Hürriyet kasidesi (Namık Kemal)1.Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
2.Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
3.Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
4.Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
5.Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten
6.Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
7.Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten
8.Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten
9.Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten
10.Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten
11.Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten
12.Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten
13.Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten
14.Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
Hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten
15.Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten
16.Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten
17.Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten
18.Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten
19.Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten
20.Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten
21.Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten
22.Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
23.Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten
24.Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
25.Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten
26.Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten
27.Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
28.Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten
29.Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten
30.Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten
31.Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten
Namık KEMAL 1.Çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.
2.Kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz, mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz.
3.Eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma; yere düşmekle cevher, değerinden özünden birşey kaybetmez.
4.Vücudun mayası, vatan toprağıdır; bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, en küçük bir üzüntü duyulmaz.
5.Dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir; insafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.
6.Hayatın değerini iyi şöhretten yüksek tutanlar, edebî bir feyzi geçii zevk için terk ederler.
7.Halk arasında ömür uzunluğuna bunca düşkünlük nedendir?Emaneti korumaktan insanın menfaati nedir bilmem!
8.Cihanda kendini her fertten alçak gören kişi ayıplanmaktan utanır fakat kendi nefsinden utanmaz.
9.Akıllı ve bilinçli olanların, yaptıklarından pişman olup çalışmalarını artırması ve bunlardan ders alması, felekten intikam almak demektir.
10.Başarının, üstünlüğün değeri, milletin gönül birliğinde durur; koruma ve kollama eserleri ise ümmetin düşüncesinin çarpışması ile çıkar.
11.İktidar sahibi bir kişinin azim gücü, dünyanın bir düzene girmesini sağlar; metanet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basması ile cihan titrer.
12.Kader, her feyzini, her lütfunu bir zaman için saklar; milletteki gevşeklikten, zayıflıktan sakın korkma!
13.Zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir; bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın.
14.Işık yüksekliğin doruğundan uzaksa çaresizliktendir; tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın.
15.Biz o osmanlılar boyunun ulu soyundanız; mayamız, bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır.
16.Biz o yüce hamiyetli, çalışkan ve güçlü kişileriz ki bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet meydana getirdik.
17.Biz o yüce yaratılışlı milletiz ki hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktan bize ölüm daha iyi gelir.
18.Hürriyet mücadelesi korkulu ateş olsa ne dert, yiğit olan bir insan gayret meydanından kaçar mı?
19.Cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder bile olsa, yine bin defa esaret zincirinden daha iyidir.
20.Felek her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin, millet yolunda hizmetten dönersem kahpeyim.
21.Bu yolda çektiğim acılar, sıkıntılar anılsın; bunun en basit zevki bile vezirlikten, sadrazamlıktan daha iyidir, yücedir.
22.Vatan, bir vefasız alaycı sevgiliye dönmüş, aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor.
23.Korkudan, yalvarma yakarmadan uzağım; benim yanımda görevim menfaatimden, hakkım hükûmetin kötü niyetlerinden daha üstündür.
24.Ey zalim!Milletin yiğitleriyle mücadeleden sakın; senin zulmünün kılıcı hamiyet kanının ateşi karşısında erir.
25.Zulüm ile, işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak ne mümkün; eğer kendinde bir güç görüyorsan insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış.
26.Gönülde çalışma gevheri, elmas cevherine benzer; ağırlığın tesirinden, baskının şiddetinden ezilmez.
27.Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyüleyici imişsin. gerçi esaretten kurtulduk derken senin aşkının esiri olduk.
28.Şimdi kalbi fethedecek güç sendedir, güzelliğini gizleme; güzelliğin, milletin nazarlarından ebediyete kadar uzak kalmasın.
29.Ey geleceğin umudu, sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılarından kurtaran sensin.
30.Hükmetme çağı senindir, hükmünü dünyaya geçir; allah yüceliğini her türlü belâlardan korusun.
31.Ey yaralı kükreyen aslan, senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!
