Didaktik Şiir belli bir düşünceyi aşılamak veya belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, bir ahlak dersi çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan, duygu yönü az olan şiir türüdür.
Kısaca öğretici şiirdir.
Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig, Aşık Paşa’nın Garibname, Nabi’nin Hayriye bu türün ünlü örnekleridir.
Tanzimat’tan sonraki Türk Edebiyatında Ziya Paşa’nın Terkib-i Bend; Tevfik Fikret’in Haluk'un Defteri ve Şermin; Mehmet Akif’in Süleymaniye Kürsüsünde, Asım adlı eserleri de bu tarzda yazılmış ünlü eserler.
Fabl türündeki eserler de örnek olarak gösterilebilir. didaktik şiire şöyle bir örnek verebiliriz.
Güzel dil Türkçe bize
Başka dil gece bize
İstanbul konuşması
En sâf, en ince bize
Yeni sözler gerekse
Bunda da uy herkese
Halkın söz yaratmada
Yollarını benimse
(Ziya GÖKALP)Çektiğimiz acıların kaçta kaçı bizim suçumuzdur?
Bunu iyi düşünüp saptamadan, suçlu ararsak,
Bazen faturayı yanlış kişilere keseriz..
Acılar acımaz insana, çekmek isteyene çektirir..
Olaylara ve insanlara değerinden fazla değer vermeyenler
Kendini de gerçek değerinden az veya çok görmeyenler
Ve neticede empati yaparak objektif olmayı bilenler,
Daha az acı çekerler ve boş yere hiç acı çekmezler..
Birbirlerine sık sık sitem edip darılanlar,
Birbirlerini anlamayan ve anlamak istemeyenlerdir.
Objektif olamadıkları için boş yere acı çekerler.
Fakat belki de işin aslı, aralarındaki sevgi ve ilgi azlığıdır.
Karakter farkıdır, zaaf ve alerjilerinin birbirine zıtlığıdır.
Uzun bir süre geçinememişlerse, daha sonra da geçinemezler.
Birbirlerine sürekli acı çektirirler, daha fazla dayanamazlar.
Ve er veya geç, birbirlerinden uzaklaşırlar.
Acılar, kendisini sevenleri çok sever..
Çekmek isteyenleri, ondan ayrılmayanları yalnız bırakmaz..
Kendisini yenemeyenlere kene gibi yapışır.
İntikam duyguları, çekilen acıyı pekiştirir.
Ve vampir gibi kanını emer, sinirlerini mahveder.
Acılar kişiyi her yönden perişan eder.
Kendi kusurlarımızdan dolayı çektiğimiz acılardan,
Kimseyi sorumlu tutmamalıyız. Bu haksızlık olur..
Akıllı insan, hak etmediği acıları kendisine bulaştırmaz.
Acıların üstüne gitmez ve boş yere acı çekmez.
Kuruntular, yersiz ve yanlış yakıştırmalar, yanlış anlamalar,
Boş yere üzüntü ve dargınlıklara sebep olur..
Neticede dostluklar yıpranır, sevgiler erir ve saygı biter..
(Erol Güngör)Dünya, dünya, bu dünya,
Ölüm geldiği zaman.
Anlarsın ki bir rüya,
Ölüm geldiği zaman.
Faydasız malın, mülkün
Ölüm geldiği zaman.
O yığın yığın yükün,
Ölüm geldiği zaman.
Hani nerde dostların,
Ölüm geldiği zaman.
Boşa çırpınışların,
Ölüm geldiği zaman.
Bak eşin dostun bile,
Ölüm geldiği zaman.
Anlarsın ki nafile,
Ölüm geldiği zaman.
Fuzuli geçen yıllar,
Ölüm geldiği zaman.
Can evinden yakalar,
Ölüm geldiği zaman.
Betin benzin sararır,
Ölüm geldiği zaman.
Gözlerinse kararır,
Ölüm geldiği zaman.
Kavrulur topukların,
Ölüm geldiği zaman.
Ağlaşır çocukların,
Ölüm geldiği zaman.
Gözlerin bir noktada,
Ölüm geldiği zaman.
Kocaman olur ya da,
Ölüm geldiği zaman.
Ölmem diye tepinsen,
Ölüm geldiği zaman.
Yoldaşın beyaz kefen,
Ölüm geldiği zaman.
Kim kurtaracak seni,
Ölüm geldiği zaman.
Gördün mü ölmeyeni?
Ölüm geldiği zaman.
Koştur, çırpın, çabala,
Ölüm geldiği zaman.
Ne çare ki budala,
Ölüm geldiği zaman.
Ne yapabilir doktor,
Ölüm geldiği zaman.
Sönüverecek motor,
Ölüm geldiği zaman.
Hasta, sağlam dinlemez,
Ölüm geldiği zaman.
Bir saniye beklemez,
Ölüm geldiği zaman.
Genç, yaşlı, zengin, fakir,
Ölüm geldiği zaman.
Fark etmez ne değişir,
Ölüm geldiği zaman.
Emir büyük yerdendir,
Ölüm geldiği zaman.
Sorulmaz kimlerdendir,
Ölüm geldiği zaman.
Duyulur acı haber,
Ölüm geldiği zaman.
Ölmedi mi peygamber?
Ölüm geldiği zaman.
Herkes ölüme esir,
Ölüm geldiği zaman.
Kurulacak teneşir,
Ölüm geldiği zaman.
Gidilecek o yere,
Ölüm geldiği zaman.
Nereye diyenlere,
Ölüm geldiği zaman.
O dosta diyebilmek,
Ölüm geldiği zaman.
Ve gülümseyebilmek,
Ölüm geldiği zaman.
İşte budur mucize,
Ölüm geldiği zaman.
Benim gibi acize
Ölüm geldiği zaman.
Şehadettir tek kelam,
Ölüm geldiği zaman.
Her şey bitti vesselam,
Ölüm geldiği zaman.
Mehmet Akif UÇARLinkback: https://www.buyuknet.com/didaktik-siir-ornekleri-t43303.0.html