Osmanlı Devleti'nin Kısa Sürede Büyümesinin Sebepleri
1. Coğrafi Konumun Elverişli Olması- Osmanlı, Bizans Devleti sınırına kurulmuş bir uç beyliğiydi. Bizans ise eski gücüne sahip değildi.
- Osmanlı Devleti'nin batı yönüne yaptığı fetihler hem ticaretin canlı olduğu, hem de verimli araziler olan alanları ele geçirmesine yarıyordu.
- Batı yönündeki devletler Hristiyan olduğundan, fetihlerde gaza ve cihat düşüncesi uygulandı.
2. Bizans'ın Durumu- Bir dönem dünyanın süper gücü sayılan Bizans'ta taht kavgaları yaşanıyordu.
- Paralı askerlerden oluşan orduda zaman zaman disiplinsizlik baş gösteriyordu.
- Bizans Anadolu'daki valilerine (tekfur) söz geçirmekte zorlanıyordu.
- Tekfurların kendi aralarında da sürtüşmeler yaşanıyordu.
- Bizans, Anadolu'daki topraklarını Osmanlı Devleti'nden koruyamıyor, diğer taraftan da Balkanlar, Sırp ve Bulgarlarla yaptığı savaşlarda toprak kaybediyordu.
3. Balkanlardaki Çatışma- Balkan bölgesinde Sırp ve Bulgar Krallıkları vardı. Ayrıca Eflak, Boğdan, Bosna prenslikleri mevcuttu. Bizans'ın da Balkanlarda toprağı bulunuyordu. Bu durum Balkanlarda siyasi birlik olmadığını gösteriyordu.
- Balkan krallıkları ve prenslikleri, toprak için sürekli mücadele halindeydiler.
- Katolik Macarların, Ortodoks Balkan bölgesine zaman zaman müdahale etmesi, bölgede mezhep çatışmaları doğuruyordu.
- Bölgenin siyasi ve dini sebeplerden sürekli savaş alanı olması, halkın memnuniyetsizliğine sebep oluyordu.
4. Anadolu'da Güçlü Bir Devletin Olmaması- Osmanlı Devleti'nin kurulduğu dönemde, Anadolu'da II. Beylikler dönemi yaşamaktaydı. Moğollara bağlı Anadolu Selçuklu Devleti Anadolu'daki tüm otoritesini kaybetmişti. Bundan faydalanarak Anadolu'nun çeşitli yerlerinde Türk beylikleri kurulmuştu. Bu bölünmüş yapı içerisinde Osmanlı Devleti'nin bağımsız olmasına tepki gösterebilecek bir otorite yoktu.
5. Diğer Türk Beylikleri İle İyi İlişkiler Kurulması
- İlk aşamada Osmanlı Devleti Anadolu Beylikleri yönünde (güney - doğu) değil Bizans toprakları yönünde fetihlere başladı. Böylece diğer beyliklerle savaşmak zorunda kalmadığı gibi, onların takdirini de topladı.
6. Gaza ve Cihat Anlayışı
- Gaza ve cihat, İslam dinini dünyaya yayma amacıyla yapılan savaşlardır.
- Osmanlı Devleti kurulduğunda, cihat ve gaza anlayışıyla Hristiyan Bizans üzerine yönelmiş, bu durum diğer beylikler tarafından desteklenmiş, hatta pek çok Türkmen'in yerleşmek için Osmanlı Beyliği'ni tercih etmesini sağlamıştır.
7. Hoşgörülü ve Adil Bir Devlet Politikası Uygulanması- Osmanlı Devleti fethettiği bölgedeki halkın geleneklerine, inançlarına, yaşayış tarzına müdahale etmemiştir. Hatta halkın can ve mal güvenliklerinden, hayatlarını normal akışında sürdürmelerinden kendisini sorumlu tutmuş ve onları koruma altına almıştır.
