En Güzel Beyitler

admin28.09.2013 - 21:46
*Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr

  Öyle mest oldum ki gayrin merhabasını bilmedim  (Ahmet Paşa)

                *Hani ol gül gülerek geldiği demler şimdi

                          Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz(Mahir)

*Dene altunu mihenk taşında

Dahi insanı bir iş başında

           *Bir gül dedi bülbül güle, Gül gülmedi gitti

           Gül bülbüle, bülbül güle, Yar olmadı gitti



 *Bakmamıştır, dönüp hayatıma

Ağlayanlar, bugün, vefatıma (A.Nihat Asya)

          *Kimsesiz kimse yok, herkesin var bir kimsesi

          Kimsesiz kaldım yetiş, kimsesizler kimsesi

*Canı canan dilemiş vermemek olmaz ey dîl

Ne nîza eyleyelim ol ne senindir ne benim (Fuzuli)

          *Düşenin dostu olmaz demişler düşte görürsün,

           Sen o zaman dostları, düşte görürsün

*Varlığından şu güzel ülkeyi kurtarsak da

 Adımından kalan izler, lekedir toprakta. (A.Nihat Asya)

          *Nerde gölgen, Ey Osman'ın o büyük

           Çınarından kalan zavallı kütük. (A.Nihat Asya)

*"Suyu yokmuş... bu haliyle ay toprağı neye yarar?"

  Diyenlere cevap: "Teyemmüm etmeye yarar"  (A.Nihat Asya)

          *Gün olur... bin giden, on erle döner

            Fakat zaferle döner! (A.Nihat Asya)

*Millet, vatan ve din ona-ömrünce- verdi güç

  Ay gökyüzünde birdi, Onun bayrağında üç.(A.Nihat Asya)

          *Padişahı âlem olmak bir kuru kavga imiş

            Bir veliye bende olmak cümleden âlâ imiş. (Yavuz Sultan Selim)

*Yazı yazmak istersen, al eline kalemi durma yaz

  Yazı yazmak istemezsen, al eline kazmayı durma kaz.

          *Yazı yazan hem güldür hem çiçek

           Yazı yazmayan hem öküzdür hem eşek

*Kelamın fizza ise sükut eyle olsun zeheb

Kemal ehli kemâlâtı böyle buldu hep.

         *Gökten nazire indi sihamı kazasına

           Nef'î diliyle uğradı Hakkın belasına

*Tok olan cümle âlemi tok sanır

 Aç olan âlemde ekmek yok sanır.

          *Çağrıldığın yere erinme

           Çağrılmadığın yerde görünme

*Kendi kendine ettiğin âdem

 Bir yere gelse idemez âlem.(Adlî)

         *Adam, adamdır eğer olmaz ise bir pulu

           Eşek yine eşektir, atlastan olsa çulu.(La edri)

*Yine ben bir öğüt aldım pirimden

 İyilik ettiğinde sakın kendini.(Köroğlu)

         *Beklemek güzel şey, gelecekse beklenen

          Özlemek  güzel şey, özlüyorsa özlenen.

*Al kaşağıyı gir ahıra

Yarası olan at gocunsun

          *Cümleler doğrudur sen doğru isen

            Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.(Yunus Emre)

*Sirkati şiir edene kati zeban lazımdır

Böyledir şer'i belagatte fetavayı sühan. (Sünbülzade Vehbi)
           *Güden çoban sürüyü döndürünce ters yöne

             Geçmez mi sürüdeki topal koyun en öne.(La edri)

*Allah'a sığın şahsi halîmin gazabından

Zira yumuşak huylu atın çiftesi pek olur.(Ziya Paşa)

           *Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz,

             Şahsın görünür, rütbe-i aklı eserinde.(Ziya Paşa)

*Milyonla çalan mesned-i izzette şerefaz

Birkaç kuruşu mürtekibin cây'i kürektir.(Ziya Paşa)

          *Söz bilirsen söyle senden ibret alsınlar

            Söz bilmezsen sükût eyle seni insan sansınlar.

*Muradını anlarız ol gamzenin izanımız vardır,

Belî söz bilmeyiz ama biraz irfanımız vardır.(Nedim)

         *Gülü vermen için gülü vermem mi gerek

           Haydi gülüm gülüver de, gülü vereyim. (Havace)

*Pek tabi olmaya gelmez terbiyesiz derler

Pek samimi olmaya gelmez saygısız derler.(C.Şehabeddin)

          *Gafletlere, zilletlere, zulmetlere lanet

            Sen doğ bize, sen doğ bize ey fecri hakikat. (Tevfik Fikret)

*Bir mevsimi baharına geldik ki alemin

 Bülbül hamuş, havz teki, gülistan harab.(İzzet Molla)

           *Pür ateşim açtırma benim ağzıma zinhar

            Zalim söyletme derunumda neler var.

