Lale Devri

admin19.08.2014 - 03:46
Lâle Devri, (Osmanlı Türkçesi: لاله دورى) Osmanlı Devleti'nde, 1718 yılında Avusturya ile imzalanan Pasarofça Antlaşması ile başlayıp, 1730 yılındaki Patrona Halil İsyanı ile sona eren dönemdir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet, sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'dır.

İsimlendirme

Lale Devri, "Zevk ve sefâ" devri olarak bilinir. Adını, O dönemde İstanbul'da yetiştirilen ve zamanla ünü dünyaya yayılan lale çiçeklerinden alması, çok sonradan olmuştur. Bu dönem Osmanlı İmparatorluğunun hiçbir devrinde Lale Devri olarak anılmamıştır. Yahya Kemal samimi arkadaşı Ahmet Refik Altınay ile bir sohbeti sırasında, III. Ahmed'in Vezir-i Azamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa ile beraber 1718-1730 yılları arasında yaptıkları, Osmanlı İmparatorluğundaki yaşam biçimini değiştirme etkinliklerini Lale Devri olarak tanımlar. Ahmet Refik de bu dönemi anlatan kitabına "Lale Devri" (istanbul 1331/1913 Muhtar Halit Kitabhanesi) ismini verir ve bir süre sonra bu dönem Lale Devri olarak anılmaya başlar

Döneme ait eserler

Sultan III. Ahmet, sadrazam Damat İbrahim Paşa ile uyum içerisinde çalışmış, bu sırada yaşanan Lâle Devri'nde sanat ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirilmişti. Sultan III. Ahmet, Topkapı Sarayı ile Yeni Câmii'de birer kütüphane, Ayasofya'da Bâb-ı Humâyun'un karşısında Türk sanat şaheserlerinden sayılan Sultan Üçüncü Ahmet Çeşmesi ve İstanbul'un su ihtiyacını karşılamak amacıyla da "Deryayi Sim" adlı bir su bendi inşa ettirmiştir. Bunlardan başka Üsküdar Yeni Vâlide Câmii, Çorlulu Ali Paşa Medresesi, Damat İbrahim Paşa Camii ve Külliyesi, İstanbul'da Yeni Postane arkasında Daarül Hadis ve Sebil, Ortaköy Camii önündeki çeşme, Üsküdar Şemsi Paşa'da Hüsrev Ağa Camii önündeki çeşme ve Çubuklu Camii yanındaki Mesire Çeşmesi gibi eserler de yine bu dönemde yapılmıştır.

Dönemin belki de en gözde eseri olan Sâdâbâd Kasrı, maalesef günümüze kadar gelememiş, bize yıkıntıdan fazla bir şey kalmamıştır.

Islahatlar (Yenilikler)

Paris, Londra ve Viyana gibi Avrupa başkentlerine geçici elçilik heyetleri yollanmış, böylelikle Avrupa'yı daha yakından tanıma imkânı sağlanmıştır.


Said Efendi ve İbrahim Müteferrika Avrupa'dan matbaayı getirmişlerdir.
İlk kez çiçek hastalığına karşı aşı uygulanmıştır.
İstanbul'daki yangınları önlemek için yeniçerilerden Tulumbacılar adı verilen bir itfaiye ocağı kurulmuştur.
Çini atölyeleri açılmıştır.
Kağıt fabrikası açılmıştır.
Lale Devri’nde sanat alanında görülen en önemli kişi Levnî’dir. Asıl adı Abdülcelil Çelebi olan Levnî döneminin en büyük nakkaşıdır.
Lale Devri'nde, Türk tarihinde bir ilk olarak İbrahim Müteferrika önderliğinde Çeviri Konseyi açılmıştır. Türk tarihinde çeviri çalışmalarındaki ilk enstitüleşme olarak bu konsey görülür.

Lale Devrinde sanat

Nedim, Lâle Devri İstanbul'unun tasvirini aşağıdaki unutulmaz mısralarla yapmıştır:

“   Bu şehr-i Sitambol ki bî-misl ü behâdır,
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedadır.

Dönemin sonu

Ana madde: Patrona Halil İsyanı

Halkın büyük bir kısmı zor durumdayken İstanbul'da bazı devlet büyüklerinin rahat bir yaşam sürdürmeleri, eğlenceye düşkünlükleri huzursuzluklara sebep oluyordu.[kaynak belirtilmeli] İran savaşı sırasında Sultân'ın, kaleleri para karşılığı sattığı söylentisi üzerine, halktan Sultân'ın sefere çıkması isteği gelmişti. III. Ahmet, göstermelik bir sefer alayı düzenledi.[kaynak belirtilmeli] Akşam olunca kayıklarla saraya geri döndü. Bu durumun anlaşılması bardağı taşıran son damla oldu.[kaynak belirtilmeli] İsyanın lideri Arnavut asıllı bir yeniçeri olan Patrona Halil aynı zamanda Beyazıt Hamamı'nda tellaklık yapıyordu. Asilerin isteği üzerine Nevşehirli Damat İbrahim Paşa idam edilerek cesedi isyancılara teslim edildi. Padişah III. Ahmed tahttan indirildi ve yerine I. Mahmud getirildi.

Kaynak: Wikipedia

Linkback: https://www.buyuknet.com/lale-devri-t43382.0.html

Etiket:

Bu bilgi size yardimci oldu mu?

EvetHayır
Lale Devri
Lale Devri
(Ortalama: 5 üzerinden 2.5 - 2 Oy)
2