Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı, 19 Mayıs 1919 tarihinde 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal'in Bandırma Vapuru ile yapılan yolculuk sonrası Samsun'a ulaşması olayı. Bu olay Kurtuluş Savaşı'nın fiili başlangıcı olarak kabul edilmektedir.
Samsun'da Rum ve Türk halkı arasında meydana gelen çatışmaların sonlandırılması için Osmanlı Hükûmeti tarafından Mustafa Kemal görevlendirilmiş ve kendisine 9. Ordu'nun müfettişliği verilmiştir. Bunun üzerine müfettiş görev bölgesine Bandırma Vapuru ile ulaşmış ve bir hafta boyunca Mantıka Palas'ta kalmıştır. Bu süreçte bölgede meydana gelen çatışmaların sebebini araştırmış ve işgalcilere karşı bizzat Türk direniş örgütlerinin kurulmasında etkin rol oynamıştır. Mustafa Kemal, bu bir haftalık süreç sonunda Havza'ya geçmiştir. Havza'da geçirdiği on yedi gün sonunda ise şehirden ayrılarak Amasya'ya hareket etmiştir.
Anadolu'da genel durumOsmanlı İmparatorluğu, 1918 yılının sonlarına gelindiğinde I. Dünya Savaşı'ndan mağlup ayrılmış, Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak dağılma sürecinin sonuna gelmiş bir devlet görünümündeydi. Avrupa devletlerince hasta adam olarak nitelenen Osmanlı; imzaladığı ateşkes ile boğazların hakimiyetini, yeraltı kaynaklarının kullanım haklarını ve donanma ile ordu üzerindeki tüm emir haklarını İtilaf Devletleri'ne devretmişti.
Mondros Ateşkes Anlaşması'nı takiben İzmir Yunanlar, Adana Fransızlar, Antalya ve Konya İtalyanlar tarafından işgal edilmişti. Bunların yanında Urfa, Maraş, Antep, Merzifon ve Samsun'a İngiliz askerleri çıkmış, İstanbul'da ise Kraliyet Donanması demirlemişti. Bunlara bir tepki olaraksa Türkler tarafından Trakya-Paşaeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti, Vilâyât-ı Şarkiye Müdâfaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti, Redd-i İlhak Cemiyeti gibi cemiyetler kurulmuş ve işgali sonlandırmanın çareleri düşünülmeye başlanmıştı.
Müfettişlik görevinin verilmesiBu dönemde tüm Osmanlı topraklarında olduğu gibi Samsun'da da işgalciler ile Türk halkı arasında silahlı çatışmalara yaşanmaya başlamıştı. Bunun üzerine Arthur Calthorpe'ın imzasıyla İtilaf Devletleri, Osmanlı Hükûmeti'ne bir nota vermiş ve bölgedeki karışıklıkların giderilmesini istemiş aksi halde Mondros Ateşkes Anlaşması'nın 7. maddesinin gerekçe gösterilerek bölgenin işgal edileceğini beyan etmiştir. Dönemin Harbiye Nazırı Abuk Ahmed Paşa ile Sadrazam Damad Ferid Paşa karışıklıkların giderilmesi görevi için Mustafa Kemal'i uygun görmüş, kendisine bu görev Abuk Ahmed Paşa tarafından bildirilmiş ve görev Mustafa Kemal tarafından kabul edilmiştir. Mustafa Kemal bu görüşmeden sonra dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Kâzım Paşa ile görüşmüş ve yetkilerini tartışmıştır. Kendisine 9. Ordu Müfettişliği verilmiş, görev yetkilerinin bulunduğu ferman imzalanmıştır. Ayrıca Mustafa Kemal bu fermanda bulunan bazı açıklamaları bizzat kendisi yazmıştır. Müfettişlik görev ve yetkilerinin yer aldığı fermanın görevleri içeren maddeleri kısaca şu şekildedir:
Bölgede düzenin kurulması, yerleştirilmesi ve olayların sebebinin araştırılması.
Bölgede varlığı söz edilen silah ve cephanelerin toplanarak Osmanlı depolarına yerleştirilerek korunması.
Bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniş topluluklarının dağıtılması.
Ayrıca fermanda Mustafa Kemal'in 3. ve 4. kolordular ile; Diyarbakır, Bitlis, Elazığ, Ankara ve Kastamonu illerinin kolordu komutanlarına doğrudan emir verebileceği yetki açıklamaları arasında yer almaktadır.[11] Bu ferman ile 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal, Anadolu coğrafyasının tüm doğu kısmına emir verebilecek rütbeye erişmiştir.