*Bir saçı Leyla'ya mecnun'dur deyu

Yazmışlar defteru divane beni.(Dertli)

           *Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek

            Bize heyecan verir bir parça kırık çini.(F.N.Çamlıbel)

*Bazen gönül dalar suların musikisine

Bazen Yesari hatlarının en nefisine.(Yahya Kemal)

           *Mende Mecnundan fuzun âşıklık istidadı var

            Aşıkı sadık menem, Mecnun'un ancak adı var. (Fuzuli)

*Bir kadehle sâki gamdan azad eyledi

Şad olsun önlü onun gönlümü şad eyledi.(Hoca Dehhani)

            *Ger derse Fuzuli ki güzellerde vefa var

              Aldanma ki şair sözü elbette yalandur.(Fuzuli)

*Sen Ahmedü Mahmudu Muhammedsin efendim

Hak dan bize sultan-ı müeyyedsin efendim. (Şeyh Galib)

            *Mâh-ı muharrem oldı meserret haramdır

              Matem bugün şeriate bir ihtiramdır. (Fuzuli)

*Öyle zaif kıl tenimi firkatinde kim

Vaslına mümkün ola yetürmek saba beni. (Fuzuli) 

            *Ben akıldan isterim delalet

              Aklım bana gösterir dalalet. (Fuzuli)

*Zülfüne kalsa perişan eylemezdi dilleri

Anı da tahrik eden bâd-ı sabadır. (Fuzuli)

            *Aşk icre azab olduğun andan bilirim ki,

             Her kimse ki âşıktır, işi ahu figandır. (Fuzuli)

*Ne yanar kimse bana âteşi dilden özge

Ne açar kapım bad-ı sabâdan gayrı.(Fuzuli)

           *Mecnun ile bir mektebi-i aşk icre okuduk

             Ben Mushafı hatmettim, o Leyli'de kaldı. (Fuzuli)

*Masivadan el çekip mahlukattan ümit kes

Virdin olsun her nefes "Allah bes, baki heves"(La edri)

            *Başında aklı olan ücrete amel etmez

              Huriyle aldanmaz, göz ile kaştan geçer. (Yunus Emre)

*Gül gülse daim, ağlasa bülbül aceb değil,

Zira kimine ağla demişler, kimine gül.  (Baki)

             *Yedim sûg-i Halep'te bir pilav, ismin sual ettim,
*Ya rab bana cism-u can gerekmez,

Canan yok ise can gerekmez.(Fuzuli)
           *Ey Fuzuli yar eğer cevr etse ondan incinme

            Yar cevri, aşıka her dem muhabbet tazeler. (Fuzuli)

*Gözlerime bak, orada görürsün hep vefayı

Hem yârimin bana ettiği her cevrü cefayı.(Havace)

           *Gazel bildürür şairin kudreti

             Gazel arturur nazımın şöhretin

*Gittin amma ki kodun hasret ile canı bile

İstemem sensiz olan sohbeti yaran bile. (Neşati) 

          *Câm-ı cem nûş eyle ey Cem bu firengistandır

            Her kulun başına yazılan gelür  devrandur.(Şehzade Cem)

*Vech-i Yeldanın kıymetini sarhoş ne bilsin

Sen onu aşık olmuş biçare mecnuna sor.(Havace)

           *Gör zahidi kim sahibi irşad olayım der

           Dün mektebe vardı bugün üstad olayım der.(Ruhi)

*Çin ellerinin çok gözü ahuların övme

Ey hâce bu rum elleridir, bunda neler var.(Ruhi)

           *Kimdir bizi men eyleyecek dârı cinandan

            Mevrusu pederdir gireriz hane bizimdir. (Nabi)

*Onlar bana vurgun

Ben ona meftun.(Havace)

           *Göz gördü gönül seni sevdi ey yüzü mâhım

             Kurbanın olam var mı benim bunda günahım.(Nahifi)

*Haddeden geçmiş nezaket yâl-u bal olmuş sana

Mey süzülmüş şişeden ruhsarı al olmuş sana.(Nedim)

            *Dikkatler ile seyrederiz yari serapa

             Görmez mi idik biz de eğer olsa vefası.(Baki)

*Avazeyi bu âlemde Davud gibi sal

Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş.(Baki)

            *Ey Necati, yürü sabreyle elinden ne gelir

             Hublar, cevr-u cefayı kime öğretmediler.(Necati)

*Nabi ile ol afetin ahvalini naklet

Efsane-i Mecnun ile Leyla'dan usandık.(Nabi)

            *Ne dünyadan safa bulduk, ne ehlinden recamız var,

             Ne dergâhı Huda'dan maada bir ilticamız var.(Nefi)

*Varalım bir iki gün zikredelim Mevla'yı

Bize ısmarladılar mı bu yalan dünyayı.(II.Murat)

            *Güzel sevmekte zahid müşkilin var ise bizden sor

              Bizim ol fende çok tahkikimiz, itkanımız vardır. (Nedim)

*Çok insan anlayamaz eski musikimizden,

Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden.(Yahya Kemal)

            *Güzellerde olsaydı biraz vefa

              Olur muydu güzellikleri heba. (Havace)

*Şeb-i Yeldayı muvakkitle, müneccim ne bilsin?