- Osmanlı Devleti hakimiyeti altındaki milletlerin milli kimliklerine dokunmamış, asimilasyon ve soykırım uygulamamıştır. Osmanlı hakimiyetinde yaşamış olan Bulgar, Sırp, Boşnak, Romen milletleri, tüm milli unsurlarıyla bugün yaşıyorsa, bunda Osmanlı Devleti'nin farklı kültürlere saygısının payı büyüktür.
Osmanlı Devleti'nin farklı din ve milletten olan toplulukları büyük bir hoşgörü ile yönetmeye başladığı 14. yüzyıldan neredeyse iki asır geçmesine rağmen Avrupa'da hala böyle bir hoşgörü ortamı yoktu. 15. Yüzyılın sonlarında siyasi birliğini kuran Katolik İspanya, halkından Yahudi ve Müslüman olanların ya zorla din değiştirmesini, ya göç etmesini istemiştir. Buna uymayanlar öldürülmüştür. Bu Müslüman ve Yahudi'ler nereye sığınmış olabilir acaba? Elbette devrin en hoşgörülü devletine. Yani Osmanlı Devleti'ne.
8. İskan Politikasının Uygulanması- Anadolu'da bulunan konar - göçer Türkmen aileler, yeni fethedilen bölgelere yerleştirilerek yeni alınan topraklarda kalıcı bir Osmanlı yönetimi kurulmuş ve kaynaşmış bir Osmanlı toplumu oluşturulmuştur.
9. Hükümdarların Kişisel Becerileri- Küçük yaştan itibaren iyi bir eğitimden geçirilen hükümdar çocukları (şehzadeler) seferlerde cesur bir komutan olmayı, fethedilen yerin yönetiminde ise adil bir yönetici olmayı başarmışlardır.
- Ayrıca İznik, Edirne gibi stratejik yerlerin fethedilmesi, hükümdarların ileri görüşlü olduğunu gösterir.
10. Merkezi Otoritenin Kuvvetli TutulmasıTürkler teşkilatlanma konusundaki becerileri ile tarihte en çok devlet kuran millettir. Ancak bu devletler geleneksel veraset anlayışı nedeniyle uzun ömürlü olamamıştır. Bu anlayışa göre "Ülke hanedanın ortak malıdır." Bu durum genelde devletin hanedan arasında paylaşılmasına ve yıkılmasına neden olmuştur. Osmanlı Devleti'nin tarihteki en uzun ömürlü Türk devleti olmasında bu anlayışı değiştirmiş olması çok etkilidir. I. Murat'tan itibaren "Ülke hanedanın değil, padişah ve oğullarının ortak malıdır." denilerek, hanedanın devleti parçalamasının önü kapatılmıştır. Merkezi otorite güçlendirilmiştir.
11. Ahilerin Desteğinin SağlanmasıAhilik: Anadolu'da esnaf ve zanaatkarlıkla ilgili faaliyetleri düzenleyen ekonomik ve dini niteliği olan bir örgütlenmeydi. Bu sebeple liderleri şeyh ünvanı alırdı. Osmanlı Devleti'nde Lonca Teşkilatı adı ile sürdürülen Ahilik; üyelerinin mallarının kalite ve fiyat denetimlerini yapar, halkın, esnafın ve devletin çıkarlarının adil bir şekilde korunmasını sağlardı. Üyelerine zor durumda destek sağlamak, mesleki eğitim vermek, üyeleri arasında dayanışmayı arttırmak da temel görevleri arasındaydı. Ayrıca ahlaklı ve dürüst olmayan esnaf ve zanaatkarların mesleklerini ellerinden almak gibi yetkileri de mevcuttu.
Ahiler 13. yüzyılda Anadolu'da ekonomik faaliyetleri büyük oranda elinde bulunduran bir güçtü. Liderleri de saygın kişilerdi. Ahi Şeyhi Şeyh Edebali'nin kızını Osman Bey ile evlendirmesi, halkın Osmanlı Devleti'ne sempati duymasında ve onu desteklemesinde etkili olmuştur.
Linkback: https://www.buyuknet.com/osmanli-devletinin-kisa-surede-buyumesinin-sebepleri-t31845.0.html