2010 yılının Aşure Hicri tarihi 10 MUHARREM 1432
2010 yılının Aşure Hicri tarihi 10 MUHARREM 1432
2010 yılının Aşure Miladi Tarihi ise 16 ARALIK PERŞEMBE gününe denk gelmektedir.Bugüne "Aşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir.
Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir:
1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir.
3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur.
4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir.
5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır.
6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir.
7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir.
8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır.
10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
Hz. Âişe'nın belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi.
İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlanmıştır. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler de mevcuttur.
Aşure Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır.
Muhterem Mü’minler!Hicrî ayların ilki olan Muharrem-i Şerîf ayı; içinde meydana gelen büyük hâdiseler vukû bulan ilâhî tecellîler ve İslâmî bir tarih başlangıcı kabul edilmesi bakımından Müslümanlar arasında büyük bir ehemmiyet arzeder. Halife Hz. Ömer (r.a.) döneminde Hicretin onyedinci yılında toplanan İslâm şûrâsında ileri sürülen muhtelif fikirler arasında Hz. Ali (k.v.)’nin görüşü kabûl edilip ilk İslâm muhacirlerinin Muharrem ayında hicret etmeleri sebebiyle bu ay tarih başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Muharrem-i Şerîf ayı geldiğinde mü’minlerin birbirlerinin yeni hicrî senelerini tebrîk etmeleri ve yeni senenin hakkımızda hayırlı olması için Cenâb-ı Hakka duâ ve ilticâ etmeleri icâb eder. Ayrıca bu günlerde fakirlere-yoksullara yardımda bulunmak kimsesizleri ve hastaları ziyaret etmek de güzel görülmüştür. Bu aya mahsus olarak ALLAH dostları tarafından beyan edilen bir takım ibâdetler de mevcuttur.Muharrem ayının birinden onuna kadar 10 gün oruç tutmak faziletli ibadetlerden ve 10. gün aşure pişirmek ise Nuh (a.s.)‘a dayanan sünnetlerdendir. Bu on günlük orucu tutamayanlar mümkünse 8 9 ve 10. günleri oruç tutmalıdırlar. Rasulüllah Efendimiz (sav) Hz. Buyuruyorlar ki: “Ramazandan sonra oruçların en faziletlisi Muharrem ayında tutulandır. Farzlardan sonra namazların en faziletlisi gece namazıdır.”Burada çok azını ifade edebildiğimiz tavsiye olunan ibadetlerin keyfiyyeti dua kitaplarında ve takvim yapraklarında teferruatlıca izah edilmektedir.Öyleyse gelin kendi iç âlemimize dönelim de yaklaşan mübarek günler ve geceler sebebiyle kalb kandillerimizi yakmaya çalışalım. Dolayısıyla ALLAHımızın rızasını kazanarak büyük ecirlere nâil olalım. Muhterem Mü’minler!Aktüel olması hasebiyle hatırlatmakta faide mülahaza ediyorum: Halk arasında noel ve yılbaşı olarak tâbir edilen ve içerisinde bildiğimiz ve bilmediğimiz nice hataların yanlışlıkların ve günahların işlendiği bu gecelerde müminlerin gayet itinalı olmaları ve yapılan yanlışlıklara katılarak günahkar olmaktan sakınmaları icab etmektedir. Miladi Yılbaşı biz mü’minlere sadece duvara astığımız takvimin tükenip bir yenisinin konulacağını eski senenin bitip yeni bir senenin başladığını hatırlatmanın yanında ömürden geçen koca bir senenin neler getirip götürdüğünü acaba lehimize mi aleyhimize mi kapandığını geçen sene içerisinde sevaplarımızın mı yoksa günahlarımızın mı daha fazla olduğunun muhasebe ve tefekkürü ile meşgul etmelidir. Yoksa Hicri yılın da son ayı içerisinde olduğumuz şu mübarek günlerde yılbaşı çılgınlıklarına karışarak günah defterlerimizin daha fazla kabarmasına iman ve itikadımızın zedelenmesine sebeb olmamalıdır. Öyleyse şuurlu mü’mine düşen vazife; yemesinde içmesinde giyim ve kuşamında bir değişiklik yapmayıp bu gecenin zulmetinden emin olup hidayet üzere hayatlarını devam ettirmeleri için evlatlarımıza ve müslümanlara bolca dua etmektir. Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerime de Cenab-ı Hakk (C.C.) şöyle buyurmaktadır: “Bırak onları (kendi hallerine) yesinler eğlensinler! Onları (boş bir) emel oyalayadursun. Yakında (ecel gelince) bilecekler onlar........” Linkback: https://www.buyuknet.com/2010-yilinin-asure-hicri-tarihi-10-muharrem-1432-t32817.0.html