Mübtelayı gam'a sor kim geceler kaç saat çeker.

            *Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni,

              Yatma tilki gölgesinde ko yesin aslan seni.

*Miyanı gütüguda bedmeniş iham eder kubbun

Şecaat arz ederken merdi kıpti sirkatin söyler.(Koca Ragıp Paşa)

            *Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm

             Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.

*Sakın terki edepten kuy-i mahbubi Hüdadır bu

Nazargahı ilahidir, makamı Mustafa'dır bu.(Nabi)

            *Cihanda âdem olan bî gam olmaz

              Anınçün  bî gam olan âdem olamaz.(Necati)

*Âdem odur ki adını alemde andıra

Alemde ad kalır âdem gelir gider.(Âdem Dede)

            *Sanma âlemde gerektir âdemi, insna olur

             Kimisi insan olursa kimisi şeytan olur.

*Âdeme âdem gerektir âdem etsin âdemi

Âdem âdem olmayınca netsin âdem âdemi.  (Ziya Paşa)

           *Ağlamak göründü gönül, ağlayalım seninle

             İnlemek göründü gönül inleyelim seninle.(Aziz Mahmud Hüdayi)

*Sür çıkar ağyarı dilden ta tecelli ede Hak

Padişah girmez saraya, hane mamur olmadan

           *Bir ah ettim derinden

            Yer oynadı yerinden.

*Cüzi akıl, söz ve işlerimizde bize delil olur

Ama Allah bahsinde değeri sıfır olur.(Mevlana)

          *Subh dem dönse n'ola mihr-i cemale lale,

           Oldu mazhar-ı aded-i ismi celale "Lale". (Ref'i Kâlâyi)

*Efendi ne isterse etmek gerek

Kuluz biz düşer mi sual etmek.(İzzet Molla)

          *Harâbât ehlini hor görme zahid

           Hazineye malik ne viraneler var...(Ragıp Paşa)

*Arif isen bir gül yeter kokmağa

Cahil isen gir bahçeye, yıkmağa.(La edri)

          *Sanma ey hace ki senden zer-u sim isterler

           "Yevme La yenfeu'da" kalbi selim isterler.

*Ekmeyen biçmedi bu mezrada elhasıl

Kime lazım ekmek, ona lazım ekmek.(Akbıyık Sultan)

           *Hırlaşır bir lâşeye üşüşmüş nice yüz bin kılab

             Biz de pay almak için geldik bu kavga üstüne. (Hüdai)
               Arap kuskus deyince, bezli mechud eyledim kustum. (Sururi)

*Günlerdir almadım senden ne bir mektup, ne bir haber

Kaldır nikabını, göster cemalini ey vefasız dilber. (Havace)

            *İlim bir hucce-i bî sahildir

              Anda alim geçinen cahildir. (Nabi)

*Tütünsüz uykusuz kaldım

Terk etmedi sevdan beni. (Ahmet Arif)

            *Bizler mi vakti hoşça geçirmekteyiz bu gün

             Şüphem budur: Vakit mi geçirmektedir bizi? (Yahya Kemal)

*Ey kimsesizler, el veriniz kimsesizlere

Onlardır ancak el verecek kimse sizlere. (Yahya Kemal)

            *Uğrarız sadmesine her gelenin

             Bu da bir çiftesi hergelenin

*Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi

 Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi

           *Güzellerde vefa olmaz demek yanlış ey Baki,

            Olur vallahi billahi hemen yalvarı (parayı) görsünler.(Baki)

*Muıni zalimin dünyada erbabı denaettir.

Köpektir zevk alan sayyad-ı bî insafa hizmetten.(Namık Kemal)

           *Bir katre mâ düşünce gülün kalbi pakine

           İsmim çıkar heman varak-ı tâb-nakine. (Ke-ma-l)

*Bende yok sabru sükûn, sende vefadan zerre,

İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kerre.(Nâ-bi)

         *Sefinenin başı girerse limana,

           O memduhun ismi çıkar meydana. (Sü-leyman)

*Erbabı teşaur çoğalıp şair azaldı,

 Yok öyle değil şairin ancak adı kaldı. (Muallim Naci)

          *Hoş olur gecede mey sohbeti mehtab olıcak

           Nursun meclise gel kim demişiz sana mâh sana.(Necati)

*Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu,

Birinciliği beyaza verdiler. (Özdemir Asaf)

           *Yahya'yı yar ağlatırsa gam değil,

             Müşkil budur ki düşmanı nadanı güldürür. (Şeyhülislam Yahya)

*Aşk cellâdından ne çıkar, mademki yar vardır,

Yoktan da davardan da ötede bir vardır.(Sezai Karakoç)

          *Kula bela gelmez Hak yazmadıkça,

           Hak bela yazmaz kul azmadıkça.

*Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi,

Gitgide zulüm etmeye elde ahali kalmıyor.(Şair Eşref)

         *Bizler savaş ölüleriyiz,

           Bundan böyle karşı-karşıya değiliz,

            Bildiririz.

*Kim istemez mutlu olmayı,

Ama mutsuzluğa da var mısın. (Cemal Süreyya)

          *Bir demet reyhan verseler bülbüle

            Koklamaz onu yine gider dikenli bir güle.

*Gülün güzelliğini bülbülden öte kim bilir?

Benim âb-ı hayatım senin bitmez sevgindir.

           *Aşk odu evvel düşer maşuka, ondan aşığa

           Şem'i gör kim yanmadan yandırmadı pervaneyi.

*Pişkinin halini anlayamaz ham,

Kısa kesmek gerek sözü vesselam.

          *Nesimi'ye sordular kim yârin ile hoş musun?

            Hoş olam ya olmayayım ol yar benim kime ne? (Nesimi)

*Bed asla necabet mi verir hiç üniforma

 Zerdüz palan ursan eşek yine eşektir.  (Ziya Paşa)

          *Ayıttı ol Peri bir gün düşüne girurem bir şeb,

           Sevincimden nice yıllar geçiptir görmedim uyku.(Zati)

*Eksik olamaz gamımız bunca ki bizden ham alıp

Her gelen gamlı gider şad gelip yanımıza. (Fuzuli)

        *Merhem koyup onarma sinemde kanlı dağı

          Söndürme özelinle yandırdığın cerağı.(Fuzuli)

*Eylesen tutiyi talimi edayı kelimat

Sözü insan olur ama özü insan olmaz. (Fuzuli)

        *Canıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr

          Öyle mest oldum ki gayrın merhabasın bilmedim. (Ahmet Paşa)

*Kabiliyet dâd-ı Hak'tır her kula olmaz nasip

Sad hezâr terbiye etsen bî-edep olmaz edîp.(Lâ edri)

        *Nâdir bulunur tıynet-i kâmilde kusûr

          Kem-mâyeden eyler ne ki eylerse zuhûr. (Ragıp Paşa)

*Zalimlere mehl olmasa matlub-ı ilahi

Bir demde yıkar alemi mazlumların ahı.(Sırrı Paşa)

        *Bahşeyleyip günahımı mesrûr eder misin

         Ya Rab harâp kalbimi ma'mûr eder misin.(Enderunlu Vâsıf)

*Mücerribân-ı umûrun kelâmı gerçek imiş

Yalan dedikleri dünyayı böyle bilmez idim. (Yenişehirli Avni)

       *Leb zikirde amma ki gönül fikr-i cihanda

        Kaldı arada sübha-i mercan mütereddid. (Nâbî)

*Kahve narhın arttıran kahve gibi çeksin azab

Hem yanıp hem rû-siyah hem hurd ola gark-ı âb

(Narh:Fiyat-Rû:Yüzü-Hurd:Öğütülme-Gark:batmak)

       *Senden, bilirim yok bana faide ey gül

       Gül yağını eller sürünsün çatlasa bülbül

*Meşveretsiz kim ki bir iş işleye

Şol nedamet parmağın çok dişleye.(Zarifî )

        *Arif isen bir gül yeter kokmağa

          Cahil isen gir bahçeye yıkmağa.

*Nedenlü cehd edersen bir murâde

Nasib olmaz mukadderden ziyâde.

          *Çünki yok ev sahibinden fâide

           Rabbenâ enzil aleynâ mâide

*Ne kendi eyledi rahat,ne halka verdi huzur

Yıkıldı gitti cihandan,dayansın ehl-i kubur.

           *Kişiye her işi  âlâ görünür

            Kuzguna yavrusu Ankâ görünür.