Müfettişlik görevini kendisini İstanbul'dan uzaklaştırmak için verilmiş bir görev olarak düşünen Mustafa Kemal kaleme aldığı Nutuk adlı eserinin 1. bölümünde yer alan Benim Kararım adlı kısmında görevi kabul edişinin ardındaki düşüncelerini şu şekilde kaleme almıştır:
“ Osmanlı ülkeleri bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son sorun, bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktan başka bir şey değildi. Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükûmet, bunların hepsi anlamını yitirmiş birtakım anlamsız sözlerdi.
Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ve ne gibi yardım istemek düşünülüyordu?
Öyleyse sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi?
Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak.
İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.
„
Falih Rıfkı Atay ve Mahmut Nedim Soydan'ın anılarına dayandırılan Nutuk Öncesi Atatürk Konuşuyor adlı kitapta Mustafa Kemal'in yolculuk öncesi VI. Mehmed ile görüştüğü ve padişahın kendisine şunları söylediği yazmaktadır:
“ Paşa, paşa! Şimdiye dek devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi artık bu kitaba girmiştir, tarihe geçmiştir!.. Bunları unutun, asıl şimdi yapacağınız hizmet hepsinden daha önemli olabilir! Paşa, paşa... Devleti kurtarabilirsin!.. „
Samsun'a hareket15 Mayıs 1919 tarihindeki bu görüşmeden sonra kendisi için hazırlanan ve onu Samsun'a götürecek olan Bandırma Vapuru'nun kaptanı İsmail Hakkı Bey'i makamına çağırtarak yolculuk hakkında bilgi almış ve ertesi gün öğleüzeri hareket edeceklerini bildirmiştir. Yolculuk günü vapur, Sirkeci Garı açıklarında İngilizler tarafından aramaya ve kontrole tabi tutulmuş[15] ve Mustafa Kemal, Beşiktaş İskelesi'nden motor ile Kız Kulesi açıklarında vapura binmiştir. Vapur hareket etmeden önce Rauf Bey Mustafa Kemal'e vapurun işgal kuvvetlerine mensup bir torpido tarafından takip edileceğini ve batırılacağını haber aldığını belirtmiş fakat o, yolculuğun plânlandığı gibi süreceğini söylemiştir.
Vapur Mustafa Kemal ve 18 askerle beraber 16 Mayıs 1919 tarihinde öğleüzeri İstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıkmıştır. Rauf Bey'in belirttiği İngiliz gemisi, Bandırma Vapuru'nu izlemeye başlamış ancak Karadeniz'e açıldıktan sonra fırtınalı havada izlerini kaybetmiştir. Mustafa Kemal, İsmail Hakkı Bey'e karaya yakın bir rota izlemesini ve düşman saldırısı halinde gemiyi en yakın sahile oturtmasını emretmiştir.[16] Sert havada, dalgalı bir denizde yol alan gemi 17 Mayıs günü gece saat 23.00 civarında İnebolu Limanı'na girmiş, 18 Mayıs 1919 tarihinde öğleüzeri 12.00'de de Sinop Limanı'na yanaşmıştır. Üsteğmen Hikmet Bey sandal ile kıyıya çıkmış ve yolda olduklarını Samsun Tümen Komutanlığı'na telgraf ile bildirmiştir. Bandırma Vapuru, bu telgraftan bir gün sonra da 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varmıştır.
