Ayrılıklar küçük sevgileri öldürür ama büyük sevgileri güçlendirir. Tıpkı rüzgarın mumu söndürüp yangını güçlendirdiği gibi...
Başını göğsüme yasladığında tek bir düşmanım vardır: Geçip giden zaman.
Bataryası zayıf rüyalarımızın kapsama alanı dışında kalan kesimlerine şebeke hatası sebebiyle ulaşamadık. Şimdi yüreğimde full çeken hatlarımla seni çoook seviyorum...
Ben seni dün sevmedim, çünkü dün bitti. Ben seni bugün sevmedim çünkü bugün bitecek. Ben seni yarin sevdim çünkü yarınlar hiç bitmeyecek...
Bir kelebek uçurdum sana doğru. Dağları denizleri aştı, seni buldu sana mutluluk sundu. Hissettin mi söyle öylesine derinden öylesine içten??
Biz ne kadar kırmızı pabuçlu şirin kızlarla dans etmesini bilmesek de, Kartal’ın bile uçmadığı, Şahinin bile yuva yapmadığı yerde, şeytanla dans etmesini biliriz..
Bilmesek de zengin çocukları gibi parlak taşlar üzerinde dans etmeyi, elbette biliriz Allahına kadar delikanlı gibi sevmeyi...!!
Bir gün bir rüzgar eserse oralara.
Benim sana olan sevgimi fısıldarsa kulağına,
Unutma sende bana bir tutam sevgi yolla........
Bir gün cehennemde karşılaşabiliriz. Sen kalp hırsızı olduğun için, bense tanrıyı bırakıp sana taptığım için.....
Bu dünyada 6 milyar insan var, 2999999999 milyonu uyuyor,1000000000 u yemek yiyor, 2000000000 u uyuyor, 1 güzel kız da mesaj okuyor..
Dalgalar kıyıya çarparken şu sözü söyler; seni seviyorum
Dost vurulunca değil, ’’unutulunca ölür” ve biz sevdiklerimizi kır çiçeği gibi avucumuzda değil, kurşun yarası gibi yüreğimizde taşırız.!!
Dünyada iki kör tanıdım; biri beni görmeyen sen, biri de senden başkasını görmeyen ben...
Dünyada 2 renk gül olsun, biri kırmızı diğeri beyaz, sen beni unutursan kırmızılar solsun, ben seni unutursam beyazlar kefenim olsun.
Dünyada bir çok insan var. Kimi mutlu, kimi mutsuz, kimi ağlayıp, kimi gülüyor. Ama güzelliklere ve mutluluğa layık bir insan var o da Şu an mesajımı okuyor.
Dünyan öyle bir kararsın ki, seni aydınlatan tek ışık gözlerim olsun
Eğer beni bu sokakta, bu semtte, bu şehirde bulamazsan sevgilim bilki ben, gözlerinin daldığı yerdeyim...
Eğer çölde bir çiçek olsan; seni kaybetmemek; için göz yaşlarımla sulardım eğer gözümdeki bir damla yaş olsaydın; seni kaybetmemek; için hiç ağlamazdım..
En ağır işçi benim. Çünkü 24 saat seni düşünüyorum.
Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek için geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren, yoksa ben miyim seni düşünmek için geceyi bekleyen?
Gözlerin bu sevdanın en güzel haliydi.
Beni kendine aşık edeceğin her halinden belliydi.
Yaram derindir aşkın için dağları delerim...
Gözlerin nehir, kirpiklerin köprü olsun, ben tam üzerinden geçerken ipler kopsun, düştüğüm o yer dudakların olsun...
Gül bahçesinde geçse de ömrüm, inan üstüne gül koklamam gülüm , seni koklamak olsa da ölüm, uğrunda ölmeye değer gülüm..
Güller hep ellerinde açsın,
Ama dikenleri batmasın.
Sevda hep seni bulsun,
Ama seni yaralamasın.
Mutluluk hep yüreğine dolsun,
Ama beni unutturmasın.
Gün bir gün, sevdalanmış geceye gecede yakamoz düşürmüş denize o günden bugüne geceyle gündüz ayrılmaz olmuş ta ki güneş tutulup gölge düşürene dek sevdalara...
Kalbim seni unutacak kadar adi ise ellerim onu parçalayacak kadar asildir.
Kalem olsa dünyadaki bütün ağaçlar ve bütün denizler mürekkep olsa senin şiirini yazamam yinede...