*Çeşmi insaf kadar kamile mizan olmaz

Kişi noksanını bilmek gibi irfan olmaz. (Nevadir-ul Âsar)

           *Sûretin sîretine şahittir

            Başka şahit aramak zâiddir.(İbn-ül Emin Mahmud Kemal)

*Erbab-ı fazlü marifet olmazdı muteber

Herkes cihanda olsa eğer sahib-i hüner.(Sâmih)

           *Koyamam kargayı bülbül yerine

            Çiçek açmış dikeni gül yerine.(Şinâsi)

*Postu sırtında gezer hayvanın

İlmi sadırında olur insanın.(Vehbî Sümbülzade)

           *Derd-i dili açma sakın herkese

             Derde deva derdi çekenden gelir.Ali Fakri (Şeyh)

 *Gelince vakt-i hacet geçmedim hatırlarından hiç

Anın çün ben de şimdi hatır-ı ahbabdan geçtim.(Yenişehirli Avni)

            *Yâri bil, ağyârı bil aklın başında var iken

              Fevt-i fursat eyleme fursat yedinde var iken. (Dertli)

*Gözlerim ebna-yı ademden o rütbe yıldı kim

İstemem ben fatiha tek çalmasınlar taşımı. (Şair Eşref )

              *Başımla gönlümü edemedim eş

                Biri yüz yaşında biri yirmi beş.Celal Sahir (Erozan)

*Basma cahilin izine

Gitme şeytanın sözüne. (Ruhsati)

              *Dü İbrahim amed bedârı cihan

                Yeki putşiken, yeki putnişan.(Figani)

*Bahşeyleyip günahımı mesrur edermisin

 Ya Rab harab kalbimi mamur edermisin? (Enderunlu Vasıf)

               *Dil gitti gerçi yerine kondu hezar gam

                 Biri gider bini gelir oldu belaların (Şeyhülislam Yahya)

*Gelince vakti hacet geçmedim hatırlarından hiç

Onunçün ben de şimdi hatırı ahbabdan geçtim(Yenişehirli Avni)

                *Zalimlere mehl olmasa matlubi İlahi

                  Bir demde yıkar alemi mazlumların ahı (Sırrı Paşa)

*Nadir bulunur tıyneti kamilde kusur

 Kem mayeden eyler ne ki eylerse zuhur(Ragıb Paşa)

                 *Neye halk etdi deme Hazreti Mevlâ nâyı

                   Halka bildirmek için Hazreti Mevlanayı (La edri)

*Kabiliyet dâd-ı Hak'tır her kula nasib olmaz

Sad hezar terbiye etsen bi edeb olmaz edib(La edri)

                  *Kişiye her iş a'la görünür

                   Kuzguna yavrusu anka görünür(Şinasi)

*Eski eş'arda dürbin ile mâna görülür

Yeni eş'arda mâna diye külfet yoktur.(Şair Eşref)

                 *Sana senden gelir bir işte dâd´ lâzımsa
                 Zaferden ümidin kes gayriden imdad lâzımsa.


Yüksel ki yerin bu yer değildir;
Dünyaya gelmek hüner değildir.


                  Bize gayret yaraşır, merhamet Allah'ındır.
                  Hükmü ati ne fakirin, ne de şeyhin şahındır
                                                                                           (Namık Kemal)


*Dün öldü, bugün ise, sanki can çekişmede,
Yarın henüz doğmadı, doğmayacak belki de.
                                             (Bisr-i Hafi)


                 *Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir,
                 Tekdir ile uslanmayanın hakki kötektir. 

Dost bi-perva, felek bı-rahm, devran bı-sukun
Derd çok hem-derd yok, düşman kavi, tali'zebun
                                                        (Fuzuli)
Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı

Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni bîmar sanmaz mı
                                                         (Fuzuli)

Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib!
Kılma derman kim, helakim zehri dermanındadır(Fuzuli)bende yok sabr u sükût, sende vefadan zerre
iki yoktan ne çıkar, fikredelim bir kerre."
Nabi

Gül gül dedi bülbül güle gül gülmedi gitti
Bülbül güle gül bülbüle yar olmadı gitti
Fuzuli

Ehl-i gönül diyemem sinesi saf olmayana
Ehl-i gönül birbirini bilmemek insaf değil.
Nefi

Tandır tava geldi,hamur bitti;
İşler yola girdi,ömür bitti."
Anonim

Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seni
Yatma tilki gölgesinde ko yesin aslan seni
Yavuz Sultan

Arz-ı hal edecem yari tenhada bulamam,
Yari tenhada bulurum, kendimde bulamam...
(...)

Gönlüm uçmak isterken semavi ülkelere
Ayağım takılıyor yerdeki gölgelere...
NFK

Gel gel berü ki savm u salatın kazası var
Sensiz geçen zamanı hayatın kazası yok
                                                  (Nesimi)
Hep seninçündür benim dünya cefasın çektiğim
Yoksa ömrüm varı sensiz neyleyim dünyayı ben
                                                      (Baki)
Garibindir anı hoş tut efendim işte biz gittik
Gönül derler ser-i kuyunda bir divanemiz kaldı
                                                       (Hayali)
Minnet Huda'ya devlet-i dünya fena bulur
Baki kalır sahife-i alemde adımız
                                                 (Baki)
Kıldı zülfün tek perişan halimi halin senin
Bir gün ey bi-derd sormazsın nedir halin senin
                                                  (Fuzuli)
Bağ-dehrin hem hazanın hem baharın görmüşüz
Biz neşatın da gamın da rüzgarın görmüşüz
                                                    (Nabi)

Gel gel beru ki savm u salâtın kazâsı var
Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazâsı yok

                                                           Sâbit

Meydâna geldi na’ş-ı rakib-i nemine-sâz
Kıldım huzur-ı kalb ile ömrümde bir namâz

                      Sâbit

(Ara bozucu rakibin ölüsü musalla taşına geldi de hayatımda gönül huzuruyla bir namaz kılabildim.)

