abandon terketmek, bırakmak, vazgeçmek
abate rüzgar, ağrı, yağmur, gürültü dinmek, yatışmak
abbey manastır, keşişhane
abbreviate kısaltmak
abdominal mideyle ilgili, karna ait
abhor tiksinmek
abhor nefret etmek, tiksinmek
abide katlanmak, çekmek, tahammül etmek
abide by yasaya, anlaşmaya uymak
ablaze yanmakta, tutuşmuş, alev almış durumda
abolish yürürlükten kaldırmak, iptal etmek, feshetmek
abortion kürtaj
abound büyük miktarlarda bulunmak
above all herşeyden en önemlisi
abrasive kaba, kırıcı
abruptly birdenbire, aniden
absolutely tamamen, kesinlikle
absorb emmek
abstain kaçınmak, sakınmak
abstract soyut
abstract soyut
abstracted düşünceye dalmış, zihni meşgul
absurd saçma, anlamsız
abuse yolsuzluk, suistimal, kötüye kullanma
abuse küfür
accelerate hızlanmak
acclaim alkışlamak
accomodate sığdırmak
account yazılı, sözlü rapor
account for açıklamak
accuse suçlamak, itham etmek
acknowledge itiraf etmek, doğrulamak
acorn meşe palamudu
acquaint yakından tanımak
acquire elde etmek
acquit suçsuz bulmak, beraat ettirmek
act yasa
actually aslında, esasen
acute şiddetli, kuvvetli, derin
adamant dik başlı, sert, inatçı
adapt uyum sağlamak
address konferans, nutuk, konuşma
adept at bir işte usta, erbap
adherence taraftar olmak, sadık olmak, bağlanmak
adjacent bitişik, yan yana, çok yakın
adjourn ertelemek, tehir etmek
adjust uyum sağlamak
admirable övgüye değer
admiration takdir, hayranlık
admit içeri girmesine izin vermek, kabul etmek
admonish uyarmak, hafifçe azarlamak, kulağını bükmek
adopt kabul etmek
adroit bir işte usta, erbap
advent geliş, varış
adverse karşı, aleyhte
advocate lehine konuşmak, savunmak, desteklemek
aerial anten
affair olay, vaka
affect etkilemek
affiliate yakın ilişki kurmak
affirmation doğrulama, tasdik
affirmative olumlu
affluent zengin, varlıklı, hali vakti yerinde
affluent zengin
after all şu da unutulmamalıdır ki
after all her şeyden öte
after careful thought iyice düşündükten sonra
aftermath kötü sonuç, kötü yan etki
age devir, çağ
agenda gündem
aggravate ağırlaştırmak, kötüleştirmek
agile atik, çevik, hareketli
agility çeviklik, atiklik
agitate kamuoyunda tartışmak, savunmak
agitator kışkırtıcı, tahrikçi
agony çok büyük acı ve ızdırap
ahead of önde
ailment ciddi olmayan rahatsızlık
aisle geçit, arayol, koridor
albeit gerçi, her ne kadar, ise de, rağmen
alert uyanık, tetikte, alarmda
alienate yabancılaştırmak, düşman haline getirmek
alimony nafaka
all but neredeyse, hemen hemen
all but hemen hemen, neredeyse
allege iddia etmek, kanıt göstermeden ileri sürmek
alleviate yatıştırmak
alliance anlaşma, ittifak
allied müttefik
allocate tahsis etmek
allocate ayırmak, tahsis etmek
allot ayırmak, tahsis etmek
allowance ödenek, tahsisat
allude ima etmek
almighty yüce
alone tek başına, yalnız
altitude deniz seviyesinden yükseklik, irtifa
amazed şaşkın, hayretler içinde
ambiguity belirsizlik
ambiguous anlaşılması güç, muğlak, belirsiz
amenable uysal, yumuşak başlı
amenity rahatlık, konfor
amiable sevimli, tatlı
amicably dostça
amidst ortasında, arasında
amount bir miktara ulaşmak
amphibian hem karada, hem suda yaşayabilen, hareket edebilen
ample yeterinden, gereğinden fazla, büyük
analogous benzer
and so forth ve bunun gibi
angle melek
anguish çok büyük acı ve ızdırap
