Toplumların yasayışları ve dünya görüşleri hakkında bize bilgi veren en sağlam kaynak, şüphesiz o toplumun gelenek ve görenekleridir. Bunlar, halk kültürünü kuşaktan kuşağa canlı olarak iletirler. K.Maraş'ta bu durum canlılığını olanca berraklığı ile muhafaza etmektedir. Ancak zamanla o güzelim gelenekler hurafe haline gelmiştir.
Bütün düğünlerin Çarşamba günü başlaması, çamaşırın Salı ve Perşembe günleri yıkanması, Cuma günleri yolculuğa çıkılmaması, yeni doğum yapmış kadına al basmaması için yatağının altına soğan, sarımsak ve bıçak konması, yolculuğa çıkan kişinin arkasından bir kova su dökülmesi ve balkonun bir köşesine ayna konması, baht açma, nazar olmasın diye yeni yapılan evlerin ön kısmına geyik boynuzu takılması ve benzeri. Bu örnekleri artırmak mümkündür. Kahramanmaraş'a has gelenek ve göreneklerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz:
Nazarlıklar: İnsanlar ilk devirlerden beri kötü gözlerin iyi nesnelere dokunup zarar vereceğine inanmış ve kötü gözlerden korunmak için çareler aramıştır. Tüm semavi dinler gibi dinimiz İslam dini de nazarın hak olduğunu belirterek bundan korunulması için okunulacak dualara yer vermiştir.
Tarihin en eski devirlerinden beri Türkler nazara karşı en iyi koruyucu olarak mavi boncuğu seçmişlerdir. Eski Türkler atalarının boynuna tılsımlar astıkları gibi sancaklarının tepesine de koruyucu tılsım olarak boncuk takmışlardır. Güzele, zengine, üstün kabiliyet ve maharetlere sahip olanlara nazar değeceğine olan inanç büyüktür. Bazı kişilerin, özellikle gök gözlülerin nazarından korku duyulur. Halk arasında koşan bir atı bile durdurup çatlatacak kadar nazar sahibi kişilerin olduğu bilinir. Nazar değmemesi için kullanılan nazarlıklardan en basta geleni gök boncuktur. Bunun yanında; iğde çekirdeği, göz boncuğu, yılan kemiği, küçük kaplumbağa kabuğu, küçük çakı, makas, havyar. boynuzu, öküz, at, karaca gibi hayvanların kafa tasları, at nalı vs de nazarlık olarak kullanılır. Bunlardan taşınabilecek küçüklükte olanlar çocukların omuzlarına ve beşiklerine asılır.
Büyük olanlar ise nazar değilmesinden korkulan ev, dükkan ve benzerlerinin gözle görülebilecek uygun yerlerine asılır. Ayrıca araba ve görünüşü etkili olan binaların ön cephelerine de "Maşallah" yazılır. Artık iyice hurafe haline gelen nazar değme işlemini bozmak için başvurulan yollar; ateşe üzerlik atarak çıkan dumanın nazar değenin üstüne gelmesinin sağlanması ve kömür sayılmasıdır.
Muskalar: K.Maraş'ta muskacılık oldukça yaygındır. Baş ağrısı, diş ağrısı, bel ağrısı, sıtma, kabakulak, sinir hastalıkları vb. hastalıkların yanı sıra nazar ve iki insanin arasını bulmak ya da bozmak için türlü muskalar yazdırılır. İnancı zayıf olan veya hurafeleri inancın önüne çıkaran kişiler birçok hastalıklarda doktordan önce mahalle ve köylerde muska yazanlara baş vururlar. Muska yazma isi babadan evlada geçen bir sektör halini almıştır denilebilir. Büyü için yazılan muskalar değişik işlemlere tabi tutulur. Bazen suya atılır, bazen ıslatılarak suyu içilir, bazen da yakılır veya toprağa gömülür.
Düğün Adetleri: Çoğunluğunu orta tabakanın teşkil ettiği K.Maraş halkı, yüzyıllardan beri süregelen düğün adetlerini bugünde görmek mümkündür. Son yıllarda dejenere olmaya başlayan düğün adetlerimiz düğün sahipleri için gerekli ve çocuklar için bir eğlencedir. Bu adetleri; kız görme, şerbet, nişan, kına, gelin getirme, düğün, nikah, gerdek ve el öpme diye özetleyebiliriz. Ayrıca düğün adetleri içerisinde sin-sin ve yüzük oyunlarını da zikretmek gerekir.
Linkback: https://www.buyuknet.com/gelenekler-t42658.0.html