Efendimsin cihânda îtibârım varsa sendendir
Meyân-ı âşıkânda iştirahım varsa sendendir.

                                               Şeyh Galip

O zaman ki bezm-i canda bölüşüldü kâle-i kâm
Bize hisse-i muhabbet dil-i pâre pâre düşdü

             Şeyh Galip

(Dünyadan kam alma kumaşının bölüşüldüğü can meclisinde,bizim payımıza, paramparça olmuş bir kalp (ile desenlenmiş küçük bir kumaş parçası) düştü.)

Bir demir dâğı delüp boynuna almak gibidir
Her kişi âşık olurdu eger âsân olsa

                                               Taşlıcalı Yahya

Yaktın nice cânları o nezaketle tebessüm
Şir’in dahi kasdetmesi câna gülerektir.

                                                           Ziya Paşa
(Şir=aslan)

Alan sensin veren sensin kılan sen
Ne verdinse  odru gayrı nemiz var

                                               Aziz Mahmud Hüdâi

Bize mülhid diyenin kendinde imân olsa
Dahleden dinimiz bari Müselmân olsa

                                                             Bahai

Ölüler dini değil sen de bilirsin bu din
Diri doğmuş, duracak dipdiri, durdukça zemin.

                                                           Mehmet Akif ERSOY

 Sen Ahmed ü Mahmd u Muhammedsin efendim
Hakdan bize sultân-ı müeyyedsin efendim

                                                                       Ş.Galip

Dost bî-pervâ felek bî-rahm devran bî-sûkun
Dert çok hem-dert yok düşman kavi tali zebun

                                                                       Fuzuli

Yusuf dahi olsan düşürürler çaha
Ebnâ-yı zamanın işi ihvâna cefadır.

                                                           Hâşimi

Ehl-i dildir diyemem sinesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil

                                                           Nef’i

Yuf harına dehrin gül ü gülzârına hem yuf
Agyârına yuf yar-ı cefâkârına yuf

                                                           Ruhi

Saltanat tacın giyen âlemde magrur olmasın
Nice sultan kürkün almıştır beyim bâd-ı hâzân

                                                      Baki

Bir çınar gördük: Enli, boylu vakur
Bir ağaç: Hiç eğilmemiş, mağrur
Koca bir gövde: Belki altı asır
Belki ondan daha fazla, dalgın,ağır
Kaygısız bir ömür sürüp gitmiş
Öyle serpilmiş, öyle yükselmiş

                                   T.Fikret

Baş egmeziz edaniye dûnyâ-yı dûn için
Allah’adur tevekkülümüz i îtimâdımız

                                                           Bâki

 Göz yum cihândan aç gözünü kendi haline
Sen göz yumup açıca bu âlem gelür gider

                                                           Adem Dede

 Biz kim bu cihan gülşenini hâra değiştik
Varını yoga yârını agyâra değiştik

                                               Huzûrî

 Bir mevsim-i bahârına geldik ki âlemin
Bülbül hamûş havz tehi gülsitân harâb

                                       İzzet Molla

Turfa dükkân-ı hikemdir bu köhen tâk-ı felek
Ne ararsan bulunur derde devâdan gayrı

                                       Koca Ragıp Paşa

Baksan görünür bu dâr- ı dünya
Sayyâd ile sayddan ibâret

                        Muallim Naci

(Sayd= av, Sayyad= avcı)

Deryâya düşse katresi yâr agzı yarının
Tuz yerine hemîşe denizden şeker çıkar

                                               Ahmed Paşa

Her nefeste işledim ben bir günâh
Bir  günâh için demedim bir gün âh

                                               Ahmed Paşa

Hurşide baksa gözleri dolagelür
Zîrâ görünce hâtıra ol meh-likâ gelir.

                                               Baki

Ezelden şah-ı aşkın fermânıyız cânâ
Muhabbet mülkünün sultân-ı âlişânıyız cânâ

                                               Baki

Güzeller Mihribân olmaz demek yanlıştır ey Bâki
Olur Vallahi Billahi hemen yalvarı görsünler

                                                           Baki

Öyle sermestim ki idrâk etmezem dünyâ nedür
Men kimem sâkî olan kimdir mey-i sahbâ nedür.

