Samimi gül yüzlü Peygamber
Nurla doldurdu alemleri,
Samimi gül yüzlü Peygamber.
Dertlere derman, Ey Yüce İnsan!
Samimi gül yüzlü Peygamber.
Peygamberim gönül erim,
Gecesinde, gündüzünde
İnsanlara gülümsüyor,
Samimi, Gül yüzlü Peygamber.
Secdeye Yattı dağlar, taşlar
Yüce Rabbin Resulüne.
Yirmi Nisan pazartesi, Doğdu samimiyet abidesi
Samimi,Gül yüzlü Peygamber
=====
HZ MuhammedHz Muhammed (s.a.v)
Annesi ÂMİNE hatun,
Abdülmuttalip'e torun
İsmail'den gelir soyun
Muhammed Aleyhisselam
Yirmi Nisan Pazartesi
Beş yüz yetmiş bir gecesi
Doğdu cihan bir tanesi
Muhammed Aleyhisselam
Hani sana eziyet edenler, büyücüdür diyenler var ya,
Zalimlerin efendisidir onlar, sen ise dertlere deva
Mekke görmedi daha önce senin gibi bir nur,
Uhud duymadı senin gibi başka cesur
Hamd olsun alemlerin Rabbine ki ku ona mecbur
Allah azze ve celle kulu üstüne memur
Medine şereflendi seninle, yaşadı vakt-i saadeti
Müslümanlık geride bıraktı seninle cehaleti
Ehli İslam nurlandı, senin adınla buldu bereketi
Dünyalar güzeli, alemlerin Resulü, ümmetin peygamberi
Seviyorum seni, canım yoluna feda olsun
Artık dünya rezil oldu cennet bizim olsun
Ve selat ile selam senin üstüne olsun.
Peygamberimiz Hz. Muhammed'e ŞiirDiyarların diyarındasın
Ey sevgili !
Kimine göre cok uzak sevene göre pek yakın
Senin uğruna yaratılmışsa bu diyar
Uzak olan kimden kime ne
Senin aşkından gidebilirmiyim ötesine
Senki alemlerin sultanısın
Ey sevgili !
Bizki, bizi biz eden senin aşıkların
Aşkınla kavurdun bizi ey Sultanım
Nerdesin nerde!
Bizide bekle yeşil sancağında
Duymayı nasib et o mübarek sesinle
Allah ın sevdiği kulu hoşgeldin sözlerini
Ey sevgili !
Karanlığın IşığıMUHAMMED (S.A.V)
Allah,ü téalanın nuru yüzünde
Rahmeti alemin dili Muhammed (s.a.v)
Kalbi temiz sudan duru özünde
İslam’ı alemin yolu Muhammed (s.a.v)
İkram sofrasıydı ibret bazında
Bereketi çoktu zerre azında
Ezildi ezmedi durdu sözünde
Sert rüzgarın serin yeli Muhammed (s.a.v)
Temiz berrak sözü hak niyazında
Yardıma koşardı burak hızında
Hasan Hüseyin,i torun dizinde
Candan cana yakın eli Muhammed (s.a.v)
Geceler ışıktı onun gözünde
Merhamet kaynardı karda buzunda
Babalık sevgisi Fatma kızında
Tuba ağacının dalı Muhammed (s.a.v)
Adalet kaynardı hep kazanında
Hakkı hak tartardı hak mizanında
Oku öğren çalış demiş lafzında
Evliya alimin gölü Muhammed (s.a.v)
Hak aşkına yanar çölün düzünde
Sıddık Osman Ömer Ali izinde
Allah’ın kudreti vardı gürzünde
Yiğit cesur asker kolu Muhammed (s.a.v)
Azamet mühür,ü var omuzunda
Hak kitabı kuran nur havuzunda
Davut Musa İsa hak nazarında
Rabbinin habibi kulu Muhammed (s.a.v)
Kıyamete kadar parlak yıldızı
Ümmetinden çıkmaz onun yaldızı
Muhammed kucağı üşütmez bizi
İslam’ın sevilen gülü Muhammed (s.a.v)
Başak Akdeniz
Geldi Yüce Muhammes (sa)Tüm kitaplar bildirmiş mutlak gelecek idi
Aklı başında olan onu bilecek idi
Kurtuluş reçetesi onda olacak idi
Müjdeleri vererek geldi yüce Muhammed
Yeni belirmiş idi Âmine’nin rahminde
Bilginler yanılmamış yaptıkları tahminde
Müşrikler haklı idi iç donduran vehminde
Karanlığı yararak geldi yüce Muhammed
Sarayın direkleri gelişi ile çöktü
Putperestin anlında korku şimşeği çaktı
Zulme uğrayan millet derinden bir oh çekti
Tüm putları kırarak geldi yüce Muhammed
Küçücük çocuk idi hiçbir putu sevmedi
Ne yaparsa yapsınlar zalimi hiç övmedi
Tutup ışık yakmadan karanlığa sövmedi
Güzellikler dererek geldi yüce Muhammed
Annenin memesinden emerken taze sütü
Kız deyip de toprağa yatardı körpe eti
Geldi de bu zulmete dur dedi çekti seti
Merhameti sererek geldi yüce Muhammed
Hıra dağında geldi oku diye ilk emir
Kutsal ayet önünde peygamber oldu kömür
Eridi karşısında yüreklerdeki demir
İlmi öne sürerek geldi yüce Muhammed
Zalimler saldırdılar korkup kaçar sandılar
Zaman geldi birçoğu hak tebliğe döndüler
Israr eden kâfirler kireç gibi söndüler
Zulme hesap sorarak geldi yüce Muhammed
Sahabeler ardında etten duvarlar ördü
Ehli beyti Âliyi dizi dibinde gördü
Vahyin inceliğini ilk önce ona verdi
Kalbe ilim örerek geldi yüce Muhammed
Zalimlerin zulmüne göğsü serip yattılar
Uhud, Hendek, bedirde birçok savaş ettiler
Çoğu ashap dünyadan şehit olup gittiler
Çok acılar görerek geldi yüce Muhammed
Mizabiye semadan ilim irfan getirdi