Hürriyet Kasidesi Söz Sanatları
1. Beyit : Münharif-Sıdk : Tezat
Bab-ı Hükümet : Mecaz-ı Mürsel
2. Beyit : İanet-Hizmet : Tenasüp
3. Beyit : Yere düşmekle cehver sakıt olmaz kadr ü kıymetten : İrsal-i Mesel ve Kinaye.
Yere düşmekle cehver : (Zulüm altında millet) : Teşbih
Kadr-Kıymet : Tenasüp
4. Beyit : Hak kelimleri her beyitte tekrarlandığı için : Tekrir
Gam-Cevr-Minnet : Tenasüp
Vücudun mayası - Vatan toprağı : Teşbih
5. Beyit : Denaet-Köpek-Sayyad : Tenasüp
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten :İrsal-i Mesel ve Kinaye.
Zalimin yardımcısı-köpek : Teşbih
Hizmetten zevk alan-köpek : Teşbih
6. Beyit : Fani-Baki : Tekrir
Bir kelimesi her beyitte tekrarlandığı için : Tekrir
7. Beyit : Nedendir-Nedir : İstifham
8. Beyit : Utanmak-Ar eylemek : Tenasüp
9. Beyit : Söz sanatı yok!
10. Beyit : İttihad-İhtilaf : Tezat
11. Beyit : Alem-Cihan : Tenasüp
Azim-Metanet : Tenasüp
Cihan : (Korkak insan ) Açık İstiare
Cihana verilen insani özellikler ile : Teşhis
12. Beyit : Za'f-Betaet : Tenasüp
Her kelimesi her beyitte tekrarlandığı için : Tekrir
Kader : ( Feyz ve lütufları içinde saklayan bir insan ) Kapalı İstiare
13. Beyit : Zincirlere vurulmuş aslan : (Millet) Açık İstiare
Talih-Nasip : Tezat
Talih utansın : Teşhis
14. Beyit : Işık çaresizliktendir : Teşhis
Tabiat utansın : Teşhis
Kabiliyet : (Yerde sürünen bir canlı) : Kapalı İstiare
15. Beyit : Maya-Boy-Soy : Tenasüp
Baş-Ayak : Tezat
16. Beyit : Hamiyet-Çalışkan : Tenasüp
17. Beyit : Biz kelimesi her beyitte tekrarlandığı için : Tekrir
Hak kelimesi her beyitte tekrarlandığı için : Tekrir
Mezar-Toprak : Tenasüp
18. Beyit : Ne : İstifham
Kaçar mı : İstifham
Hürriyet mücadelesi-korkulu ateş : Teşbih
Merd-Gavga : Tenasüp
Kaçmak-Merd : Tezat
19. Beyit : Celladın can yakan kemendi : (Zalimler) : Açık İstiare
Celladın can yakan kemendi-Ejder : Teşbih
20. Beyit : Gelmek-Dönmek : Tezat
21. Beyit : Cevr-Meşakkat : Tenasüp
Vezaret-Sadaret : Tenasüp
22. Beyit : Nazen-Aşk-Sevgili : Tenasüp
Vatan : Teşbih
23. Beyit : Agraz-ı hükümet : Sürgünler : Mecaz-ı Mürsel
24. Beyit : Ey : Nida
Ateş-Erimek : Tenasüp
25. Beyit : Zulüm-İşkence : Tenasüp
26. Beyit : Cevher kelimesi her beyitte tekrarlandığı için : Tekrir
Gönülde çalışma-Elmas cevheri : Teşhis
Cevher-Elmas : Tenasüp
Şiddet-Tazyik : Tenasüp
27. Beyit : Ey : Nida
Hürriyet-Esaret : Tezat
Esaret-Esir : Tenasüp
Hürriyet-Büyüleyici : Teşbih
28. Beyit : Hürriyet : (Güzel insan) : Kapalı İstiare
29. Beyit : Ye's-Mihnet : Tenasüp
Hürriyet : Geleceğin umudu : Teşbih
Hürriyet : Can dostu : Teşbih
30. Beyit : Hürriyete insani özellikler verilmiş : Teşhis
31. Beyit : Ey : Nida
Yaralı kükreyen aslan : (Hürriyet) : Açık İstiare
Zulmün köpekleri : (Zalim) : Açık İstiare
Hürriyet : Teşhis
alıntı
Hürriyet Kasidesinin Yapı Özellikleri
1. a. Bu tür ses benzerlikleri ile şiire has bir ahenk yakalanmıştır. Şiirlerde bu tür ses benzerlikleri redif ve kafiye şeklinde isimlendirilirler. Tekrar eden "-den" ler redif, "-et'ler tam kafiyedir.
