SORU-3- Nüfusun dağılışında belirtilen yerlerin hangilerinde doğal ekteler etkili olmuştur.
Nüfus dağılışı haritasında bakılarak Amazon bölgesi, Sahra Çölü, Himalaya dağları, Kutup Bölgesi- Antarktika,
SORU-4-Dünya nüfusunun genelde kıtaların kenar kesimlerinde yoğun, iç kesimlerde seyrek olma nedenleri nelerdir?
Kıyalarda deniz ve okyanusların etkisiyle ılıman ve yağışlı iklimler vardır. Bu iklimler tarım ürünlerinin bol ve çeşitli olduğu yerlerdir, ayrıca bu kıyılarda akarsuların oluşturduğu en verimli topraklar olan delta ovarlı bulunur. Kıyı bölgelerin dünyanın diğer kesimleri ile bağlantılarını sağlayan ulaşım imkânları geniştir. Bu nedenle kıyılar sık nüfuslu, buna karşılık yağışların az, kuraklığın fazla olduğu, sıcaklıkların yetersiz olduğu iç bölgelerde ekonomik faaliyetler sınırlıdır. Denizden uzaklaştıkça bu özellikler iyice belirginleşir. Bu nedenle iç kesimlerde nüfus daha seyrektir.
SORU-5-Okyanusya kıtası diğer kıtalara oranla az nüfusludur nedenlerini yazınız.
Avustralya kıtası mevcut yaşam bölgelerine uzakta ana karalara bağlantısı olmaması iç kesimleri dönence çölleri ile kaplı bir özellik gösterir.Nüfus daha çok kıyı kesimlerdeki noktalarda uygun iklim koşullarına bağlı olarak yoğunluk kazanmıştır.
SORU-6-Amazon ve Nil Dünyanın en önemli nehirleri iken Amazon Havzası seyrek, Nil Havzası neden sık nüfusludur:
Amazon havzası: Buralarda çok sık ve gür yağmur ormanları bulunur.Yüksek sıcaklık ve nem yaşam şartlarını zorlaştırır.Bu bölgede şehirler daha çok 2000 m yükseltide kurulmuştur. Ormanların tabanları güneş görmez ve aşırı nem, küf ve hastalıklar mevcuttur. Tarım yapılacak arazi yoktur. Burarda yaşam şartları iletişim ve ulaşım çok zordur. Diğer ekonomik faaliyetlerde gelişmemiştir. Bu yüzden nüfus ve yerleşmeye uygun değildirler.
Nil Havzası: Amazon bölgesine oranla daha elverişli iklim koşullarına sahiptir. Ayrıca Nil Havzası yağmur Ormanları gibi araziyi sık kaplayan ve tarım alanlarını kapatan bir bitki örtüsüne sahip değildir. Nil Havzasında çok verimli ve düzlük ovalık alanlar mevcuttur. Yaz Kuraklığının yaşandığı alanlara da Nil hayat verir.
Bu yüzden çok sık nüfusludur.
KONU İLE İLGİLİ EK BİLGİ
Dünya üzerinde en sık ve seyrek nüfuslanmış yerler ve nedenleri:
Sık Nüfuslanmış Yerler: Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yasama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.
Muson Asyası: Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır. ( tarım) Japonya: Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.
Akarsu Havzaları: Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır. Akarsu boyları enleme göre farklı nüfus yoğunluğuna sahiptir. Örneğin sıcak kuşakta Amazon, Kongo nehirlerinin havzası seyrek nüfuslu iken, orta kuşakta, Tuna, Ren, Fırat nehirlerinin havzası yoğun nüfusludur.
Güney ve batı Avrupa: Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.
Amerika: Kuzey Amerika’nın kuzeydoğu kıyıları; Sanayi, tarım imkânları, deniz etkisi, uygun iklim şartları ve ulaşım kolaylığı.
Seyrek Nüfuslanmış Yerler
İklim koşullarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir.
Soğuk Bölgeler: Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Gröndland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.
Yüksek Dağlar: İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır. ( Himalayalar9
Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler: Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır.
Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanlarin yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir.
Kutup Bölgeleri: Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antarktika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır.
Bataklıklar: Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.
Çöller: Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki Iran, Kızılkum, Kara kum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanlarin yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir. Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adi verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 66 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Yıllar
Kıtalar
Afrika
Asya
Avrupa
Amerika
Okyanusya
Dünya(Toplam)
1750
106
502
163
18
2
791
1800
107
635
203
31
2
978
1850
111
809
276
64
2
1262
1900
133
947
408
156
6
1650
1950
221
1402
547
339
13
2522
1960
276
1628
661
439
16
3020
1970
377
2050
720
532
19
3698
1980
492
2518
778
628
23
4439
1990
657
3018
798
769
27
5269
2000
811
3554
809
853
31
6059
2005
897
3800
805
875
33
6410
Yılara göre nüfusun kıtalara dağılışı ( Milyon kişi)
Etkinlik Çalışması:
Aşağıdaki Soruları tablodaki verilere göre cevaplandırınız.
SORU-1–1750 -1950 yılları arasında nüfusu en çok artış gösteren kıtalar hangileridir.
Tabloya bakıldığında en çok artış Asya ve Avrupa Kıtalarıdır. Bu kıtalar sayıca en çok artışı göstermiştir. Sebebleri düşünüldüğünde Asya kıtasındaki yüksek doğum oranları, Avrupa’da ise sanayi inkılâbından sonra insan yaşam düzeyleri ve sağlık şartlarında meydana gelen iyileşmeler ve ortalama ömrün uzamasıdır.
SORU-2-Amerika kıtasında nüfus hangi yıllar arasında önemli bir değişme göstermiştir?
En yüksek artışlar1850-1900 ve 1900-1950 yılları arasında olmuştur. Bunun nedenleri ise Güney Amerika ülkelerinde meydana gelen yüksek doğum oranları ile kıtanın diğer kıtalardan almış olduğu yüksek sayılardaki göçerdir.
SORU-3–1750–1900 yılları arasında Avrupa kıtasında nüfusun önemli bir şekilde artış göstererek değişim yapmasının nedenleri nelerdir?
Kıtada Sanayi inkılâbı sonrası başlayan ekonomik gelişmeler, teknolojik gelişmeler ve sağlık ve yaşam koşullarının iyileşmesi sonucu ömrün uzamasıdır.Sağlık alanındaki gelişmeler çocuk ölümlerini azalması belirtilebilir.
SORU-4–1960 yılından sonra tüm kıtalarda meydana gelen nüfus artışının ortak nedenleri nelerdir?
1960 sonrası tüm dünya genelinde nüfus artışının genel nedeni teknolojik gelişmeler ,bilimsel çalışmalar sonrası insanlığın yaşam düzeyinin ilerlemesi,beslenme şartlarının iyileşmesi daha sağlıklı nesillerin ortaya çıkması ve beraberinde ömrün uzamasıdır.Eski dönemlerde ortalama insan ömrü 30 yıl civarında iken; Avrupa ve Kuzey Amerika’da bu yıllarda başlayan ölüm hızının düşmesi gelişmekte olan ülkelerde günümüzde hızla devam etmektedir.
Gelişmemiş ülkelerde 1950–1990 arasında çocuk ölümleri üçte iki oranında azaldı. 41 yaşı bulmayan ömür süresi 60 yıla çıktı. Bu da dünya genelinde ömrün uzaması ve nüfusun daha fazla artmasına neden olmaktadır.
Asya kıtasının nüfusu son 50 yıl içinde iki katına çıkmıştır. Bu kıta dünya nüfusunun % 58 lik kısmını barındırmaktadır. Bu kıtada hala doğum oranları oldukça yüksektir.
Avrupa kıtasında ise nüfus artışı Asya kıtası kadar değildir. Hatta bu kıtada nüfus düşme eğilimindedir. Bunun en büyük nedeni kıtadaki doğum oranının az olmasıdır.
10.SINIF SAYFA 67 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1-Kitabınızda verilen grafikte gördüğünüz gibi dünya nüfusu kıtalara göre farklı dağılış göstermiştir.
Bunun nedenleri nelerdir.