Kim bilir hangi akşam güneşle beraber bende söneceğim. Kim bilir hangi ellerden son suyumu içeceğim. Belki göremeden öleceğim. Fakat yinede seni ’ebediyen seveceğim’
Layık olduğun yer seni kabul etmese bile,
Giydiğin gelinlik yerine kefen olsa bile,
Ardından gözyaşı dökenin olmasa bile,
Bekleme artık dönmem sana,
Gözümde dinmeyecek yaşım olsan bile
Ne seni unutacak kadar zaman geçecek, nede geçen zaman seni unutturmaya yetecek, bırakıp gitsem de unuturum sanma, zaman alışmayı öğretir, unutmayı asla...
O boncuk gözlerini izlemek Ortaköy’den boğazı izlemekten bin kat daha iyi...
Öfkeni yapraklara yaz sonbaharda dökülsün, derdini rüzgara yaz estikçe uzaklara götürsün, sevgimi kalbine yaz öldüğünde seninle gömülsün...
Ölsen bile benden kurtulamazsın. Kefen olur bedenini sararım. Yağmur olur üzerine yağarım. Çiçek olur mezarında açarım. Ölsen bile benden kurtulamazsın
Öyle bir yar severim ki ilaha tapar gibi tapar anama bakar gibi bakarım ama dudağında ruj arkasında puşt görürsem anam avradım olsun benzin döker yakarım....
Rüyaların en güzelini görürken Allah’ın seni koruması için gönderdiği meleğin kanatları öyle büyük olsun ki; en masum anında sana kimseler zarar veremesin
Rüyalarını gül yapraklarıyla yatağını papatyalarla süsledim, üzerini sevgiyle örtüp tüm kabusları aldım ki en güzel rüyaları sen göresin..
Sari giyer güneş olursun, mavi giyer deniz olursun, siyah giyer matem olursun, kim bilir belki bir gün, beyaz giyer benim olursun.
Sen bazen en zifiri karanlık gecemin güneşi, sen bazen yaşanacak hayatin cesaret verecek mutluluk yani, sen bazen ve her zaman sevgimin tek nedeni...
Sen çölde tek bir çiçek olsaydın seni kurutmamak için ömür boyu ağlardım prensesim....!!!
Sen elimden tutunca, deniz basardı içimi. Sen elimden tutunca, yüreğim yeşil yosunlara takılıp günlerce dip akıntılarının peşi sıra gitmek isterdim.
Seni tanımadan önce ben değildim, seni tanıdıktan sonra bendeki bensizliğin aslında sensizlik olduğunu anladım..
Seni benim kadar sevenler, sana benim kadar hasret kalsın.
Seni düşünür, seni özlerim, sevgilerin özlemlerin derinliğinde ne olur kir şeytanın bacağını bir kez beni hatırla, bir sonbahar serinliğinde...
Seni günde bir kere düşünüyorum , o da 24 saat sürüyor...
Seni sevecek kadar yaşasaydım ölümsüz olurdumm.
Sert rüzgarlar karanlık geceleri severmiş, aynen benim seni sevdiğim gibi.
Sevgimiz yavaş yavaş süzülen çisil yağmur gibi ama ırmakları taşıran cinsten...
Sevmek ölmektir bence, ben de sevmiştim ölmeden önce.
Umutlarının bittiği yerde düşlerine sarıl; düşlerini paylaşacak birini ararsan ben buradayım.
Unutma, unutulanlar, unutanları, asla unutmazlar.
Üstüne seviyorum yazdığım bir kağıttan, sandal yapıyor, dereye bırakıyorum. İster yüzsün, ister batsın, ister bir çalıya takılsın. O kağıt sandal, hep derenin bir yerinde olacak biliyorum..
Utanırım, söyleyemem yaşadığım yalnızlığı, kelimeler yetmiyor ki, bu mu sevda dedikleri.
Yalanlar bitmez dudaklar susmayınca sevgi olmaz gözler ışıl ışıl bakmayınca.
Yalnızlık gecelerin, ümit bekleyenlerin, hayal çaresizlerin, yağmur sokakların, tebessüm dudakların, sen ise yalnız benimsin birtanem...
Yanağına konan kar tanesi eriyip dudaklarına indiğinde o bir damla serinliği biriyle paylaşmak istediğinde yönünü rüzgara dön yeter. Çünkü ben o rüzgardayım....
Yanında benden yakın başka biri de olsa, her şeyi inkar etmiş inandırmış olsan da, ve ona duygulanmış sevdalanmış olsan da, biliyorum bu gece beni düşüneceksin.
Yaprak döken gençliğimin satir aralarında altı kırmızıyla çizilmiş ve tırnak içine alınmış suskunluğumun baş harflerisin.
Yıllar vardır nasıl geçtiğini bilmezdim, bir gün vardır yaşamın anlamını değiştirdi bana dair; hissetmediğimi, bilmediğimi yaşattı, iste o anı senle yaşadım senle sevdim