b. Bu kelimeler, kendine özgü bir söyleyiş tarzı, ritim oluşturacak şekilde şiirde kullanılmıştır. Dikkat edilirse bütün kelimelerde ünlü harflerin uzun okunması gereklidir. Kelimelerin bu şekilde kullanılması "şiirdeki söyleyiş tarzı ve ses değerlerinin bir arada düşünüldüğünü bize gösterir. Bu şekilde kullanımla birlikte şiirin ahenginin, ses akışı, söyleyiş, ritim ve her türlü ses benzerlikleriyle sağlandığını göstermektedir.
2. a. Kasideler övgü şiiridir. Divan edebiyatı geleneğine mensup şairler, genellikle padişahlara, sadrazamlara ve devlet büyüklerine bu tür şiirler yazmışlardır. Nefî'nin kasidesi de Sultan Murad Han'a yazılmıştır. Bu kasidedeki dil, söz sanatları, kullanılan kelime ve tamlamaların Arapça ve Fars-çayla yüklü olması şiirin yazıldığı dönemle ilişkilidir. Namık Kemal'in kasidesi ise şekil açısından Divan şiiri geleneğine bağlıdır. Fakat bu kaside, geleneğin körü körüne devam ettiricisi olamaz. Öncelikle bu kaside ne padişaha ne de devlet ileri gelenlerine yazılmıştır. Soyut bir kavram olan "hürriyet"e yazılmıştır. Divan şiirinin kasidecilik geleneğinde kasideler hep "somut" konular üzerinde yazılmıştır. Ayrıca, bu kasidenin kendine has bir başlığı vardır. Divan şiiri geleneğinde kasidelerin özel bir başlıkları da bulunmaz. İki kaside de övüleceklerin niteliğine uygun şatafatlı bir üslupla yazılmıştır. Söyleyiş özellikleri bakımından da iki kaside de ses tekrarları, ritim ve ses akışı bakımından ortaktır.
b. Bu kasidelerin söyleyiş tarzları ile yazıldıkları dönemlerin edebî, siyasi ve sosyal özellikleri arasında bir ilişki kurulabilir. Nefî'nin yaşadığı çağda kasideler bu şekilde yazılıyordu. Bu tarzdan o devrin zihniyetine ulaşabiliriz. Kaside bir Osmanlı Padişah'ına sunulduğu için şair, söz sanatlarını padişah'ın övülmesi için çok fazla kullanmıştır. Şiirin iç akışında, kasidenin sunulduğu kişinin özelliklerini yansıtan kelime ve tamlamalar seçilmiştir. Namık Kemal'in kasidesi ise soyut bir konuya yazıldığı için şair çok fazla mübalağa sanatını kullanmamıştır. Bu durum, şiirlerin yazıldığı ortamın zihniyetiyle, yani edebî, siyasi ve sosyal özelliklerime yakından ilgilidir.
3. a. Hürriyet Kasidesi'ni oluşturan birimlerin yerleri değiştirildiğinde, şiirin akışında ve anlamında bir değişme ve bozulma meydana gelir. Bu birimler ahenkli bir biçimde kasidenin yapısını oluşturmaktadır. Bu yapıdan herhangi bir birimi çıkarır ya da bu yapıya onunla ilgisiz bir birim eklersek şiirin kendine has sistemi mutlaka bozulur. Edebiyat eserleri, kendilerine özgü bir sisteme sahiptir. Bu sistem, dışarıdan yapılacak müdahalelerle çabucak bozulur veya değişikliğe uğrar.
b. Hürriyet Kasidesi'ni oluşturan birimleri anlamlı bir bütün hâline getiren unsur, şiirin temasıdır. Çünkü tema etrafında anlamlı birimler birbirleriyle ahenkli bir bütün oluşturarak, temaya birleşirler.
4. a.