Kıtaların genel iklim koşulları,konum özellikleri,yer altı kaynakları bakımından farklılıklar göstermesi nüfus dağılımının farklı olmasında etkili faktörlerdir. Eskiden beri yerleşme sahası olan ayrıca doğum oranları yüksek olan ve insan ömrünün de uzamasıyla Asya, Afrika, Güney Amerika’da hızlı bir artma yönünde değişim yaşanırken, buna karşılık Avrupa, Kuzey Amerika’da ise doğum oranları düşme eğiliminden dolayı farlılıklar yol açmaktadır. Karaların geniş yer tutması nedeniyle Dünya nüfusunun yarıdan fazlası Kuzey Yarımkürede yaşar.
SORU-2-Dünya siyasi haritasından yararlanarak harita 3 teki yoğun nüfuslu alanlardaki ülkeleri söyleyiniz.
Asya’da; Hindistan, Japonya, Endonezya, Malezya, Bangladeş, Tayvan, Güney Kore, Kuzey Kore, Japonya, Filipinler, Pakistan, Vietnam, Tayland, Birmanya( Burma), Laos, Kamboçya, Nepal, Bhutan
Avrupa’da; İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika, Danimarka ( Gröndland hariç), İtalya, Almanya, İsviçre, Avusturya, İspanya, Portekiz, Gürcistan, Ukrayna, Romanya, Macaristan, Çek Cum. Slovakya, Polonya vb.
Afrika’da; Güney Afrika, Sierra Leone, Liberya, Fildişi Sahili, Gana, Togo, Benin, Nijerya, Senegal, Gine, Zambiya vb.
Amerika’da; A.B.D. doğu kıyıları ve batı kıyıları, Meksika, Guatemala, Honduras, Nikaragua, Kostarika, Panama, Kolombiya, Venezuela, Brezilya doğu kıyıları,
Avustralya’nın güneydoğu kıyıları,
SORU-3-Nüfus artışının olumlu olumsuz sonuçlarını araştırıp bir metin haline getiriniz.
Nüfus artışı hızının az olması;
A-Nüfus sayısı azalır.
B-Yaşlı nüfus artarak, nüfus dinamik özelliğini yitirir.
C-İş gücü Azalması veya sıkıntısı başlar.
D-Ülkenin geleceği tehlikeye girer.
Nüfus artışı (artış hızının yüksek olması) olumlu etkilere de yol açabilmektedir.A-Mal ve hizmetlere talep artar.
B-Yeni sanayi kollarının doğmasına yol açar.
C-İşçi ücretleri düşer
D-Vergi gelirleri artar.
E-Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır.
F-Askeri açıdan savunmada önemlidir.
Nüfusun aşırı artması birtakım sıkıntılara neden olur.
1. Milli gelirin büyük bölümünün artan nüfus tarafından tüketilmesine bağlı olarak ekonomik kalkınma hızı yavaşlar. ( Milli gelirin azalması, demografik yatırımların artması)
2.İşsizliği arttırır.
3.Tüketici durumda olan çocuk yaştaki nüfusu ve tüketimi artırıp çalışanların yükünü artırır.
4.Kırsal kesimden kentlere doğru olan göçler yoğunluk kazanır.
5.Gelir dağılımındaki dengesizliği arttırır. ( Düşük gelirli ailelerde çocuk sayısı daha fazladır)
6-Kişi başına düşen milli gelir payı azalır.
7-Dengeli beslenmeyi zorlaştırır.
8-Eğitim, sağlık ve alt yapı hizmetlerini aksatır, yetersiz kalmasına neden olur. Belediye hizmetleri zorlaşır.
9-Konut yetersizliği; çarpık kentleşme ve çeşitli çevre sorunları ortaya çıkar.
10-Doğal kaynakların aşırı kullanımı ile doğal kaynaklar tez tükenir.
11-Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu hızlandırır.
LİSE 2 SAYFA 69 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
Ülke
Doğum Oranı %0
Ölüm Oranı %0
Doğal artış
Çin
21
7
14
Hindistan
31
10
21
Fransa
13
10
3
Japonya
12
8
4
Kenya
47
10
37
Meksika
17
6
11
İngiltere
14
12
2
ABD
14
9
5
Türkiye
2004
19,1
6,2
12.9
SORU-1-Boşlukları doğal artış oranları ile doldurunuz.
SORU-2-Doğal artış oranı en yüksek ülke hangisidir.
( Kenya)
SORU-3-Doğal artış oranı en az olan ülke hangisidir?
( İngiltere)
SORU-4-En dengeli nüfus hangi ülkeye aittir?
( İngiltere)
Gelişmiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler.
Rusya’da Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.27 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
İsveç’tekadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.53 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
Çin’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.82 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
ABD’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.06 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
İngiltere’de Kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.73 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
Japonya’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 1.41 çocuk/1 kadın (2001 tahmini),
Gelişmemiş ülkelerde bu oranlar ileri ülkelere göre yüksek olmakla beraber son yılarda önemli düşüşler olmaktadır. Bu ülkelerde doğurganlık oranı 1970 lerde 6,7 den, 2,6 ya kadar düşmüştür. Gelişmemiş ülkelerde doğum oranlarına örnekler:
Zimbabwe’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı 3.28 çocuk (2001 tahmini) ,
Uganda’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı 6.88 çocuk (2001 tahmini),
Sudan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 5.35 çocuk
Somali’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 7.11 çocuk
Suudi Arabistan’da kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 6.25 çocuk,
Honduras’ta kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 4.15 çocuk/1 kadın (2001 tahmini)
Türkiye’de kadın başına Ortalama çocuk sayısı: 2.46 bebek (2002 tahminleri), 2004 yılı için - 2,21
LİSE 2 SAYFA 70 ETKİNLİK ÇALIŞMASI -1-
SORU-1-Doğurganlık oranlarında düşüşün nedenleri nelerdir?
1-Eğitim seviyesinin artması,
2-Nüfus planlamasının yapılmaya başlanması,
3-Kadının çalışma hayatındaki yerinin artması,
4-Sanayileşme ve kentleşmenin etkileri,
5-Kişi başına düşen milli gelir miktarının artması ve yaşam şartlarının iyileşmesi,
6-Erken evlenmelerin önlenmesi
Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin geri olduğu ülke ve bölgelerde doğurganlık hızı fazladır. Ayrıca kırsal kesimde doğurganlık hızı kentlere göre daha yüksektir. Doğurganlık oranları kadınların yaşı ve eğitimi, çalışma hayatındaki yerine göre değişir. Kadınların eğitimi yükseldikçe, yaşı arttıkça, çalışma hayatında yer aldıkça doğum oranları düşmektedir.
SORU-2-Nüfusun değişiminde etkin olan faktörler nelerdir?
1- Doğumlar. 2- Ölümler. 3- Göçler. 4- Ülke sınırlarında meydana gelen değişmeler.
SORU-3-Ülkelerin hayat standartlarının yükselmesi doğum ve ölüm oranlarını nasıl etkilemektedir?
Ülkelerde hayat standardı yükseldikçe sanayileşme ve kentleşme arttıkça sağlık ve beslenme şartları iyileşmeye, eğitim seviyeleri artmaya ve kadınlar çalış hayatına girmeye başlayacaktır. Bu özellikler doğum oranlarının azalmasına neden olacaktır.
Yine mevcut şartların iyileşmesi insan ömrünü uzatacak insan ölümlerini azaltıcı etkide bulunacaktır.
Etkinlik Çalışması:-2-
Ülkelerin nüfus artışları sadece doğum ve ölümlere bağlı değildir.
Jamaika
Hong-Kong
Doğum oranı
%0 27
Doğum oranı
%0 18
Ölüm oranı
%0 6
Ölüm oranı
%0 5
Doğal artış
%021
Doğal artış
%0 13
Gerçek yıllık nüfus artışı
%0 12
Gerçek yıllık nüfus artışı
%0 33
Jamaika iş imkanlarının yetersiz olduğu daha çevre bölgelere işçi göçü veren bir özellik gösterirken,Hong-Kong ise daha çok mevcut gelişimi ile çevre bölgelerden göç alma özelliği göstermiştir.