                                                           Fuzûlî

Bülbül gül için kılınca nâle
Derdine deva olur mu lâle

                                   Fuzûlî

Cânımı cânân eger isterse minnet cânıma
Cân nedir kim onu kurbân etmeyem cânânıma

                                                           Fuzûlî

Öyle inceldim hayâl-i tar-ı zülfünden onun
Ey  Fuzûlî her gören bi mu hayâl eder beni

                                                           Fuzûlî

İlm kesbiyle pâye-i rif’at
Bir hayâl-i muhâl imiş anca
Aşk imiş her ne var âlemde
İlm bir kîl ü kâl imiş ancak

                                               Fuzûlî

Bunca benler ne durur zülfünün altında didüm
Didi dil-mürgini sayd etmek içün dâne gerek

                                                           Hilâlî

(Bunca ben niçin saçının altında diye sordum Dedi ki :

‘ Gönül kuşunu tuzağa düşürmek için tane gerek’..)

Ne girersin araya yâra niyaz etdikçe
Kanı ey girye mürâât-ı edep n’oldu sana

                                                           Nâbî

(Ey gözyaşı ben sevgiliye yakardıkça sen ne diye araya girersin hani edep kurallarıne uymak, ne oldu sana?)

Bende yok sabr u sükun sende vefadan zerre
İki yoktan ne çıkar fikredelim bir kere

                                                           Nâ-bî(Nâ=yok, bî= yok, iki yok)

Hangi derdimi hicrân ile tâdât edeyim
Sen de dât etmezsen ben kime feryâd edeyim.

                                                  Namık Kemâl

Eşk-i dîde dûd-ı dil hun-ı ciger sûz-ı derun
Bülbül seninçündür sakın incinme kurban olduğum

                                                           Nazîm

Tahammül mülkünü yıktın Hülâgü Han mısın kâfir
Aman dünyâyı yakdın âteş-i Sûzân mısın kâfir

                                                           Nedim

Güllü dîbâ giydin ammâ korkarım âzâr eder
Nazeninim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni

                                               Nedim

(Güllü elbise giydin sevdiğim ama elbisenin üstündeki gülün dikeninin gölgesinden seni sakınırım.)

Bir elinde gül bir elde câm geldin sâkiyâ
Kangısın alsam gülü yâhud câmı ya seni

                                               Nedim

 
Yok bu şehr içre vasfettigin dil-ber Nedim
Bir perî-suret görünmüş bir hayâl olmuş sana

                                                           Nedim

Zabt-ı âh eylemedir âşıka evvel çâre
Ben ise âhsız ârâm edemem âh meded

                                               Nedim

(Aşıkın derdine çare ahını zapt etmesidir. Ben ise ahsız etmeden duramam ah meded.)

Zahidin bir parmagın kessen döner ‘Hak’ dan çıkar
Gör bu miskin âşıkı ser-pâ soyarlar ağlamaz.

                                                           Nesîmî

Kendi elimle yâre verdigim kalem
Fetvâî-yı hun-ı nâ-hakımı yazdı ibtidâ

                                               Nevres-i Kadim

(Kendi elimle-ucunu-açıp sevgiliye verdiğim kalem; kanımın-dökülmesi- fetvasını haksız yere ’başından’-kesilsin şeklinde- yazdı.)

Heman aglayı geldim âleme aglayı gittim ben
Sen ol nîlüferim kim suda bittim suda yittim ben

                                                           Rehâyî

(Dünyaya ağlayarak geldim ve ağlayarak gittim dünyadan. Ben suda yetişen-ve yine- o suda kaybolan bir nilüferim.)

Sırrını âşık olan nihân etsin kim
Duymasın agladıgını dîde-i giryân bile

                                               Riyâzî

(Âşık olan sırrını öyle gizlesin ki ağladığında gözyaşı bile ağladığını duymasın.)

İlm kesbiyle pâye-i rif’at
Arzû-yı muhâl imiş ancak
Aşk imiş her ne var âlemde
İlm bir kıyl ü kâl imiş ancak

Fuzuli

Ne tende cân ile sensiz ümîd-i sıhhat olur
Ne cân bedende gam-i firkatinde râhat olur Ne çâre var ki firâkınla eğlenem bir dem
Ne tâli’im meded eyler visâle fırsat olur
Ne şeb ki kûyuna yüz sürmesem ol şeb ölürün
Ne gün ki kâmetini görmesem kıyâmet olur
Dil ise gitti kesilmez hevâ-yı aşkından
Nasîhat eylediğimce beter melâmet olur
Belâ budur ki alıştı belâlarınla gönül
Gamın da gelse dile bâis-i meserret olur
Nedir bu tâli’ ile derd-i Nef’i-i zârın
Ne şûhu sevse mülâyim dedikçe âfet olur

