İskitler (Skythler, Sakalar), MÖ 8. yüzyıl MÖ 3. yüzyıl arasında Avrupa'nın doğusu (Kırım ve Pontik Bozkırlar) ile Orta Asya'da, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi'ni de içine alan bölgelerde yaşamış göçebe halktır. İskitler için Grek kaynaklarında "Skythai", Asur kaynaklarında "Aşguzai", Pers kaynaklarında "Saka" ve Çin kaynaklarında "Sai" tabirleri kullanılmaktadır.
İskitlerin, İranî veya Osetlerin atası olduğunu iddia eden çalışmalar mevcuttur.
Kökenleri19. yüzyılın ortalarına kadar İskitler'in Türkî olduğu düşünülmektedir. Yunan ve Bizans kaynakları onları hep diğer Türk devletleri olan Hun, Hazar, Avar, Bolgar ve Göktürklerle ilişkilendirmiş, onları İskitlerle bir göstermişlerdir. İskitler'in İranî dil konuştuğuna dair herhangi bir birinci el kaynak yoktur. İran dili konuştuklarına ait teori diğer kaynaklardaki İskitçe sözlükler üzerinden yapılmış; arkeoloji, antropoloji ve diğer bilim dalları ile desteklenmemiştir. Bu teori linguistik üzerine kuruludur. Fakat o konuda da yeterli bilimselliğe sahip değildir. İskitlerin İran dili iddiasındaki yazarlar derledikleri İskitçe kelimelerin ancak üçte birini İran dili ile açıklayabilmektedirler. İskit kültür ve uygarlığı ondan sonra gelen Türk devlet ve halklarında yer bulmuştur.
Kaynaklarİskitler hakkında birçok kaynakta bilgi vardır. Yunan, Asur, Pers ve Hint kaynaklarında İskitlerden bahsedilmiştir. Herodot Tarih eserinde İskitlerin Asya'dan geldiklerini ve Massagetlerin baskısı ile batıya göç etmeye zorlandıklarını belirtmektedir.
İskitler tarihî kayıtlara göre, ilk önce MÖ 680 yıllarında Kafkas geçitlerinden aşıp Kür Irmağı boylarına yayıldılar.
Herodot'un ifadesine göre İskitler, Kafkasları doğudan dolaşarak Hazar Denizi'ni izlemişler, Derbent Geçidi'nden geçerek Kimmerlerin ardından Ön Asya'ya girmişlerdir.
MÖ 645 - MÖ 617 yılları arasında Suriye ve Filistin'e de girmiştir.
İskitler, MÖ 7. yüzyılda Avrupa ile Asya'nın batı kesiminde, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi arasındaki bölgede yaşamışlardır.
Kültür ve UygarlıkHem kurganlardan çıkan arkeolojik kalıntılar, hem de Herodot'un tarih kitabı ile benzeri kaynaklar İskitlerin bir kısmının atlı göçebe, bir kısmının ise çiftçi bir hayat yaşadığını göstermektedir.[40] Göçebe İskitler at, sığır ve koyun yetiştirmiştir. Herodot, İskitlerin at sütü içtiğini yazmıştır. İskitler yaşadıkları dönem boyunca domuz yetiştirmemiş ve domuz yememişlerdir. Çiftçi İskitler buğday ve arpa gibi tarım ürünleri yetiştirmişlerdir. Grek (Yunan) site devletleri ile yapılan ticaretten dolayı çiftçi İskitlerin ürettikleri buğdayın yarısını bu ticaret için ürettikleri anlaşılmaktadır.
Çiftçi İskitler bildiğimiz anlamda yerleşik değildir. Yarı göçebelerdi. Fakat hasat zamanı bir araya gelip toplanırlardı.
İskitlerin kuruluş evresinde kölecilik veya kölelik yoktur. Ancak ilerleyen zamanlarda tarımda çalıştırmak ve özellikle Yunanlara satmak için köle bulundurdukları veya topladıkları bilinmektedir.