Burada Jamaika’da doğal artış %0 21 iken Gerçek artışın %0 12 olması bu ülkenin dışarı göç verdiğini gösterir. (% 09 nüfus göç vermiştir); Buna karşılık Hong- Kong ta ise doğal artış % 013 iken, gerçek artışın % 33 olması burada ülkenin dışarıdan göç aldığını gösterir.
10.SINIFLAR ETKİNLİK ÇALIŞMASI SAYFA 71 Aşağıdaki soruları harita 11 ve dünya siyasi haritasından faydalanarak cevaplandırınız.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 1006x417 ve 37KB.
Dünya nüfus dağılım haritası
SORU-1- Dünyanın her tarafında nüfus artış oranları aynımıdır?
Her yerde nüfus artış oranları aynı değildir.Dünya ülkelerinin gelişmişlik yapıları birbirinden farklı olduğu için nüfus artış oranları da birbirinden farklıdır.
SORU-2-Nüfus artışının yüksek olduğu ülkeler veya alanlar nerelerdir?
Afrika ülkeleri, Orta doğu ülkeleri, Güney ve güney doğu Asya ülkeleri, Latin ve Orta Amerika ülkeleri ( Arabistan, Kenya, Kuveyt, Nijerya, Andora, Libya, Suriye vb.)
Bu ülkelerde en önemli artış nedeni doğum oralarının çok yüksek olması,gelişmişlik durumlarının çok iyi olmaması ,eğitim seviyesinin düşük olması etkili olmuştur.Ayrıca bu ülkelerde de hayat şartlarının iyileşerek ömrün uzaması da son yıllarda artış etkili olmaktadır.
SORU-3-Nüfus artış oranlarının düşük olduğu ülkeler hangileri ve nedenleri?
ABD, Rusya, Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri, Balkan ülkeleri, Yeni Zelanda vb.
Bu ülkelerde artışın düşük olmasın en büyük doğum oranlarının düşük olmasıdır.Gelişmişlik durumları iyidir,kadının iş hayatındaki rolü fazladır.Yaşam standartları yüksektir aileye bakış açısı daha çok bireysel yaşam değerlerine dayanır.Erken yaşata evlenmeler söz konusu değildir şeklinde açıklanabilir.
SORU-4- Nüfus artışları gelecekte nasıl bir seyir izleyecektir?
Dünyada nüfus artışlarının çoğunun gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanması beklenmektedir. Dünya nüfusunu 2 milyardan 5 milyara çıkaran ilk büyüme dalgasından sonra, Dünyada önümüzdeki otuz yılda hızlı atış devam edecektir.( 1995’den 2025’e kadar) Bu da 5,7 milyar insandan 8,3 milyar nüfusa ulaşması demektir.
Dünya nüfusunun çoğunun bulunduğu merkez üssü Asya olan kuzey( Asya, Avrupa ) nüfus ağırlığı, gelecek yıllarda yön değiştirip; güneye ( Afrika ve güney Amerika) kayacaktır. Bu kadar eşitsiz bir dağılım 30 yıl içerisinde yeryüzünün şeklini bir hayli değiştirecektir.
Afrika nüfusu 1950 de 221 milyondan önündeki 70 yılda yani 2020 lerde1,6 milyara çıkarak tam 7 kat artması beklenmektedir. Latin Amerika’nın nüfusun da 4,5 kat artış göstermesi, Bu iki kıta 2025 yılında dünya nüfusunun yüzde 28’ini barındırıyor olması beklenmektedir. Oysa 1950 yılında iki kıtada dünya nüfusunun sadece yüzde 15’i yaşıyordu.
Avrupa’ya gelince kıta 1950 yılında dünya nüfusunun yüzde 16’sına sahipti. Kıtada nüfus artışının yavaşlaması hatta bazı ülkelerde durağan veya eksilen yapıda olmasından dolayı dünya nüfusu içindeki payı azalarak 2025 yılında de sadece yüzde 6’sına sahip olacaktır.
Güney ülkeleri ( Afrika Ve güney Amerika) bir taraftan nüfuslarının büyük oranda arttığını görülürken, öte yandan, doğurganlığın hızlı düşüş göstermesi ve ortalama ömrün uzamasından dolayı nüfus yapılarında yaşlıların oranının yükseldiğini de göreceklerdir.
Çin’de 1957–1990 arsı 15 yaşından küçük olanların toplam nüfus içindeki payı yüzde 40’dan yüzde 26’ya düşmüş, 2020 yılında da yüzde 12’ye düşecektir. 65 yaşından büyük olanların Çin nüfusundaki oranı 1990’da yüzde 6 iken, 2025 yılında iki misline çıkacak yüzde 13 oranıyla Avrupa seviyesine ulaşacaktır. Bu gelişim Avrupa’da yüz yıl sürerken Çin ve diğer bazı güney ülkelerinde aynı gelişim sadece 25 yılda gerçekleşecektir.
SORU-5-Gelişmişlik düzeyi ile nüfus arasında nasıl bir ilişki vardır.
Gelişmiş ülkeler ekonomik yapılarını sağlamlaştırmış yaşam koşullarının yüksek olduğu iş imkanları bakımından avantajlı ülkelerdir.Bu bölgeler mevcut yapılarından dolayı göç almaya müsayit bölgeler yada insanların yerleşme için tercih ettiği alanlardır.Ancak bu ülkelerde mevcut standartların yüksek olması eğitim seviyesinin iyi olması kadının iş hayatındaki rolünün fazla olmasından dolayı doğum oranları düşüktür.Nüfusu fazla ancak nüfus artış hızı düşük hatta eksilere doğru giden bir yapıdadır.
Geri kalmış ülkeler de ise mevcut ekonomik yapının yetersiz olması sağlık şartlarının iyi olmaması kadının iş hayatındaki rolünün az olması aile planlaması konusunda yeterli alt yapıya sahip olmadıklarından dolayı ciddi bir nüfus ve nüfus artış oranını vardır.
SORU-6-Sağlık koşulları dünya nüfus artış oranlarını nasıl etkilemiştir.
Sağlık şartlarının iyileşmesi bulaşıcı hastalık ve benzeri sebeplerden dolayı ölen bebek sayısını azaltır.İnsan ömrüne uzatıcı etkide bulunur buda dünyada nüfus artış oranını artırcı etkide bulunmasına sebep olur.
10.SINIF SAYFA 74 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1- Bu bilgileri kullanarak 1.ci için geri kalmış 2.için gelişmiş ülke piramiti çizilebilir.
SORU-2-Tablodaki veriler ve bu piramide bakarak bu ülkelerin nüfusları ile ilgili hangi özellikleri belirleyebiliriz.
Nüfus piramitlerinden neler elde edilir:
1.Ülkelerin toplam nüfusu,
2.Kadın erkek sayıları ve toplam nüfusa oranları,
3.Nüfus basamakları ( Çocuk, yetişkin, yaşlı) ve bunların birbirlerine oranları
4.Ülkedeki doğum ve ölüm oranları,
5.Çalışma çağındaki nüfus miktarı ve tüketici nüfusa oranı,
6.Ülkelerin gelişmişlik düzeyi,
7.Ülkelerin farklı yıllarda ki grafikleri karşılaştırılarak nüfus yapısında meydana gelen gelişmeler gözlenebilir.
8.Ülkelere göre nüfus hareketleri gözlenebilir.
SORU-3- Belirlenen özelliklerden bu ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile ilgili neler söyleyebiliriz.
I. Ülkenin nüfus piramidi düzgün üçgene benzemektedir. Bu piramitte, doğum ve ölüm oranlarının yüksek olduğu, geri kalmış ülkelerin nüfus yapısını göstermektedir.
II: Ülkenin nüfus piramidi Arı kovanına benzer şekildedir. Bu piramit doğum ve ölüm oranlarının düşük olduğu, endüstrisi gelişmiş ülkelerin nüfus yapısını göstermektedir.
SORU4- Bu tür piramitlere benzer özellikteki ülkeler belirleyiniz.
