İngilizce Kalıplaşmış Cümleler

admin11.10.2010 - 00:10
ingilizce kalıplaşmış cümleler

kendini yorma --> take it easy
sana ne! --> that`s none of your business
çok yaşa --> god bless you
sen de gör! --> and the same to you
gül güle kullan,hayırlı olsun --> "Birbirine çok yakın kalıplar, bu yüzden söyle diyebiliriz İngilizce olarak, yeni Araba alan bir kişiye (örnek olarak); Güle güle kullan veya hayırlı olsun anlamında, Congratulations./May it go well."
gecmis olsun --> Get well soon
Afiyet olsun --> Good appetite
banane --> bunun icin tavsiye So What (ayni karisilikta olmasada "ne var yane" anlaminda kullanilir. veya "Its nothing to do with me" It`s not my business, it`s not my problem veya I`m not interested (ilgilenmiyorum)...
bakar misiniz? --> Excuse Me ?

whaddup(what up?) --> naber
whats chrome? =wassup? =whats new? --> naber
whats crackin'?=whats cranking?=What are you up to? --> naber la napıyon?


x = whats up (n'ber)
y= so so (soyle boyle, ehh iste) veya not so good, not so bad (ne iyi ne kotu)
chillin' --> rahat modda takılmak
ör:
A:yo mayne whass crackin?
B:Just chillin

...var mi? --> Is there a restaurant here? veya Do you have a lighter?
...istermisin? --> Do you want to drink a tea? (Cay icmek istermisin?)Would you like to drink a tea? ( Cay icmek istermiydiniz?)
...alabilirmiyim? --> Can I have this paper? (Bu kagidi alabilirmiyim?) veya May I have this paper? ( Ayni sekilde, fakat burada izin isteniyor May kullanildigi icin).
bu arada --> by the way

fuc.in cold --> hava çok soğuk olduğu zamanki verilen tepki
done? --> bitti mi yaptin mi anlamında
How is it going --> nasil gidiyor?
what are you doing --> ne ediyon!?
i am doing good --> iyi gidiyor
Pretty good --> cok güzel anlaminda

-den dolayı,yüzünden -->due to/because of
.....due to:cansız bir nesne yüzünden->the school has been closed due to an outbreak of cholera(kolera salgını yüzünden okul kapandı)
.....becouse of:canlı varlıklar/eylemler yüzünden->we have missed the bus becouse of you!(senin yüzünden otobüsü kaçırdık!)
Bana şans dile-->"wish me luck" ya da "keep your fingers crossed"

baska secenek yok! -->there is no other way!

hım,bi bakalim --> let me have a look ( misal size gosterilmek istenen birsey var (elbise, canta vs gibi ornekler olabilir).. bu kalip kullanilabilir.)

ne kadar surer? -->
..............how long will it take? ( misal bir araba tekeri degistiren birine sorulan kaliptir.ornekler cogaltilabilir, ders calisana, bulasik yikayana, yemek yapana sorulabilir.)
..............how long will you be? (misal, eve gelmekte olan bir sahisa sorulur. gelmen ne kadar surer anlaminda gibi... "how long are you gonna be" kalibida ayni anlami icerebilir...)

Dont make me hit you/beat you/kill you.--> Kendini bana öldürtme, dövdürtme!
He is a nerd --> Derslere cok calisan,inek
this is bullshit! - bu sacmalik
let me say something --> birsey diyecem
tell the truth --> dogruyu soyle!
you hear that --> duydun mu?
how nice can that be --> ne kadar iyi olabilir ki !?
keep your promise! --> sozunu tut!
forgive me --> affet
dont fool around --> oynama (argoda el-kol sakalasmasi esnasinda soylenendir)
dont under-estimate me! --> beni kucumseme!
take responsibility --> sorumluluk al !
U re welcome = Not at all = No worries --> Birşey değil
get well soon --> geçmiş olsun

ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum? -->
...............Can you understand what i mean?
...............Do u understand What im explaining to you?
...............ingiltere ing.o u understand what i'm explaining to you?
...............amerikan ing.:do you know what i am mean?

dont be so bad --> bu kadar kotu olma
i have nobody --> kimsem yok
i said, give me that --> ver onu bana dedim!
can i get off, please --> inebilirmiyim lutfen (halk otobusunde iken kullanilir
can you tell me when to get off ? (nerede inecegimi soylermisiniz) ineceginiz duragi bilmediginizde otobusteki birinden bu sekilde yardim alabilirsiniz)
daha akilda kalan bir kalip isterseniz kisaca
where do i get off da diye bilirsiniz.

you should defend me - beni savunmalisin
dont take sides - tarafff tutma!
hows your studies - derslerin nasil
can you be open with me - benimle acik ol
i wana be open with you - seninle acik konusmak istiyorum
dont need to say much - fazla soze ne gerek!
im bored of this conversation - bu konudan sıkıldım
im bored of this place - bu mekandan sıkıldım
thats the last place to go to - o gidilecek en son yer
im here to doss - gezmeye geldim buraya
pay attention to what i am saying - söylediklerimi dikkate al
theres some facts i need to explain - anlatmam gereken gercekler var
take some time off - biraz dinlenmelisin
take a break - ara ver
your going over your limits - sınırlarını asıyorsun!
watch your boundaries - haddini bil!
i am stressed out there days - bu aralar gerginim
ive been stressed lately - son zamanlarda gerginim
thanks to me - benim sayemde
it has to be like this - boyle olmasi gerekiyorr


birşey değil :
Not at all , No worries , Thats Ok , Thats Alright , No Problem,You're welcome


Linkback: https://www.buyuknet.com/ingilizce-kaliplasmis-cumleler-t22320.0.html

admin14.11.2012 - 01:11
İngilizcede Kullanılan Kalıplar

I'm sure: Eminim.