Klasik Türk Edebiyatında Kaside Nazım Şeklinin Yapı Özellikleri
1. Genellikle 31-99 beyitten oluşur.
2. Nesib, girizgâh, methiye, tegazzül fahriye ve dua bölümlerinden oluşur.
3. Kafiye düzeni aa / ba / ca... şeklindedir.
4. Kasidenin sonlarına doğru şair, mahlasını kullanır.
5. İthaf edildiği kişinin adını içeren bir başlığı vardır
Hürriyet Kasidesi'nin Yapı Özellikleri
1.31 beyitten oluşmuştur.
2.Klasik bölümler yoktur.
3.Kafiye düzeni "aa/ba/ca..." şeklindedir.
4.Şair son beyitte mahlasını kullanmamıştır.
5.Kaside soyut bir kavram için yazılmıştır, başlığı da bu soyut kavramdır.
b. Hürriyet Kasidesi'nin kaside nazım şekliyle yazılması ve kasidenin klasik yapı özelliklerinden farklılıklar göstermesi bu devirdeki yenileşme çabalarının etkisinin edebî eserlere de yansıdığını göstermektedir. Bu devrin şairleri eski nazım şekillerini kullanmakla birlikte şiirlerin içeriklerinde büyük değişiklikler yapmışlardır. Eskiden kaside yine beyitlerle yazılıyordu, yeni devirle birlikte kasidenin bütün şekil özellikleri aynen kullanılmış, şiirde işlenen konu değiştirilmiştir. Namık Kemal, "hürriyet’e övgülerini sunmuştur.
5.
"Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetden
Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı hükûmetden"
"Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmâniyânız kim
Muhammerdir ser-â-pâ mâyemiz hûn-ı şehâdetden"
"Biz ol âlî-himem erbâb-ı cidd ü içtihadız kim
Cihangîrâne bir devlet çıkardık bir aşîretden"
"Biz ol ulvî-nihâdânız ki meydân-ı hamiyyetde
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletden"
dizelerinde tarihî değerlere değinilmiştir, ilk beyitte "bâb-ı hükûmet'Ie devletin icra yetkisine sahip kurumu kastedilmektedir. Şairin yaşadığı devirde devlet, hükümetler aracılığıyla yönetiliyordu. Diğer beyitlerde de Osmanlı merkeze alınarak tarihsel bilgilerle birlikte şairin yorumları okura sunulmuştur.
"Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetden
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez i'ânetden"
"Hakîr olduysa millet sânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetden"
"Vücûdun kim hamîr-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam râh-ı vatanda hâk olursa cevr ü mihnetden"
"Muîni zâlimin dünyâda erbâb-ı denâettir
Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî-insâfa hizmetden"
"Hemen bir feyz-i bakî terk eder bir zevk-ı fânîye
Hayâtın kadrini âlî bilenler hüsn-i şöhretden"
dizeleri ve genel olarak şiirin hemen bütün dizelerinde sosyal değerlerle ilgili kelime ve ifadelere rastlanmaktadır. Birinci beyitte, "insanlara yardım etmenin öneminden", ikinci beyitte "zor durumda olan fakat değerli milletlerin bu zor durumda değerinden hiçbir şeyin eksilmeyeceğinden", üçüncü beyitte "vatan sevgisinden", dördüncü beyitte "zalimlerin vasıfları", beşinci beyitte "dünyanın geçici zevklerine değer verenlerin yanlış yolda olduklarına değinilmektedir.
6. Tanzimat dönemi, yeni değer ve kavramlarla yeni türlerin bir arada kullanıldığı bir dönemdir. Bu devirde başlatılan sosyal, siyasi, askerî, ekonomik, idarî yenilikler, insanların dünya algısını da belli oranda etkilemiştir. Eskiden insanların hürriyetle ilgili bir sorunları yoktu. Ama devrin sosyal ve siyasi yapısının etkisiyle hürriyet üzerinde konuşmak değerli bir hal aldı. Bunun en önemli sebebi, Avrupa’dan ithal edilen kavramlar, değer yargılarıyla Osmanlı devletinin zor bir devirden geçmesidir. Devlet, savaşlarda yeniliyor, ekonomisi çok kötüye gidiyordu. Bu durumda yaşayan insanlar da ülkelerinin bağımsızlığını kaybedeceğinden korkuyorlardı. Şair de hürriyet'in bu devirde yaşayanlar için neden önemli olduğunu şiirinde anlatmaya çalışmıştır. Sonuç olarak, bu şirin devrin gerçekliğini doğru bir biçimde yansıttığını söyleyebiliriz.