1. piramide örnek olarak, İran, Irak, Somali, Uganda, Libya, Arabistan, Kenya, Bangladeş vb
2. Piramide benzer, İngiltere, Fransa, ABD, Kanada, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç, Norveç, İsviçre vb.
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 76-77 ETKİNLİK ÇALIŞMALARI
Aşağıdaki soruları kitabınızdaki dünya ortalama yaşam süresi dağılış haritasını inceleyerek cevaplandırınız.
SORU-1- Ortalama yaşam süresinin en yüksek olduğu kıta ve ülkeleri bulunuz,
Haritada verilen lejant anahtarındaki renkler yorumlandığında karşımıza aşağıdaki yorumlar çıkar.Bu çalışmadan faydalanırken atlas kullanarak bu ülkelerin yerlerini bulmanız sizin menfaatinize olacaktır.
Avusturalya, Yeni Zelanda,
Kuzey Amerika ( Kanada, ABD) Meksika, Güney Amerika’da Şili, Arjantin, Uruguay, Paraguay, Kolombiya, Ekvator, Kostarika, Venezuela, Panama, Fransız Guyana’sı.
Avrupa’da:
Kuzey Avrupa ülkeleri ( Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka) Batı Avrupa’da İngiltere, Fransa, İspanya, Portekiz, Almanya, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Avusturya, İsviçre, Güneyde İtalya, Yunanistan,
Asya’da Çin, Japonya, Güney Kore, Malezya, Filipinler
Neden:Bu ülkeler gelişme şartlarını tamamlamış sağlık şarlarının ve beslenme şartlarının çok iyi durumda olduğu insanların yaşam standartlarının yüksek olduğu ,bundan dolayı ölüm oranlarının düşük olduğu ülkelerdir.
SORU-2- Ortalama yaşam süresinin en düşük olduğu kıta ve ülkeleri bulunuz,
Afrika Kıtası, ( Kuzey Afrika Dışında tamamı),Asya’da Hindistan, Yemen, Irak, Kazakistan, Papua Yeni Gine, Nepal, Bangladeş, Kamboçya, Laos, Vietnam
Neden :Bu ülkelerde sağlık ve beslenme şartlarının iyi olmaması, önemli bir kısmının açlık çekmesi, salgın hastalıklara maruz kalmaları ve bir kısmı da sürekli savaşların içinde olması.
SORU-3- Ülkemizin ortalama ömür yönünden durumu ve diğer ülkeler arasındaki yeri nedir.
Ülkemiz 65- 69 yıl olan ortalama ömür grubuna girmektedir. Ülkemiz hayat seviyesi çok iyi olan ülkelere göre az olmakla beraber, gelişmemiş ülkelerden daha iyi durumdadır.
DİE verilerine göre 2004 yılı itibari ile Erkeklerde 68,8yıl, kadınlarda 73,6, toplam ortalamada 71,1 yıl olarak tahmin edilmektedir.
LİSE 2. SINIFLAR SAYFA 77 ETKİNLİK ÇALIŞMASI:
SORU-1-Bir ülkenin kalkınmasında nüfus nasıl bir etkiye sahiptir?
Nüfus artışı ekonomiye yaptığı olumlu katkılar:
1.Mal ve hizmetlere talep artar.
2.Yeni sanayi kollarının doğmasına yol açar,
3.İşçi ücretleri düşer,
4.Vergi gelirleri artar.
5.Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır,
6.Askeri savunmada önemlidir
Nüfus artış hızı düşük olursa ne gibi sonuçlara yol açar:
1-Nüfus sayısı azalır.
2-Yaşlı nüfus artarak, nüfus dinamik özelliğini yitirir.
3-İş gücü Azalması veya sıkıntısı başlar.
4-Ülkenin geleceği tehlikeye girer.
Nüfusun fazla olması:
1.İşsizlik sorununu oluşmasına,
2.milli gelirden alınan payın azalması,
3-Ülke kalkınma hızının düşmesine,
4-Nüfus hareketlerinin (Göç hareketleri)artmasına,
5.Konut yetersizliği ve gecekondulaşma ve çarpık kentleşme sorunlarının oluşmasına,
6-Çevre sorunlarının artmasına,
7-Eğitim ve sağlık hizmetlerinde aksamalar vb sorunları oluşturur.
Ülke kaynakları mevcut nüfus potansiyelini kaldırabilecek potansiyele sahip ve bu potansiyel doğru kullanılırsa nüfus bir avantajdır.Ancak ülke kaynaklarının daha önünde bir nüfus potansiyeline sahip ülkeler mevcut imkanları da iyi kullanamazsa bu ülke içerisinde çeşitli sosyal ve ekonomik sorunlara yol açar.Bazı gelişmiş ülkelerde nüfus potansiyelinin gittikçe yaşlanması doğrum oranlarının düşmesi nüfusun yaşlanması ülke için ileriki dönemlerde ciddi sıkıntılar oluşturur.Ülke gelişmeye müsayit bir alt yapıya sahipse genç nüfus dinamiği o ülkenin kalkınmasında olumlu rol oynar.
SORU-2-Doğal kaynakların kullanımı ile nüfus arasında nasıl bir ilişki vardır?
Doğal kaynakların kullanımı nüfus ile doğrudan bağlantılıdır.Nüfus potansiyelinin yüksek olması mevcut kaynakların daha fazla kullanılmasına ve daha erken tüketilmesine yol açar.Dış ülkelerden ithalatı arttırır buda ülke ekonomisi için olumsuz bir etkidir.
Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu hızlandırır.
SORU-3- Savaşların ülke nüfusları ve cinsiyetlere dağılımında etkisi nedir?
Savaşlarda genel olarak erkek nüfusun cepheler gitmesi ve buralarda kayıplar vermesinden dolayı nüfusun içinde payı düşer ve savaş yıllarında ve kadın nüfusun fazla olduğu görülür. Ayrıca savaş yıllarında evlenmeler ve doğumlar azalır. Bu yüzden genel nüfus artışı ve doğurganlık oranları düşer. Savaşlarda özellikle yıkım çok olmakta ölü oranları artarak nüfus azalmasına da neden olmaktadır.
SORU-4- Aşağıdaki tabloda boş olan kutucukları uygun bilgilerle doldurunuz.
Ekonomik gelişmişlik düzeyi
Nüfus artış oranları %0
Artış nedeni
Kalkınma durumu
Gelişmekte olan ülkeler
20- den yukarıda
Doğum oranlarının yüksek olması
Kalkınma hızları düşüktür. Çünkü nüfus artı oranları yüksek olmasından dolayı kaynaklarının demografik yatırımlara harcalar.
Gelişmiş ülkeler
10 - dan daha az
Hayat standardı yüksek ve sağlık iyi ölümlerin düşük olması
Kalkınma hızları yüksektir. Çünkü demografik yatırım az, çalışan nüfus fazla üretim fazladır.
10.SINIF SAYFA 78-79 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI
Aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
SORU-1-Nüfus artışının olumlu ve olumsuz sonuçlarını yazınız.
Nüfus artışının olumlu sonuçları
1.Üretim artar.
2.Vergi gelirleri artar.
3.Mal ve hizmetlere talep artar.
4.Yeni endüstri dalları doğar.
5.İşçi ücretleri ucuzlar.
6.İhracatta rekabet kolaylaşır.
Nüfus artışının olumsuz sonuçları
1.İşsizlik artar.
2.Kalkınma hızı düşer.
3.Kişi başına düşen milli gelir azalır.
4.Tasarruflar azalır.
5.Tüketim artar.
6.İç ve dış göçler artar.
7.İnsanların temel ihtiyaçlarının karşılanması zorlaşır.
8.İhracat azalır.
9.Demoğrafik (nüfusa bağlı) yatırımlar artar.
10.Çevre kirlenmesi artar.
11.Belediye hizmetleri zorlaşır.
SORU-2-Coğrafi konum ve iklim koşullarının nüfus dağılışı üzerinde nasıl bir etki sahiptir.
Coğrafi konum ve iklim özellikleri elverişli olan bölgeler dünya üzerinde sanayi ticaret tarım faaliyetlerinin geliştiği noktalardır.Bu nedenle bu alanlar yoğun nüfus çeker.
