FÎL Suresi Türkçe meali - Latin okunuşuOkunuşu:
Elem tera keyfe feale rabbüke bi ashâbil fîl. Elem yec'al keydehüm fî tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bi hicâratin min siccîl. Fecealehüm keasfin me'kûl.
Anlamı:
(Ey Muhammed! Kâbe'yi yıkmaya gelen) Fil sahiplerine Rabbinin ne yaptığını görmedin mi? Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi. Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.
Açıklama:
Kur'ân-ı Kerîm'in 105. suresidir. Mekke'de nazil olmuştur; beş ayettir. Adını birinci ayetinde geçen "fil" kelimesinden alır. Sure, önceki bir dönemde Allah’ın müminlere yardımını ve büyüklenenlere karsı gösterdiği gazabını anlatmaktadır.
Fil olayı: Bu olay Hz. Peygamber'in doğduğu yıl olmuş ve orduda bulunan fillerden dolayı Araplar arasında "Fil Vak'ası", geçtiği yıl ise "Fil Yılı" olarak meşhur olmuştur. Olay şöyle meydana gelmiştir:
Habeşistan Kralının, Yemen'e hükümdar tayin ettiği Ebrehe, Mekke'ye giden kervan ve Kâbe ziyaretçilerini çekmek ve San'a şehrini ticaret merkezi haline getirmek üzere burada Kalis denilen bir kilise yaptırdı. Ancak tapınağa gelen olmadı. Bunu öğrenen Ebrehe çok kızdı ve Kâbe'yi yıkacağına yemin etti. Büyük bir ordu hazırladı.Ordunun önünde, kocaman "Mamut" adlı bir fil vardı. 571 yılında altmış bin asker ve on fille Mekke’ye doğru yola çıktılar. Fillerin desteğindeki muazzam ordu, yoluna çıkanı ezip geçiyordu. Mekke’deki Kureyşliler bu gelişe bakarak Kâbe'nin yıkılacağına kesin olarak inanmaya başladılar.
Abdülmuttalip’in Ebrehe ile Görüşmesi: Mekke yakınında Mugammes denilen yerde Ebrehe ordusu çadırlarını kurdu ve çevredeki Mekkelilere ait develeri yağmaladılar. Develerin içinde Abdülmuttalip'in de iki yüz devesi vardı. Ebrehe'nin elçisi Mekke'ye giderek Kureyşlilerin ileri gelenleriyle görüştü ve onlara sadece Kâbe'yi yıkmak için geldiklerini, kendileri ile savaşmayacaklarını bildirdi.
Abdülmuttalip de Ebrehe ile görüşmek üzere Ebrehe'nin yanına vardı. Ebrehe onu iyi karşıladı. Kâbe’yi yıkmaması için yalvaracağını sanıyordu. Fakat Abdulmüttalip, ondan develerini istedi. Ebrehe:
"Seni ilk gördüğümde gözüme büyük bir şahsiyet olarak görünmüştün. Ama sen Kâbe'nin korunmasını isteyeceğin yerde develerinin peşine düşünce gözümden düştün." Abdülmuttalib, "Ben develerin sahibiyim. Kâbe'nin de sahibi var, O onu korur" dedi.
Abdülmuttalip develerini alıp Kureyş'ilerin yanına döndü, onlara olup biteni anlattı ve hepsi, katliam tehlikesine karsı Mekke'den kaçıp dağlara çekildiler.
Fillerin Yere Çökmesi: Sabaha karsı Ebrehe, Mekke'ye ilerledi. Mamud denilen büyük fil, şehre yaklaşınca yere çöküverdi; kalkması için çok uğraştıkları halde kalkmadı. Öteki fillerin de, Kâbe yönünde sürüldüklerinde yere çöktükleri, başka bir yöne yöneltildiklerinde koşarak kaçmaya çalıştıkları görüldü.
Kuşların Ebrehe Ordusuna Saldırması: Ebrehe ordusu Mekke'ye girerken deniz tarafından, daha önce o bölgede hiç görülmemiş, kırlangıca benzer kus sürüleri bir anda ortaya çıkarak Ebrehe ordusuna saldırdılar. Gaga ve pençelerinde taşıdıkları tasları ve çamurdan balçıkları askerlerin üzerine bıraktıklarında onlar, kurumuş, paramparça olmuş ağaç yaprakları gibi dağıldılar. Rehberleri Nufeyl kaçtı, askerler kuş saldırısında telef olup feci şekilde öldüler; yolda kalanlar, geriye dönenler de helâk oldular.
Mekke'liler bu mucizeyi dağlardan seyrederken Allah’ın iradesi karsısında hayret ve dehşet içindeydiler. Ebrehe, bu saldırıda etleri parçalanmış, çürümüş halde San'aya dönerken, Hasm kabilesinin yasadığı bölgede göğsü ikiye yarılarak acıklı şekilde öldü
Bu olay Peygamberimizin dünyaya geldiği yılda meydana geldiğinden, Peygamberimizin ilk mucizelerinden sayılmıştır.
Müşrik Kureyşlileri bu olay o kadar etkilemiştir ki, 360’tan fazla putlarını unutup yedi veya on sene Allah'a tapmışlardır. Fil suresinde Allah, Fil ordusunun acıklı sonuna sadece ana hatlarıyla değinmiş ve müşriklere, Hz. Muhammed'in davetine karsı çıktıklarında, onların baslarına gelebilecek tehlike hatırlatmıştır.
Linkback: https://www.buyuknet.com/fil-suresi-turkce-meali-latin-okunusu-t38769.0.html