Nef’i

Aşka kâbil dil mi yok şehr içre yâ dilber mı yok
Mest yok meclisde bilmem mey mi yok sâgar mı yok
Gonca-i dil açılıp hâtır nice şâd olmaya
Bâğda güller mi yok gülşende bülbüller mi yok
Görmeziz bir dil ki tûtî gibi güftâr eyleye
Söyledir mi yok cihânda bilmezin söyler mi yok
Sengden dil kem mi yâ seng-i siyâhı la’l eder
Afitâb-i feyz-bahşâ-yı bülend-ahter mi yok
Niçin ebkâr-i ma’ânî beslemez erbâb-i nazm
Yoksa Yahyâ gibi üstâd-i sühan-perver mi yok

Şeyhulislam Yahya

Azm-i sefer ettin dil-i nâçârı unutma
Gittin güzel ammâ bu dil-efkârı unutma
Gâhîce uyandıkça şebistân-i safâda
Şol gice olan sohbet-i hemvârı unutma
Vardıkça şeker-hâba girip bister-i nâza
Ne zehr içer dîde-i bîdârı unutma
Ben sabr edeyim derd ü gam-i hecrine ammâ
Sen de güzelim ettiğin ikrârı unutma
Ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın
Ol va’de-i tekrâr-be-tekrârı unutma
Yok tâkati hicrânına lutf eyle efendim
Dil-haste-i aşkın olan Esrârı unutma

Esrar Dede

Şarkı

Fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni
Böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni
Ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek
Şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni
Bend-i peyvend-i dilim ebrû-yı gaddârındadır
Rişte-i cem’iyyetim zülf-i siyeh-kârındadır
Hastayım ümmîd-i sıhhat çeşm-i bîmârındadır
Bir devâsız derde oldum mübtelâ sevdim seni
Ey hilâl-ebrû dilin meyli sanadır doğrusu
Sûy-i mihrâba nigâhım kec-edâdır doğrusu
Râ kaşından inhirâf etsem riyâdır doğrusu
Yâ savâb olmuş veya olmuş hatâ sevdim seni
Bî-gubârım hasret-i hattınla hâk olsam yine
Sıhhatim rûh-i lebindendir helâk olsam yine
Tîğ-i gamzenden kesilmem çâk çâk olsam yine
Hâsılı beyhûde cevr etme bana sevdim seni
Gâlib-i dîvâneyim Ferhâd u Mecnûn’a salâ
Yüz çevirmem olsa dünya bir yana ben bir yana
Şem’ine pervâneyim pervâ ne lâzımdır bana
Anlasın bîgâne bilsin âşinâ sevdim seni

Şeyh Galip

Dil verdiğimiz yâre nigâh-i gazabından
Tasrîhe mecâl olmadı îmâ ile geçtik
Naili

Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin
Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez
Şeyhülislam Yahya

Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne
Rasih

Künc-i mihnetde rakîbâ beni tenhâ sanma
Kâr ger sende yatursa elemi bende yatur
Bağdadlı Rûhî

Ger derse Fuzuli ki “güzellerde vefâ var”
Aldanma ki şâir sözü elbette yalandır
Fuzuli

Cihânda âşık-i mehcûr sanma râhat olur
Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur
Şeyhulislam Yahya

Derdim nice bir sînede pinhân ederim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân ederim ben
Nef'i

Sînede bir lahza ârâm eyle gel cânım gibi
Geçme ey rûh-i revân ömr-i şitâbânım gibi
Nedim

Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-i firâkız
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden
Selimi

Göz yaşlı gönül zülf-i perîşânlar içinde
Kaldım karanu gecede bârânlar içinde
Taci Bey

Eczâmızı hep rîk-i beyâbân-i gam itsek
Cânâne giden nâme-i hicrâna dökülsek
Naili

Döğülmeye söğülmeye koğulmaya billâh
Hep râzıyım ammâ ki efendim senin olsam
* * *
Eylesen tûtîye tâlim-i edâ-yı kelîmât
Sözü insan olur ammâ özü insan olmaz
* * *
Ey dil ki hecre doymayıp istersin ol mehi
Şükr et bu hâle yoksa gelir yüz belâ sana

Şem’ bâşından çıkarmış dûd-ı şevk-ı kâkülün
Böyle kûteh ömr ile başındaki sevdâya bak

Mum,sevgilinin saçlarını özlemiş, o özleyişin dumanını başından çıkarmış
(O özleyişle tütmeye koyulmuş).Böyle kısa bir ömürle başındaki sevdaya bak.

Linkback: https://www.buyuknet.com/en-guzel-beyitler-t42069.0.html

Etiket:
En Güzel Beyitler  beyitler 

Bu bilgi size yardimci oldu mu?

EvetHayır
En Güzel Beyitler
En Güzel Beyitler
(Ortalama: 5 üzerinden 3.3 - 3 Oy)
3