Konum özellikleri olarak orta kuşak ve kutup kuşağı civarında iki ülkeyi karşılaştırdığımızda orta kuşak ülkesi daha uygun yaşam koşullarına sahiptir bu nedenle daha yoğun nüfusludur.
İklim şartları bakımından aşırı sıcak ve nemli tropikal bölge ile çöl,ve kutup ikliminin görüldüğü alanlar farklı bir sebep yoksa seyrek nüfusludur.İklim koşulları elverişli olan ılıman iklimler daha fazla nüfus çeker.
SORU-3-Nüfus sayımlarında hangi bilgileri öğrenebiliriz.
1.Nüfusun sayısı,
2.Artış hızı,
3.Kır – kent nüfus özelliği,
4.Yaş gruplarına göre dağılım,
5.Cinsiyet durumuna göre dağılım,
6.Nüfusun eğitim durumu,
7.Nüfus hareketleri (İç ve dış göçler),
8.Aktif nüfus özelliği,( Üretici- tüketici nüfus)
9.Nüfusun meslek gruplarına dağılımı yani sosyo ekonomik yapısı öğrenilir
SORU-4-Kuzey yarım kürede nüfusun Güney Yarım küreye oranla fazla olmasının nedenlerini açıklayınız.
Kuzey yarım kürde karaların oranı güney yarım küreden fazladır.İnsanlar için en doğal yaşam ortamı karalar üzerindedir.Bu noktadan yola çıkarak yerleşmelerin çoğu kuzey yarım kürde yer alır nüfus da bu noktalarda artmaktadır.
SORU-5-Nüfus artış hızını düşüren sebebler nelerdir.
Nüfus artış hızını düşüren etkenler
1.Doğumların azalması
2.Sanayileşme,Şehirleşme
3.Evliliklerin ve erken evliliklerin azalması
4.Kitle iletişim araçları aracılığıyla eğitimin artması
5.Yaşam standartlarının yükselmesi
6.Savaşlar,Bulaşıcı hastalıklar,afetler
7.Kadının çalışma hayatındaki yerinin artması
SORU-6-Bağımlı nüfus oranını belirleyen temel etken nedir.
Doğum oranlarıdır.Doğum oranları yüksek olan ülkelerde çocuk ve genç nüfus oranı bağımlı nüfusun fazlalığını belirler bu durum doğumlarla ilgilidir.
SORU-7-Gelişmiş bir ülkenin nüfus yapısını açıklayınız.
1. Gelişmiş ülkelerde, nüfusun büyük bölümü sanayi sektöründe ve hizmet sektöründe çalışır.
2. Tarımda çalışan nüfus ortalama olarak % 2 - % 5 oranındadır. Tarımsal üretim fazladır.
3. Eğitim, sağlık, altyapı, barınma hizmetleri oldukça gelişmiştir.
4. Kent nüfus oranı % 95 civarındayken, kır nüfusu % 5 civarındadır.
5. Ülke içi nüfus hareketleri, yani iç göç çok düşük oranlardadır.
6. Dış göç alımı, ülke dışına göç verme oranından çok daha fazladır.
7. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer
8. Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır. Ortalama yaşam süresi fazladır.
9. Doğal nüfus artış hızı düşüktür.
10. Zengin ülkelerdir.
11. Nüfusun yaşlanması söz konusudur.
12. Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu oluşturur.
13. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidinde 80’li, 90’lı yaş grupları önemli bir yer tutar.
14. Gelişmiş bir ülkede piramidin tabanı ile önceki dönemler arasında pek bir değişim yoktur. Ülkenin özel şartlarına göre, doğumlarda önemsiz miktarlarda artış yada azalış görülebilir. (Belçika, 2000)
15. Doğum oranları düşük, bebek ve çocuk ölümü çok azdır.
16. Ortalama yaşam süresi fazladır.
17. Nüfusun doğal artış hızı düşüktür.
18. Toplam nüfusunun önemli bir bölümünü orta yaş ve yaşlı nüfus grubu oluşturur.
19. Gelişmiş bir ülkede piramidin yaşlı nüfusu gösteren üst kısımları geniş sayılabilecek bir biçimdedir.
20. Gelişmiş ülkelerin nüfus piramidi çan eğrisine benzer.
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.
1-Azdır 2-Okyanusya,Antartika 3-Asya ve Avrupa 4-Kentlerde 5-Doğum Ve Ölüm
6-Yaşlı 7-Genç
Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D ,yanlış olanların yanına Y harfini yazınız.
1-D 2-D 3-D 4-D 5-D 6-Y 7-D
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız.
1-B
2-D
3-D
4-E
5-C
6-D
7-B
8-C
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ÖNEMLİ GÖÇLER VE GÖÇ HİKAYELERİ GÖÇLERİN NEDENLERİ VE SONUÇLARI
SAYFA 82-87 ARASI ETKİNLİKLER İÇİN YARDIMCI BİLGİLER
GÖÇ: İnsanların doğal, ekonomik, sosyal ve siyasal nedenlerden dolayı sürekli yaşadığı yerlerden başka yerlere tolu olarak veya bireysel olarak yerleşmeleri olayınaGöçdenir.
Göç olayının temelindeki faktör insanların geçimlerini sağlamak için tarım, hayvancılık, açısından elverişli yerleri elde etme isteğidir.
İnsanların nüfusları artınca doğal kaynaklar artan nüfusu beslemekte yetersiz olduğu yerlerden, tarım hayvancılık potansiyeli fazla olan yerlere doğru gitmektedirler.
Göçler bireysel veya toplu olabilir. Bu olay sürekli veya geçici olabilir. Göç olayları bazen gönüllü, bazen de zorunlu olabilir. Göçler bazen kısa mesafeli olduğu gibi, bazen de uzun mesafelerde gerçekleşebilir.
Göç İle ilgili kavramlar:
İç göç: Ülke sınırları içindeki belirli alanlar (il, bölge v.b.) arasındaki nüfus hareketliliği iç göç olarak tanımlanmaktadır.
Mevsimlik Göç:Kırsal kesimdeki bazı ailelerin büyük şehirlere, tarımın yoğun olarak yapıldığı yerlere, yaz turizminin geliştiği yerlere bir müddet çalışmak üzere göç etmeleri ile gerçekleşir.
Dış Göç:Bir ülkeden diğer bir ülkeye yapılan göçlere dış göç denir.Göçlerin coğrafya açısından önemi:
1-Nüfusu artırma ve azaltma etkisi vardır. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında veya azalmasında göçlerin büyük etkisi vardır. 2- Nüfusun dağılışını etkileyerek coğrafyayı değiştirmektedir. Bu yüzden de coğrafyanın konusunu oluşturur.
1-Türklerin Anayurdu Orta Asya’dan Göçü:
Türklerin ilk yurdu: Türklerin ilk ve anayurdu Orta Asya’dır. Orta Asya’nın sınırları şöyledir: Doğuda Kingan ( Kadırgan ) Dağları, Güneyde Hindikuş, Karanlık dağları, Batıda Hazar Gölü, Kuzeyde Sibirya ovaları ile çevrili toprak parçasıdır.
Türklerin burada yaşayışları
Türklerin Orta Asya‘da ki yaşayışlarının, bulundukları yerin iklimi, bitki örtüsü ve yeryüzü şekilleri belirlemişti. Bu nedenle Türkler, ana yurtta, tarım ticaret ve daha çok hayvancılıkla geçinirlerdi.
Türklerin Yerleştikleri Bölgeler
Orta Asya ‘da yaşayan Türkler çeşitli nedenlerle ana yurtlarından göç ettiler. Tarihte buna Büyük Göçler diyoruz. Göçlerin en büyük nedeni ekonomik nedenlerdir. Dünyada iklim şarlarının değişmeye başlaması ile Buzulların kuzeye ekilmesi ile Orta Asya da sıcaklığın artması kuraklık ve çölleşmeye yol açmıştır. Yurtlarında iklim değişikliği sonucu oluşan kuraklık, toprakları verimsizleştirdi. Ortaya çıkan geçim sıkıntısı ve artan nüfusa toprakların yetmemesi göçe neden olmuştur. Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu insan grupları çeşitli yönlere doğru göç etmişlerdir.