Son veda hutbesiyle tebliğini bitirdi
Ümmete şefaati mahşer için götürdü
Canı hakka sürerek gitti yüce Muhammed
Espiyeli-Muhsin AKTAŞ (Mizabi)
40 YaşındasınRahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah Azze ve Celle
Ya Rasulallah,
lemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.
İşte
Bir yaşındasın,
Beni Sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.Halime kucağına alıyor seni
Yüzünde bir gölgelik...Seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...
Altı yaşındasın
Medine-i Münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu Talip bir başka seviyor
Ya Rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik
Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen Muhammed-ül Emin' sin
Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var
Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey Yâr!
Nurdağına davet var
İşte
Kırk yaşındasın
Hira Nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ' Ah! ' sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen Nebiyullahsın
Sen Habibullahsın
Sen Rasulullahsın
Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin ' diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı la
' Bu koşan kimdir ' diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı Fatımatüz-Zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
' Ağlama kızım ' diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı
Sen,
Sen ' Allah! ' diyordun
Allah Azze ve Celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen ' Allah! ' diyordun
Arş-ı la titriyordu
Bedir' de ' Allah! ' diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi:
' Anam babam sana feda olsun ' diyordu
Ya Rasulallah
Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar Oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
' Beni seviyor musunuz ' diye sormuştun onlara
' Seni çok seviyoruz Ya Habiballah ' demişlerdi
Sen de:
' Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum' demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun
Altmış üç yaşındasın
Refik-i la duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak:
' Görüyor musunuz ne kadar güzel ' demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti:
' Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah, onu bana ver '
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen ' hayır ' demediğini bile bile
' Peki ' dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktirdiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre' nin diliyle:
' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne de evladımız olsaydı diyecekler '
Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini
' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim'
Sultanım!
Ey Medine minberinde ' ümmeti, ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili
Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik
Ya Rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...
Dursun Ali ErzincanlıSevinç sevinç berrak
Ve yıldız yıldız parlak
Bir dağ pınarı
Üstünde beyaz bulutların
Ve kuytusunda bir yeşil yamacın
Aziz ruhlar sallamış beşiğini
Veda edip çocuk tazeliğiyle bulutlara
Raks eder gibi iner mermer kayalara
Haykırır sevincini semalara
Dağ geçitlerinde
Önüne katar renk renk çakılları
Ve bağrına basar kardeş pınarları
Çiçeklenir ayak bastığı yerler
Ve nefesiyle yeşerir çimenler
Yoldaşı olur şimdi ırmaklar
Ovaları doldurur gümüş ışıklar
Bir ses yükselir pınarlardan
"Kardeş ayırma bizi koynundan,
Bekliyor Yaratan.
Yoksa bizi çölün kumları yutacak
Güneş kanımızı kurutacak
Kardeş,
Dağın ırmaklarını, ovanın ırmaklarını
Hepimizi alıp koynuna
Eriştir bizi yüce Rabbına
Ezelî Deryâ'nın yanına."
Peki, der, dağ pınarı
Kendinde toplar bütün pınarları
Ve haşmetle kabarır göğsü, kolları
Ülkeler açılır uğradığı yerlerde
Yeni şehirler doğar ayaklarının altında...
Kulelerin alev zirvelerini
Ve haşmetli mermer saraylarını
Bırakıp arkasında
Yürür mukadder yolunda
Dalgalanır başının üstünde binlerce bayrak
İhtişamının şahitleri
Evlâtlarını Rabbine ulaştırarak
Karışır İlâhî ummana coşarak!
Goethe'nin "Hz. Muhammed'in Terennümü" adlı şiiri
Linkback: https://www.buyuknet.com/peygamber-efendimiz-ile-ilgili-siirler-t46431.0.html