Bandırma gemisi yolcularıBandırma gemisinde bulunan asker ve siviller şunlardır:
Mustafa Kemal Paşa ile müfettişlik heyetinin asker ve sivil mensupları
Dokuzuncu Ordu Kıt'aları Müfettişi Mirliva Mustafa Kemal Paşa
Erkânıharbiye Reisi Miralay Kurmay Albay Kazım Bey (Dirik)
Sıhhiye Müfettişi Miralay Dr. Albay İbrahim Bey (Öngören)
Erkânıharbiye Kaymakamı (Ayıcı) Arif Bey
Erkânıharbiye Binbaşı Hüsrev Bey (Gerede)
Topçu Müfettişi Binbaşı Kemal Bey (Doğan)
Sıhhiye Müfettiş Muavini Binbaşı Dr. Refik Bey (Saydam)
Yaver Piyade Yüzbaşı Cevad Abbas Efendi (Gürer)
Piyade Yüzbaşı Mustafa Vasfi Efendi (Süsoy)
Piyade Yüzbaşı Ali Şevket Efendi (Öndersev)
Piyade Yüzbaşı Mümtaz Efendi (Tünay)
Piyade Yüzbaşı İsmail Hakkı Efendi (Ede)
Tabip Yüzbaşı Behçet Efendi (Feyzioğlu)
Piyade Mülâzım-ı Evvel Hayati Efendi
Piyade Mülâzım-ı Evvel Arif Hikmet Efendi (Gerçekçi)
Yaver Topçu Mülâzım-ı Sani Muzaffer Efendi (Kılıç)
Mülâzım-ı Evvel Abdullah Efendi (Kunt)
Müşavir-i Adlî Ali Rıza Bey
Tabur Hesap Memuru Rahmi Efendi
Tabur Hesap Memuru Ahmed Nuri Efendi
Sınıf-ı Sani Faik Efendi (Aybars)
Zabit Vekili Tahir Efendi
Sınıf-ı Rabî’ Memduh Efendi (Atasev)
Üçüncü Kolordu KumandanıMiralay Refet Bey (Bele)
Astsubay, erbaş ve erler
Kıdemli Çavuş Osman Nuri oğlu Ali Faik Efendi
Kıdemsiz Çavuş İbrahim İzzet oğlu Atıf
Çavuş Ali oğlu Musa (Aydınlı)
Çavuş Mustafa oğlu Kemal (Konyalı)
Çavuş Kemal oğlu Mustafa (Konyalı)
Onbaşı Tevfik oğlu Adem (Çatalcalı)
Onbaşı Ali oğlu Rıfat (Sivaslı)
Onbaşı Rıfat oğlu Ali (Sivaslı)
Nefer Hüseyin oğlu Mehmed (Sincanlı)
Nefer Ahmed oğlu Emin (Sincanlı)
Nefer Mustafa oğlu İsmail Sincanlı)
Nefer İbrahim oğlu Ömer (Sincanlı)
Nefer Kerim oğlu Mehmed (Alanyalı)
Nefer Hasan oğlu Ulvan (Sungurlulu)
Nefer Mehmed oğlu Mehmed (Geredeli)
Nefer Mehmed oğlu Hasan (Kadıköylü)
Nefer Mehmed oğlu Durmuş (Mudurnulu)
Nefer Mehmed oğlu Ali (Geyveli)
Nefer Abdullah oğlu Musa (Divrikli)
Nefer Abdullah oğlu Mehmed (Tokatlı)
Nefer Şakir oğlu Nuri (Geredeli)
Nefer Hasan oğlu Hüseyin (Akhisarlı)
Nefer Bekir oğlu Mahmud (Yenihanlı)
Nefer İhsan oğlu Mehmed Lütfi (Üsküdarlı)
Nefer Abdullah oğlu Ali (İzmirli)
Geminin mürettebatı
Kaptan Kayserili İsmail Hakkı Bey (Durusu)
İkinci kaptan Üsküdarlı Tahsin Bey
Kâtip İsmail Bey
Güverte lostromosu Hasan Reis
Serdümen Temel Şükrü Efendi
Serdümen Basri Ali Efendi
Ambarcı Ahmet Hasan Efendi
Ambarcı Maksut Süleyman Efendi
Tayfa Cemil Süleyman Efendi
Tayfa Rahmi Hüseyin Efendi
Tayfa Temel Mesut Efendi
Başmakinist Hacı Süleyman Bey
İkinci makinist Süleyman Bey
Vinççi Osman Emin Efendi
Vinççi Galip Ali Efendi
Ateşçi Halil Yusuf Efendi
Ateşçi Mansur Arif Efendi
Ateşçi Bahri Mehmed Efendi
Kömürcü Mehmed Hasan Efendi
Kömürcü Mehmed Ali Efendi
Birinci kamarot Tevfik Muharrem Efendi (Ulusu)
İkinci kamarot Mehmed İbrahim Efendi
Muavin kamarot Ahmet Muhtar Efendi
Kamarot yamağı Halit Mustafa Efendi
Aşçı Hacı Hamdi Osman Efendi
Müfettişlik heyetinin, diğer askerlerin ve mürettebatın haricindeki siviller
Sinop Mutasarrıflığına atanan Mazhar Tevfik Bey Sinop'ta inmiştir.