Türk Göçlerinin nedenlerini;
1-İklim koşulları ve ekonomik güçlükler,
2-Türk boyları arasındaki mücadeleler ve dış baskılar şeklinde özetleyebiliriz.
3-Atın evcilleştirilmiş olması, araba ve tekerleğin bilinmesi göçleri kolaylaştırmıştır.
Göç Yolları:
1.Göç eden Türklerin bir kısmı Maveraünnehir'e ( Seyhun – Ceyhun arası ),
2.Bir kısmı Ural dağları ile Volga ( İtil ) ırmağı boylarına gittiler.
3.Doğuya gidenler ise Altay dağları taraflarına, başkaları da Çin’de Kansu bölgesine ve
4.Uzak doğu ülkelerine,
5.Güneye gidenler ise Hindistan, Afganistan ve Çin’e yerleştiler.
6.Kuzeye gidenler Sibirya’ya,
7.Batıya gidenlerin bir kısmı Hazar denizi’nin kuzeyinden Karadeniz’in kuzeyi ve Avrupa’ya, Bir kısmı da Hazar Denizi’nin Güneyinden İran, Irak, Suriye, Mısır, Anadolu’ya doğru oldu.
8.Göçler uygarlıkların yayılmasına yeni kültürlerin doğmasına neden oldu. Göç etmeyen Türk boyları yurtta kaldılar, burada devletler kurdular.
9.Göç eden kavimler ise gittikleri bölgelerdeki kavimleri sıkıştırarak onları da göçe zorladılar.
Kavimler Göçü:
Asya Hun Devleti’nin yıkılmasından sonra Hunlar dağıldı. Hunlar’ın bir bölümü Balkaş gölü ile Aral gölü arasındaki topraklarda yaşamaya devam etti. Aral gölü civarında 200 sene kadar hayatlarını sürdüren Batı Hunlarının nüfusları arttı. Toprakları yetersiz kalmaya başladı. Başka Türk Boylarının katılmasıyla güçlendiler. MS. 374 yılında Volga (İtil) nehrini aşarak Batı'ya (Avrupa'ya) doğru ilerlemeye başladılar.
Bu yıllarda, Karpat Dağlarının kuzeyinde Lombardlar, Güney Rusya`da Ostrogotlar ve Vizigotlar, Macaristan’da Vandallar Ren ve Elbe arasında Angıllar ve Saksonlar Yukarı Ren boylannda Franklar Tuna ve Ren nehrinin kesiştiği mıntıkada ise Almanlar yaşamakta idiler.
Türklerin bu ilerlemeleri karşısında önlerinde bulunan Vizigot, Ostrogot, Vandal, Sakson, Frank, Germen gibi birçok kavim hareketlenerek Türklerden kaçmaya başladılar. Hun baskısı karşısında bu saydığımız gruplar Roma topraklarına girdiler. Romalılar kendilerinden olmayan bu insanlara barbar diyorlardı. Barbar akınları Roma’da büyük bir yıkıma yol açtı.
Böylece Batı Hun Türklerinin, sebep olduğu Avrupa’nın siyasi haritasının değişmesine neden olan ve toplumları etkileyen bu olaya tarihte Kavimler Göçü denir ( 375 ).
Bu arada Angıllar ve Saksonlar Büyük Britanya adasına, Franklar Fransa`ya, Gotlar İspanya' ya, diğer kavimler de uygun yerlere giderek batının bugünkü etnik ve siyasal yapışını oluşturmaya başladılar. Yurt bulmak isteyen büyük nüfus hareketlerinin yarattığı siyasal istikrarsızlık ve terör uzun yıllar etkinliğini sürdürdü. İnsanlığın en uzun dönemi olan ilk çağ, bu karmaşa içinde sessizce kapanırken tüm Orta Çağ boyunca etkinliğini sürdürecek olan Feodalizm kökleşmeye başladı.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800x553 ve 148KB.
Haritanın büyük hali için tıklayınız:
Kavimler göçü sonunda:
1)- Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye ayrıldı.(395). Batı Roma İmparatorluğu 476 yılında bu Germen kavimleri tarafından yıkıldı.
2)- Avrupa'nın etnik yapısı değişti. (Germen kavimlerinin Avrupa'daki yerli kavimlerle karışması sonucu yeni milletler ortaya çıktı.)
3)-Bu göçlerin sonunda Tuna nehri boylarına kadar gelen Türkler Avrupa'da Batı Hun Devleti’ni (Avrupa Hun) kurdular.
4)- İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin temeli atıldı.
5)- Avrupa'da Feodalite ( Derebeylik) rejimi ortaya çıktı.
6)- İlk çağ kapandı, Ortaçağ başladı.
YENİDÜNYAYA GÖÇLER:
Coğrafi Keşifler: Coğrafi Keşifler, 15.yüzyıl ve 16. yüzyıllarda Avrupalılar tarafından yeni ticaret yollarının bulunması amacıyla başlattıkları ve yeni okyanusların ve kıtaların bulunmasıyla gerçekleşmiş olan keşifleri ifade eder.Bu keşifler özellikle 15.yüzyıldan itibaren açık bir şekilde ekonomik nedenlerdenkaynaklanmıştır.
http://s.azbuz.com/uploads/Keşfedilen yerlere, özellikle Amerika'ya Avrupa'dan pek çok insan göç etti. Avrupa kültür ve uygarlığı yeni yayılma alanları buldu.
İşte bu keşifler sonunda bulunan yeni kıtalara veya kara parçalarına başta Amerika olmak üzere Avrupa’dan göçler başladı. Yaklaşık 60 milyon insan bu nedenle yer değiştirdi.
Avrupalılarkeşifler sonucunda yeni kıtalara yayılma ve onların zenginlik kaynaklarını ele geçirme olanağı elde etmiştir. Avrupa düşüncesi ve kültürü, evrensel bir değer olarak bu süreçten itibaren yayılmaya ve egemen kılınmaya başlanmıştır. Bunu yaparken Avrupalılar, yerli halkları ve yerel yaşamı dağıtmış ve hatta yok etmiş, Avrupa kültürünü egemen kılma sürecini şekillendirmiştir.Klasik Sömürgecilik olarak bilinen sömürgecilik süreci bu dönemle başlamıştır. Avrupalılar keşfedilen kıtalarda kolonilerkurmuşlardır. Özellikle İngiliz ve Fransızlar kuzey Amerika’da, İspanyollar ise Güney Amerika’da koloniler kurdular.
Bu göçlerle Amerika’da yeni devletlerin kurulması dünya tarihinde önemli değişmelere neden oldu. Özellikle sanayi inkılâbı sonucu gelişen teknoloji ile bu kıtaya göçler yoğunlaştı.
Avrupa’dan Amerika’ya insanların gitme nedenleri;
1- Siyasi baskılardan kaçmak ve özgürlük ortamından faydalanmak,
2- Dini inançlarını özgürce yaşayabilmek
3- Yenidünyanın yeni ortamını tanımak ve maceraya atılmak,
4-Kendi ülkelerinde bulamadıkları ekonomik ve sosyal imkânları yakalayabilmek için
gitmişlerdir.
MÜBADELE GÖÇLERİ: ( Yer Değiştirme) :
Bir antlaşmanın esaslarına dayanılarak yapılan, ülke nüfuslarının karşılıklı olarak yer değişmesi ile oluşan göçlerdir. Örneğin Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan ile yapılan anlaşmalarla ülkemizde yaşayan Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler arasında yer değiştirme göçleri yaşanmıştır.
Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye ile Yunanistan arasında nüfus mübadelesi protokolü imzalanmıştır. Bu göçler Romanya ile Bulgaristan arasında da olmuştur. Bu protokol ile İstanbul’daki Rumlar ile Batı Trakya’daki Türkleri kapsamıştır.
Bu protokol ile Yunanistan’dan 400.000 Türk Türkiye’ye, Buna karşılık Türkiye’den 150.000 Rum Yunanistan’a gitmiştir. Bu göçler insanların gönüllü olarak yaptıkları göç hareketleri olmayıp, zorunlu göçlerdir.