ankle ayak bileği
annihilate imha etmek
annual leave yasal, maaşlı, yıllık izin
annul iptal etmek, feshetmek
ant karınca
antenna anten
anyway herşeye rağmen, yine de
apart from bunun dışında, bundan başka
apartment daire
apathetic ilgisiz, kayıtsız
ape maymun, goril, şampanze, orangutan, şebek
appal şoke etmek, derinden sarsmak
appeal bütün samimiyetiyle istemek
appealing çekici
appealingly yalvararak
appease yatıştırmak, tatmin etmek
appetite iştah
applaude alkışlamak
applause alkış
appraise değerlendirmek
appreciable hissedilir, fark edilir, kayda değer
appreciative minnettar, değer bilen
apprehend yakalamak, tutuklamak
apprehension korku, endişe
apprehensive korkulu, endişeli, kaygılı
apprentice çırak
apt eğilimli, meyyal, müsait
aptitude yetenek, kabiliyet
arbitrary keyfi, ihtiyari
archaic geçmişe ait, eski, artık kullanılmayan, modası geçmiş
ardent coşkun, heyecanlı, ateşli
ardently ateşli, gayretli, coşkulu, hevesli
ardous zor, güç, çetin
argue kuvvetle savunmak
argument sebep, neden, iddia
arid kurak, çorak
arid kurak, çorak
aridity kuraklık
arise baş göstermek, ortaya çıkmak, meydana gelmek
arouse uyandırmak, kaldırmak
arrogant kibirli, kendini beğenmiş
artery atardamar
articulate açık seçik ve etkili biçimde ifade etmek
articulate açık seçik, anlaşılır
artificial yapay, suni
artillery savaş topu
artisan zenaatkar, usta
as of itibariyle, itibaren
as opposed to aksine
as regards ilgili
as such sadece, yalnızca
as well as bununla birlikte, bunun yanında, ilaveten
ascend yükselmek, tırmanmak
ascendancy üstünlük, nüfuz, güç
ascribe atfetmek
ascribe bir şeye bağlamak, atfetmek, yormak
ash kül
aside from dışında
ask for asylum sığınma talep etmek
aspect görünüş
aspire to can atmak, şiddetle arzulamak
assassinate katletmek, suikastta bulunmak, öldürmek
assault saldırı, tecavüz
assent kabul etmek, olur vermek
assert kesinlikle belirtmek
assertion iddia
assess tayin etmek
asset mal
asset erdem, beceri
associate aralarında ilişki kurmak, çağrışım yapmak
association kurum, cemiyet, birlik, şirket
assortment karışım
assumption farz, zan, tahmin
assure söz vermek, vadetmek, garanti etmek
astonished şaşkın, hayretler içinde
asylum akıl hastanesi
at a blow bir vuruşta
at all costs ne olursa olsun
at first sight ilk bakışta
at his disposal emrinde
at odds arası açık olmak
at once şimdi, hemen, derhal
at stake tehlikede
at the expense of pahasına
at the expense of kayıp, zarar pahasına
at times bazen
attenuate zayıflatmak, şiddetini azaltmak
attenuation zayıflama
attic tavan arası
attitude tutum, tavır, tarz
attribute nitelik, özellik, vasıf, hassa
attribute bir şeye bağlamak, atfetmek, yormak
attrition sürtünme, yıpranma, aşınma
attrition yıpranma, yıpratma, aşınma, aşındırma
audible duyulabilir, işitilebilir
augment parayı, malı mülkü çoğaltmak, büyütmek
aunt hala, yenge, teyze gibi bayan akrabalar
austerity ekonomik kriz, durgunluk
authentic orijinal, hakiki, gerçek
autonomy özerklik, kendi kendini yönetmek
availability hazır bulunma, elde mevcutluk
averse hoşlanmamak
avert olmasını önlemek
awe korku ve hayranlıkla karışık saygı duygusu
awkward beceriksiz, sakar
Linkback: https://www.buyuknet.com/a-harfi-ile-baslayan-ingilizce-kelimeler-t47340.0.html