Göçebe İskitler yurt adı verilen çadırlarda kalırlardı. At tarafında çekilen hareketli ve tekerlekli yurtlar da vardı. Göç zamanı kadın ve çocuklar bu hareketli yurdun içinde kalır, erkekler atı sürerlerdi.
İskit savaşçıları gösteren bir rölyef; Kırım'daki Kul-Oba Kurganı'ndan bir Elektrum-Kupası'ndan, MÖ 400. (Ermitaj, St. Petersburg)
İskitler pişmiş topraktan kap kacak yapmayı biliyorlardı. Kurganlarda İskit hayvan üslubu ile işlenmiş pişmiş topraktan kap kacak bulunmuştur.
İskitler maden işlemeyi biliyorlardı. Bronz ve bakırı sıcak (eriterek), demiri soğuk işleyebiliyorlardı. Çeşitli kurganlardan bulunan altın eşyalar altını da iyi bir şekilde işlediklerini göstermektedir. Maden eritmede kullanılan odun kömürünü de kendileri üretmiştir.
İskitler atlı okçu idiler. Ok ve yay en bilinen silahları idi. Bunların yanında kısa kılıç ve mızrak da kullanmışlardır. Herodot onların aybalta da (teber) kullandığını yazmıştır. İlk zamanlarda ordularında piyadeler son derece az olmasına rağmen sonraları sayısı artmıştır. Silahları ile gömülmüş çok sayıda kadın kurganı bulunduğundan, İskitlerde kadınların da savaştığı, savaşçı kadınların bulunduğu bilinen bir gerçektir.
İskitler ve TicaretDaha İskitler ortada yok iken Miken dönemi Greklerinin Karadeniz'in kuzeyine ticaret yapmak amacıyla seferler yaptıkları bilinmektedir. Homeros'un İlyada ve Odysseia'da bu olaydan bahsedilmektedir. Ne var ki İskitler gibi bir devlet kurulana kadar yapılan bu ticaretin son derece az olduğu görülmektedir. İskitlerin en büyük ve en önemli ticari partneri Grek site devletleridir. İskitlerin Yunanlara sattığı malların başında buğday gelirdi. MÖ 4. ve 3. yüzyıla kadar buğdayın bu birinciliği korundu. Mısır devletinin de o dönemde buğday ticaretine rekabetçi olarak girmesi İskitlerin buğday ticaretinde düşüşe yol açmıştır. İskitlerin ihraç ettiği diğer önemli mallar ise canlı hayvan, deri, kürk ve kölelerdi. Köleler genelde yapılan savaş ve akınlarla çevredeki Sarmat, Got gibi kabilelerden elde edilirdi. Ayrıca bazı İskitlerin de İskitler kralı tarafından köle olarak satıldığı bilinmektedir.
Yunanların İskitlere sattığı malların başında şarap gelirdi. İskitlerin kuruluş aşamasından beri bu şarap ticaretinin sürdüğü bilinmektedir. İskitler şarabı sevmiş ve benimsemişlerdir. Şarabın dışındaki diğer önemli mallar zeytinyağı, kap kacak ve amforalardır.
İskitlerin DiliHerodot'un sayesinde İskitlerin bazı kişilik ve tanrısal isimleri bilinir. Ayrıca Susa antik İran şehirinde Ahameniş İmparatorluğundan kalma çivi yazılı kitabeler bulunmaktadır. Hystaspes'in oğlu I.Darius bu yazıtlarda kendine özgü bir türde İskit dilini bıraktı.
Çoğu araştırmacı İskit dilini (eski-) kuzeydoğu İrani Dillerine ve böylece Hint-Avrupa dil ailesine ait olduğuna inanmaktadır. Ancak İrani yönden İskit kelime açıklamalarının (Askold I. Ivantchik, Ladislav Zgusta, Vasily Abaev) genellikle çelişkilerle dolu ve büyük ölçüde abartılı olduğunu düşünmektedir, hatta İskitlerin üst tabakasi Yunan ve İranlı sanatçılarına emir veren bir Altay öbeğe ait olduğu muhtemeldir.
Kaynak:
iskitlerLinkback: https://www.buyuknet.com/iskitler-t46331.0.html