Şu anda her 100 kisiden 35′i uyuyor, 10′u yemek yiyor, 25′i çalışıyor, 15′i seeks yapıyor, 10′u araba sürüyor 4′ü ders çalışıyor bir tane salakta elinde telefon sms okuyor.
Güçlü kolları ile beni koltuğa oturttu, üstüme abandı, eline aldığı kocaman aletini ağzıma soktu, çok canım yandı ve ağzımdan kanlar akıyordu; ama çürük dişimi sonunda çekmişti.
Yürü bire ehli deve endamını göreyim, sensiz geçen günlerin ecdadını zikeyim, ben mecnun muyum ki bir _m için çöllere düşeyim. Leyla’yı da zikeyim seni de zikeyim.
Erkekler araba gibidir. Dikkat etmezsen altında kalırsın.
Galata kulesinden attım fesimi.Eyyy fani insaf et değdireyim tepesini.Değdirirsem tepesini itelemem gerisini. İtelersem gerisini, keserim nefesini.
Seni unutmak için and içtim gözlerin geldi aklıma vazgeçtim.
Hadi uyandır beni söyle gördüğüm zamansız bir düş mü? Hadi git, uzaklaş, yokluğuna inandır beni. Gerçekten yoruldum her bulduğum yerde seni kaybetmekten.
Gözlerin nehir kirpiklerin köprü olsa, ben üzerinden geçerken ipler kopsa ve düştüğüm yer dudakların olsa.
Buruk hasret dolu geceleri öldüreceğim bir gün bu ayrılık şarkılarını kurşuna dizeceğim ve seni benden ayırdığı için kaderimi mahkemeye vereceğim.
Güller anlatsın sana olan sevgimi, güller anlatsın yanlızlığımı, çaresizliğimi? Yavaş yavaş eriyen yüreğimi güller anlatsın ben anlatamadım
Rüzgar alabildiğine hırçın,yağmur alabildiğine inatçı, yüreğin ise onlara inat sanki bir liman… Tıpkı gözlerindeki huzur gibi…
Nasıl ki uzaktaki yıldız parlak gelirse insana, uzakta olduğun için tutkunum sana! Hani en güzel aşklar imkansız gelir ya insana, imkansız olduğun için tutkunum sana.
Seni sevdiğim kadar yaşasaydım; ölümsüzlüğün adını aşk koyardım