Mustafa Vasfi Efendi'nin (Süsoy) ailesiEşi Aliye Hanım
Kızı Nefise
Oğlu Mithat
Oğlu Salih
Samsun günleriSamsun'a 19 Mayıs'ta Tütün İskelesi'nden çıkan Mustafa Kemal görevinin gereklerini yerine getirmeye koyulmuş ve bazı incelemelerde bulunmuştur. Bu incelemeler sonucunda Rum çetelerinin Müslüman halka saldırdığı, yerel yöneticilerinse dış devletlerin de duruma karışmasıyla bu olaylara müdahale edemediği kanısına varmıştır. Bunun üzerine Canik mutasarrıfını görevden alarak yenisini atamış ve bölgede oluşan karışıklıklara yabancı askerlere aldırmaksızın doğrudan müdahale etmesini emretmiştir.
Erzurum ve Ankara'da bulunan kolordular ile iletişim kuran Mustafa Kemal müfettişlik görevleri arasında yer alan "bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniş topluluklarının dağıtılması"nı yerine getirmek bir kenara kendi eliyle ulusal direniş örgütleri kurulmasına önayak olmuştur.
Mustafa Kemal tümüyle İngiliz denetiminde bulunan şehirde ulusal hareketin yönetilemeyeceğine kanaat getirmiş ve 25 Mayıs günü Havza'ya hareket etmiştir. Havza'da geçen günlerinde Ankara ve Konya'daki kolordu komutanları ile telgraflaşmış, ülkedeki genel durum hakkında bilgi almaya çalışmıştır.
Bir hafta Samsun'da, on yedi gün de Havza'da kalan Mustafa Kemal bu süreçte Anadolu'nun ve halkın genel durumu hakkında bilgi alarak ulusal hareketin fikirsel temellerini atmıştır. Bunun yanında 28 Mayıs 1919 günü müdâfaa-i hukuk cemiyetlerine gönderdiği bir genelgeyle İzmir'in İşgali'nin protesto edilmesini istemiş ve bunun sonucunda tüm Anadolu'da 96 miting gerçekleştirilmiştir. Bu, Osmanlı Hükûmetince hoş karşılanmamış ve kendisinin İstanbul'a dönmesi emredilmiştir. Harbiye Nezareti'ne oyalayıcı bir telgraf gönderen müfettiş 12 Haziran 1919 günü Amasya'ya hareket etmiş ve burada bir genelge ilan ederek açıktan açığa Millî Mücadele'nin başladığını duyurmuştur.
Önemi19 Mayıs 1935 tarihinde Samsun'daki kutlamalardan bir görüntü. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışının temsili yapılıyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolun ilk durağı kabul edilen bu olay Türk tarihindeki dönüm noktalarından birisidir. Şark Meselesi adı altında yok edilmek istenen Türkler için 19 Mayıs 1919 günü millî bağımsızlığa, çağdaşlaşma ve demokratikleşmeye giden yolun ilk adımıdır.
Bu gün Atatürk'ün çok önem verdiği bir gündür. Atatürk, cumhuriyet kurulduktan sonra 19 Mayıs'ın önemini bu günü doğum günü olarak kabul ederek göstermiştir.
Ayrıca 19 Mayıs 1938'den beri millî bayram olarak kutlanmaktadır. Ancak Atatürk "doğum günüm" dediği 19 Mayıs kutlamalarına bir kez katılabilmiştir.
TartışmalarGünümüzde Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkışı ile ilgili çeşitli yorumlar bulunmaktadır. Bu yorumlar ise VI. Mehmed'in Türk Ulusal Hareketi'ne destek verip vermediği konusu etrafında dönmektedir. Metin Hülagü'nün yazmış olduğu Yurtsuz İmparator Vahdeddin adlı kitap bu iddiaların yer aldığı kitaplardandır. Kitapta İngiliz gizli belgelerine dayandırılarak VI. Mehmed'in Mustafa Kemal'e 40.000 mecidiye verdiği ve Türk Ulusal Hareketi'ni desteklediği yazmaktadır. Ancak Turgut Özakman bir konferansında bu iddiaların gerçek olmadığını savunmuştur. Ayrıca Mustafa Kemal, Nutuk adlı yapıtında VI. Mehmed'in Türk Ulusal Hareketi'ne destek vermesi bir yana, bu hareketi sindirmeye çalıştığını belirtmiş ve kendisinden vatan haini diyerek bahsetmiştir.
Kaynak: wikipedia
Linkback: https://www.buyuknet.com/mustafa-kemalin-samsuna-cikisi-t43378.0.html