7. a.
Divan şiirinde işlenen temalar: Aşk tabiat güzellikleri din ve devlet büyüklerine övgü tasavvuf ve ahlak
Hürriyet Kasidesi'nin teması : Hürriyet sevgisidir.
Divan şiirinde işlenen temalar daha bireyseldir. Şairler, toplumun sorunlarıyla ilgili çok fazla eser vermemişlerdir. Değişen çağla birlikte insanların sorunları da artmış ve değişmiştir. Osmanlı devleti, 19. yüzyılda birçok sorunla baş etmeye çalışırken, bireysel ve toplumsal sorunlar çığ gibi büyümüştür. Namık Kemal'in eseri de bu devirde yaşanan sorunların edebiyat eserlerine yansımış hâlidir.
b. Yenileşmeyle birlikte devlet karşısında bir halkı değil, tek tek bireyleri muhatap olarak görmeye başlamıştı. Bunda, Avrupa devletlerinin yaydığı fikir akımlarının etkisi büyük olmuştur. Artık insanlar, toplumu değil de bireysel rahatını düşünmeye başlıyordu. Bu da bireyselliğin çiçeklenmesine, toplumsal bağın kopmasına sebep olacaktı. Avrupalılar, zenginlikleri oranında bencil bir bireyselliğe sahipti. Başka bir devletin de zengin olması, onların çıkarına değildi. Bu sebepten devletler arasında savaşlar bile çıkacaktı. Yenileşme döneminde işlenen temalarda "toplumsallık" ön plana çıkarılmıştır. Dağılan bir devleti bir arada tutabilecek en önemli harç tabii ki "toplumsal kenetlenme" olacaktı.
8. Hürriyete Doğru ve Hürriyet şiirlerinde "bireysel" bir hürriyet anlayışı hissedilmektedir. Şairler her ne kadar hürriyet sevgisinden bahsetseler de, hürriyetin bir kişi için olan anlam ve öneminden bahsetmektedirler. Hürriyet Kasidesi'ndeki "hürriyet" kavramı, bireysel değil, toplumsaldır. Şair, sadece kendi hürriyetinden değil, ortak değerler etrafında toplandıkları toplumun hürriyetinden söz etmektedir. Bu toplum için hürriyetin ne anlama geldiğini anlatmaktadır Namık Kemal.
9. Hakîr olduysa millet sânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetden
Bu beyitte şair, "altın yere düşmekle değerinden bir şey kaybetmez" atasözünü kullanarak iktibas (alıntı) sanatını uygulamıştır. Bu sanatta şair, sözüne vuruculuk katmak için deyimler, atasözleri, ayet ve hadisleri şiirinde kullanır. Bu dönemde ülkenin içinde bulunduğu kötü durum anlatılmak istenmektedir. Şair, milleti değerli bir taşa benzetmiş ve milletin eski zenginliğini kaybetmesini, cevherin yere düşmesi şeklinde düşünmüştür. Şaire göre eski güzel günler yeniden gelecektir. Devletin ve milletin asıl değeri bu sefer ortaya yeniden çıkacaktır.
Durur ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i miüetde
Çıkar âsâr-ı rahmet ihtilâf-ı re'y-i ümmetden
Bu beyitte de milletin bir amaca doğru birlik içinde yürümesinin öneminden bahsedilmektedir. Devrin şartları icabı ve diğer devletlerin baskıları sonucu ülke parçalanmanın eşiğinde bulunmaktadır. Ülkeyi bu durumdan kurtaracak yegane güç, milletin fikir birliğine sahip olarak tek bir amaç etrafında kenetlenmesidir. Bu kenetlenme olmazsa, ülke kısa sürede parçalanacaktır. Beyitte peygamberimizin bir hadisine telmih (hatırlatma) yapılmıştır. "Ümmetimin fikir ayrılığından rahmet beklenir." Şeklindeki bu hadise şair telmih sanatıyla temas etmiştir.turkeyarena.com
10. Yeni Kavram ve İmgeler: Hürriyet, eşitlik, vatan sevgisi,adalet,kanun üstünlüğü.
11. Bir milletin ve insanın hürriyeti nasıl değerlendirdiğien güzel biçimde anlatılmıştır. Hürriyet olmadan insan, bireysel hayatını özgürce yaşayamaz. Bu durumda insan, kendini baskı altında hissedecek ve sürekli huzursuz olacaktır.