Beyin göçü:
Bilim ve tekniğin gelişmesine katkıda bulunabilecek nitelikteki elemanları çalışmak üzere başka ülkelere göç emesi olayına Beyin Göçü denir.
İyi eğitilmiş elemanların daha iyi çalışma olanakları sağlayan ülkelere gitmesiyle oluşan göçlerdir. Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin nitelikli kişilerinin sanayileşmiş ülkelere gitmesidir. Örneğin II. Dünya Savaşı sırasında Alman bilim adamlarının ABD’ye göçü bu türdendir.
Göç veren ülkeler açısından en büyük kayıp olarak değerlendiren göçtür. Ekonomisi gelişmemiş ülkelerin yüksek paralar harcayarak yetiştirdiği elemanlar ellerinden kaçmaktadır. Ülkeler arasında gelişmişlik farkının artmasına neden olmaktadır. Zor şartlarda yetiştirdikleri kaliteli elemanları kaybeden gelişmekte olan ülkelerin kalkınmaları yavaşlamaktadır.
Özellikle beyin göçü 1960 yıllardan itibaren artmaya başlamıştır. Doktor, mühendis, ekonomist, sanatçı v.b. alanında iyi yetişmiş insanların göç etmesi, ülkemizde de önemli bir sorundur.
En çok Beyin göçü veren ülkeler: Hindistan, Pakistan, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Nijerya, orta Asya devletleridir.
En Çok Beyin Göçü alan ülkeler: A.B.D. Kanada, Avustralya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç, Norveç, vb.
Bazı ülkeler beyin göçü alırken aynı zamanda beyin göçü verebilir. Kanada bunun en iyi örneğidir. Ülkemize de son yıllarda bazı Orta Asya devletlerinden az sayıda yetişmiş insan gelmektedir.
Avrupa ve ABD’de çok sayıda Türk uzman başka ülkeler için çalışmaktadır bu da ülkemiz için bir kayıptır.
Beyin göçünün başlıca nedenler:
1.Sanayileşmiş ülkelerin ödedikleri yüksek ücretler
2.Çalışma şartlarının kolaylığı, teknoloji ve gelişmelerden en iyi şekilde yararlanma imkânı
3.Göç gönderen ülkede iyi yetişmiş kişilerin kendi alanı ile ilgili uygun iş bulmakta zorlanmaları veya kariyer yapmakta imkân bulamamaları.
İşçI Göçleri:
Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu ülkelerde iş olanaklarının az olması, bu imkânların geliştiği ülkelere ve bölgelere doğru göçlere neden olmaktadır. İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere işgücü göçü denir. İşgücü göçleri mevsimlik, kısa süreli veya uzun süreli olabilir. Örneğin ülkemizde yaz mevsiminde pamuk işçilerinin Çukurova’ya gelmesi mevsimlik işgücü göçüdür.
II. Dünya Savaşından sonra yıkılan Avrupa ekonomisini yeniden kurmak için 1952- 1954 yılları arasında Almanya, Fransa, Belçika, Avusturya, Hollanda gibi ülkeler kalkınma hamlesi başlatmış, bu hamle sonucu yetersiz gelen işgücünü karşılamak için dış ülkelerden işçi talebinde bulunmak zorunda kalmışlardır.
1952 de Federal Almanya yabancı işçi çalıştırmaya başlamıştır. Avrupa’da yukarıda sayılan gelişme hamlesi başlatan ülkelerde Almanya’yı takip ederek yabancı işçi çalıştırmaya başlamışlardır.
Bunlara karşılık ise gelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerde yaşanan işsizlik sonucu birçok ülke de dış ülkelere işgücü göçü vermeye başlamışlardır.
Avrupa’da Yunanistan, İspanya, Portekiz, Yugoslavya, İtalya vb, Afrika’da Cezayir, Fas, Tunus, gibi sömürge devletleri de Avrupa ülkelerine işgücü vermişledir. Bu gün ise dünyada başta Asya, Afrika, Güney Amerikanın gelişmekte olan ve geri Kalmış ülkeleri başta Avrupa, Kuzey Amerika, ( ABD, Kanada) ve Avustralya’ya işgücü vermektedir.
Özellikle bu gelişen ülkeler artık vasıfsız işçileri pek almamakta yetişmiş, kaliteli eğitimli insanları almaktadır. Artık bu olay daha çok beyin göçüne doğru dönmüştür.
Türkiye’de yurt dışına işgücü veren ülkelerin başında gelmektedir. Ülkemizde iş gücügöçleri 1960’tan sonra başlamıştır.Türkiye göç veren bir ülke olmaya başladı. Bu yıllarda başta batı Avrupa ülkelerine olmak üzere Avrupa’nın diğer ülkelerine de işgücü göçü meydana gelmiştir.
1958–1986 arasında başta Almanya olmak üzere Fransa, Hollanda, Avusturya, İsviçre, Danimarka, İngiltere ve İsveç 1,3 milyon işçi göç etti.
1980 lerdensonra göç olayları hem sayısal hem de mekânsal açıdan değişme göstermiştir. Batı Avrupa ülkelerinin işçi alımın bırakmasıyla göçlerin yönü değişti. 1980lerden sonra altyapı ve inşaat hizmetleri için Orta doğudaki S.Arabistan, Libya, Ürdün, Kuveyt gibi Arap ülkelerine göçler yönelmiştir.
1990 yılarda ise Bağımsız Devletler topluluğuna işçi göçleri olmuştur. Bugün yurtdışındaki nüfusumuzun %88,7 i Batı Avrupa ülkelerinde ( 1.500.000),%8,5 u Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde,%0,5i Türk cumhuriyetlerinde,%2,3 ü diğer ülkelerde yaşamaktadır. Avustralya’da 30bin, ABD’de 130 bin Türk yaşamaktadır.
Ancak işçilerimizde kesin dönüş eğilimi giderek artmaktadır. Farklı kültüre sahip Avrupatoplumuna uyum sağlayamamaları, maruz kaldıkları baskılar, yabancılar için zorlaşan hayat şartları ve ekonomik doyumvatandaşlarımız kesin göçe zorlamaktadır. Yaklaşık 250.000 kadarı ülkemize geri dönüş yapmıştır.
Yurt dışındaki Türk işçilerinin ülke ekonomisine büyük katkıları vardır. Biriktirdikleri paraları ülkemize göndermeleri döviz açısından ülkemizin en önemli gelir kaynaklarındandır. İşçilerimizin ailelerinin ve çocuklarının eğitim, dil, din vb. meselelerdeki sıkıntılarını gidermek için devletimiz oralara gerekli uzmanları gönderiyor.
DOĞAL AFETLERİN NEDEN OLDUĞU GÖÇLER:
Deprem, heyelan, kuraklık ve çölleşme, taşkın, sel, çığ, volkanik püskürmeler gibi doğal yıkımlar birçok sosyal ve ekonomik sorunların yanı sıra göçlere de neden olmaktadır. Doğal yıkımlardan zarar gören insanlar bulundukları yerleri terk ederek koşulları daha iyi olan yerlere göç ederler.
Örneğin:
IV. Ve V. Yüzyılda Hunların ve Moğolların Orta Asya’dan başka yerlere göç etmelerinde kuraklık ve çölleşme etkili olmuştur.
ABD Deprem Kırgızistan Toprak Kayması Adana Deprem
ABD’ de Kaliforniya’daki deprem olayı binlerce insanın göç etmesine neden olmuştur.
1994 de Kırgızistan’daki heyelan olayları 270.000 insanın göç etmesine yol açmıştır.
Ülkemizde 1998’de Adana’da meydana gelen depremde zarar gören birçok kişi başka kentlere göç etmişlerdir. Yine 1998’de Bartın’da meydana gelen sel felaketi ise ilçeyi yaşanamaz hale getirmiş ve göçe neden olmuştur.1999 depremi ile de birçok insanımız başka bölgelere göç etmek zorunda kalmıştır.