-I'm sure of it: Ondan eminim.


-More or less: Aşağı yukarı.


-So much the better!: Daha iyi ya! İsabet!


-You seem to be out of sorts: Keyifsiz görünüyorsunuz.



-Take it easy: 1-Kolay gelsin. 2-Aldırma! Boş ver!


-It is not a question of that: Mesele o değil.


-Mind your own business: Siz kendi işinize bakın.


-It's none of your business: Sizin üstünüze vazife değil, sizi alakadar etmez.


-What is the matter?: Ne var? Ne oldu?


-What is the matter with you?: Neyiniz var?


-more than one: Birden fazla


-I'll miss you very much: Sizi çok özleyeceğim.



-I missed the 9.30 bus: 9.30 otobüsünü kaçırdım.



-so so: Şöyle böyle.


-off and on: Bazan, arasıra

-It is on the tip of my tongue: Dilimin ucunda

-He feels quite down in his mouth: O çok üzgün, çok kederli.

-Come along. : Haydi, çabuk!

-That's all for now: Şimdilik bu kadar.

-break: Mola, teneffüs.

-to be over: to finish; bitmek, sona ermek.



-The break is over: Teneffüs, mola sona erdi.


-tea break: Çay molası.

-coffee break: Kahve molası.

-Let's have a tea break: Haydi bir çay molası verelim.

-This has nothing to do with me: Bunun benimle bir alakası yok.

-So much the worse for him!: Yazıklar olsun ona!

It doesn't make any difference: Hiç fark etmez.

-It doesn't matter: Zararı yok, fark etmez.

-It's of no consequences: Önemi yok.

-Get on with it!: Başla! Devam et!

-It's for the best: Böylesi en hayırlıdır.

-That's the worst of it!: Bu olabileceğin en kötüsüdür.

-So it seems: Öyle görünüyor.

-It can't be helped: Elden birşey gelmez.

-It was to be expected: Beklenirdi.

-You will be 'for it: Azar işiteceksin!

In this case: Bu durumda

-So called: Güya,

-As far as I know: Bildiğime göre,bildiğim kadarıyla

-As for me: Bence, bana göre

-Any time: Ne zaman olursa, ne zaman isterseniz

-Time after time: Zaman zaman

-Now and then: Ara sıra

-Occasionally: Fırsat buldukça

-Frequently: İkide bir,sık sık

-Very seldom: Çok nadir

kolay gelsin --> take it easy

sen de gör! --> and the same to you

gül güle kullan,hayırlı olsun --> "Birbirine çok yakın kalıplar, bu yüzden söyle diyebiliriz İngilizce olarak, yeni

Araba alan bir kişiye (örnek olarak); Güle güle kullan veya hayırlı olsun anlamında, Congratulations./May it go

well."

sana ne! --> that`s none of your business

banane --> bunun icin tavsiye So What (ayni karisilikta olmasada "ne var yane" anlaminda kullanilir. veya "Its

nothing to do with me" It`s not my business, it`s not my problem veya I`m not interested (ilgilenmiyorum)...

bakar misiniz? --> Excuse Me ?

çok yaşa --> god bless you

gecmis olsun --> Get well soon

Afiyet olsun --> Good appetite
banane --> bunun icin tavsiye So What (ayni karisilikta olmasada "ne var yane" anlaminda kullanilir. veya "Its

nothing to do with me" It`s not my business, it`s not my problem veya I`m not interested (ilgilenmiyorum)...
bakar misiniz? --> Excuse Me ?

(what up?) --> naber

this is bullshit! - bu sacmalik

let me say something --> birsey diyecem

tell the truth --> dogruyu soyle!

you hear that --> duydun mu?

how nice can that be --> ne kadar iyi olabilir ki !?

keep your promise! --> sozunu tut!

forgive me --> affet

you should defend me - beni savunmalisin

dont take sides - tarafff tutma!

hows your studies - derslerin nasil

can you be open with me - benimle acik ol

i wana be open with you - seninle acik konusmak istiyorum

dont need to say much - fazla soze ne gerek!

im boared of this conversation - bu konudan sıkıldım

im boared of this place - bu mekandan sıkıldım

birşey değil Not at all No worries Thats Ok Thats Alright No ProblemYou're welcome

Etiket:
ingilizce kalıplaşmış cümleler 

Bu bilgi size yardimci oldu mu?

EvetHayır
İngilizce Kalıplaşmış Cümleler
İngilizce Kalıplaşmış Cümleler
(Ortalama: 5 üzerinden 2.5 - 2 Oy)
2