12. Vatan sevgisi yolunda yapılan her türlü iyi çalışma, ülkeye bir şeyler kazandıracaktır. Ülkesini seven, ülkesinin gelecekte de özgür ve zengin olmasını isteyen bireyler, bu şiirdeki hürriyet tanımıyla harekete geçerlerse, istediklerinin hepsine mutlaka kavuşacaklardır. Bir ülkenin hürriyetini sevmek, ülkenin geleceğini emin ellere bırakacak olanlara yardım etmek demektir. Şimdi yapılan iyi çalışmalar, gelecekte büyük bir zaferin kazanılmasına yardım edebilir.
13. Namık Kemal, vatan için savaşan, didinen, içi vatan sevgisiyle dolu bir şairdir. Atatürk, Namık Kemal'in bir beytini değiştirerek kullanmıştır. Namık Kemal, ülkenin içinde bulunduğu durumda bir kurtarıcı arayarak, sağa sola sorular yöneltmekte, ülkenin kurtarılıp kurtarılamayacağından endişe etmektedir. Atatürk ise, değiştirdiği bu beyitle "vatanın mutlaka kurtarılacağını" söylemektedir. Namık Kemal endişeli, Atatürk ise kararlıdır. Namık Kemal'i, eserinde belirttiği gibi "hürriyet" ve "vatan" kavramlarıyla özdeşleştirebiliriz. O, hürriyet ve vatan şairidir. Onu böyle düşünmemizde, onun hürriyete ve vatana oları âşık kişiliği ve yazdığı eserlerde sürekli bu iki kavramı en üstte tutması, sürekli bu kavramların değerini insanlara anlatması etkili olmuştur.
14. a. Namık Kemal, doğru bildiğini söylemekten çekinmeyen bir yazardır. Vatanını ve hürriyetini çok sevdiği için, ülkenin içinde bulunduğu zor şartlardan kurtarılması için elinden gelen her türlü gayreti göstermiştir. Devrin siyasi kişileriyle de irtibatı olan şair, hükümeti yanlış icraatları sebebiyle eleştir--niştir. Bu eleştiri onun dürüst bir insan olduğunu gösterir. Şiirinde de dediği gibi, makam, mal mülk ve şöhret için alçalmamış, hak bildiği yolda hiçbir şeyden korkmadan dosdoğru ilerlemiştir. Ona göre Avrupalıların Osmanlı'ya göre bazı teknik üstünlükleri vardır. Bu teknik üstünlüğü onlardan alırsak, bizdeki "hamiyet" mayası bizi onlardan daha zengin ve üstün yapacaktır. Bu amaçla yazdığı yazılarda ülkenin İslam birliği içinde refaha kavuşabileceğini, ülkenin ırk olarak farklı köklerden gelen milletlerinin tek bir potada, yani din potasında birleşebileceğine inanmış bir fikir adamıydı. Ayrılıkları değil, birlik olabileceğimiz yönlerimizi hep en üstte tutmalıyız. Namık Kemal, bu ideali uğrunda pek çok eser yazmıştır.
b. Bu şiir Namık Kemal'in en fazla ezberlenen, bilinen şiiridir. Onun şahsiyetinin bütün olumlu taraflarıyla, hürriyet kavramı etrafında ördüğü düşüncelerini en iyi yansıtan bu şiir, hürriyet ve vatan sevgisinin en değerli örneğidir. Bu şiir, sadece edebî anlamda bir tesire sahip değildir. Toplum üzerinde olumlu tesirleri olan, vatan ve hürriyet sevgisini kuşaklara aşılamış bir eserdir. Bu şiir, devrin zihniyetini yansıtan bir aynadır.
Linkback: https://www.buyuknet.com/hurriyet-kasidesi-namik-kemal-t45668.0.html