Aral Gölü: Dünyanın dördüncü büyük gölü Aral gölü giderek Asya’nın ortasında bataklık ve çöle dönüşmektedir. Küresel ısınma ve kuraklık nedeniyle iki göle dönüşmüş durumdadır. Gölün su seviyesi düşerek göl sürekli içeri doğru çekilmektedir. Bir zamanların liman ve tersaneleri gemi mezarlığına dönüşmektedir. Bunun nedenleri bu gölü besleyen Pamir dağlarından inen Amu derya ve Siri derya nehirlerinin sularının azalmasıdır. Bu nehirlerin suyu sulama faaliyetleri ile azalmıştır.Gölün kuruması ile göl tabanındaki tuzlu toprakların rüzgârlar tarafından verimli topraklar üzerine taşınacağı ve çevre topraklarının veriminin de düşeceğini söyleyen uzmanlar; bunun da yeni bir göçe sebep olacağını belirtmektedirler.
10.SINIFLAR SAYFA 82-83-84-86-90 ETKİNLİK ÇALIŞMASI 10.SINIFLAR SAYFA 82-83-84-86-90 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1-Kitabınızdaki haritayı inceleyerek Türklerin en çok hangi bölgelere doğru göç ettiklerini söyleyiniz sebeplerini tartışınız.
Mevcut kuraklık,nüfus yoğunluğu,otlakların darlığı ekonomik sıkıntılardan dolayı öncelikle verimli topraklara ve nüfusu az olan komşu ülkelere bunlar yeterli olmadığında ekonomik ve ticari yönden daha iyi imkanlara sahip çevre ülkelere doğru göç etmişlerdir.Bu bölgeler ağırlıklı olarak Avrupa ,Anadolu,Güneydoğu Asya
SAYFA 83 ETKİNLİK SORUSU
Kitabınızdaki metne göre iklim değişiklikleri insanlık tarihinde hangi siyasal ve kültürel değişikliklere sebep olmuştur.
Aşağıdaki resim küçültülmüştür. Buraya tıklayarak büyütebilirsiniz. Resmin orijinal boyutları 800x553 ve 148KB.
Uzun yıllar süren göç hareketi bu bölgede yaşayan insanların daha ileriye doğru hareket etmeye zorlamış bu şekilde birbirini iten kavimler sonunda Avrupa’ya ulaşarak Kavimler Göçü’nü başlatmıştır.
Bu göç hareketleri sonucu Avrupa Kıtası’nın çehresi değişmiş yeni ırkların yeni siyasal yapıların hatta yeni bir çağın başlamasına sebep olmuştur.
SAYFA 84 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
S0RU-1-Avrupalılar yeni kıtalarda neden koloniler kurmuştur?
Yeni keşfedilen kıtalarda veya kara parçalarında bulunan değerli maden, kaynak vb yeraltı ve yer üstü kaynaklarını ele geçirmek. Ayrıca kıtaya göç eden kendi milletlerinden insanların birada tutunup bu topraklara sahip olmalarını sağlamaktır. Buralarda kendi kültürlerinin yerleşmeleri ve devamını da sağlamaktır. Yani bir amacı ekonomik, bir amacı da siyasi ve kültürel( sosyal) çıkarları sağlamaktır.
SORU-2- Avrupalıların yeni kıtalara göçmesinin nedenleri nelerdir?
Siyasi baskılardan kaçmak ve özgürlük ortamından faydalanmak, Dini inançlarını özgürce yaşayabilmek, Yenidünyanın yeni ortamını tanımak ve maceraya atılmak, Kendi ülkelerinde bulamadıkları ekonomik ve sosyal imkânları yakalayabilmek için gitmişlerdir.
SAYFA 86 PERFORMANS ÖDEVİ
Kitabınızdaki metinden faydalanarak bir göç haritası oluşturunuz.Oluşturduğunuz haritadan faydalanarak beyin göçünün daha çok hangi ülkelere olduğunu bunun nedenlerini yazınız
Dünya Beyin Göçü Haritası
Harita incelendiğinde beyin göçü daha çok gelişimini tamamlayamamış ekonomik sorunları olan yeteri kadar teknolojik bilimsel donanıma sahip olmayan ülkelerden bilimsel çalışmalar için yeterli sermayeye ve bilimsel,teknolojik donanıma sahip ülkelere gerçekleşmektedir.
KANADA,ABD,AVRUPA,AVUSTRALYA,GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ beyin göçü alan ülkelere örnek verilebilir.
GÖÇÜN NEDENLERİ ETKİNLİK ÇALIŞMASI
A- Doğal nedenler
1-Erozyon,
2-Kuraklık,
3-Depremler,
4-Volkanik püskürme,
5-Sel ve su baskınları
6-Toprak kaymaları,
7-Çığ düşmeleri
B- Sosyal nedenler
1-Eğitim,
2-Sağlık şartları
3-Macera arama,
4-Dini sebepler
Kültürel farklar
C- Siyasa nedenler:
1- Savaşlar
2- Mübadele,
3- Etnik çekişmeler,
4- İhtilaller,
5- İç isyanlar,
6- Terör olayları,
7- Sınır değişiklikleri
D-Ekonomik Nedenler
1-İş İmkânları,
2-Doğal kaynakların varlığı,
3-Geçim sıkıntısı,
4-Gelir adaletinin olmaması( Gelir dengesizliği)
5-Tarımda makineleşmenin kırsal alanda ki ortay çıkardığı işsizlik,
SAYFA 90 ETKİNLİK ÇALIŞMASI
SORU-1-Göç alan yerlerde oluşan sorunlar nelerdir?
1.Göç alan ülkede veya kentte nüfus artar. Nüfus artış hızı yükselir.
2.Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç alan alanlarda erkek nüfusu artar.
3.Düzensiz kentleşme meydana gelir.( çarpık kentleşme, plansız kentleşme)
4.Önceleri iken dışında bulunan sanayi tesisleri kent içinde kalır.
5.Kentlerde konut sıkıntısı çekilir ve derme çatma yapılan konutlar gecekondulaşmaya neden olur.
6.Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik) yetersizlik görülür.
7.Alt yapının yetersiz kalması sel, heyelan, sağlık sorunlarına yol açar.
8.Kentlerde insan sayısının fazla olmasından dolayı işsiz insanların oranı artar,
9.Göç alarak büyüyen merkezlerde ekonomik faaliyetler gelişir ve çeşitlenir.
10.Kentlerde hızla nüfus arştı trafik sorunları oluşmaktadır.
11.Sağlık, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur ve bu hizmetler yetersiz kalır.
12.Göçler sonucu farklı yerlerden gelen insanların bir arada bulunması kültürel çeşitliliğe neden olur.
13.Farklı kültürlerdeki insanların bir araya gelmesi bazen de kültür çatışmalarına neden olabilir. Sosyal sorunları oluşturur.
SORU-2- Göç veren yerlerde hangi sorunlar oluşur.
1.Göç veren ülkede veya kırsal alanlarda nüfus azalır.
2.Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç veren alanlarda erkek nüfusu azalır. Kadın nüfusu fazla olur.
3.Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
4.Kırsal alanlarda araziler boş kalmakta, bağ ve bahçeler ile konutlar bakımsızlıktan bozulmaktadır.
KONU İLE İLGİLİ EK BİLGİ:
Göç veren yerlerde nüfus yaşlılardan oluşur ve iş yapabilecek insan azalır.
Göçlerin ve ortaya koyduğu sorunların çözümü için yapılması gerekenler:
1.Göç veren bölgelerdeki yoğun göçün önlenebilmesi, öncelikle ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve yüksek doğal nüfus artış hızının aşağı çekilmesine bağlıdır.
2.Göçün yoğun olarak yaşandığı alanların üniversitelerinde göçü önleyecek politikalara yardımcı olmak üzere, araştırma yapmak ve bulgulara birinci elden ulaşmak amacıyla araştırma merkezleri kurulmalıdır.
3.Orman köylerinden göçe katılanların oranını düşürmek amacıyla, ormanlardan köylünün bilinçli ve etkin bir biçimde yararlanabilmesi için olanaklar yaratılmalı ve orman köylülerinin yerinde kalkındırılması için gerekli olan fon kredileri yükseltilmelidir.
4.Göç veren alanlardan göç etme nedeni olarak gösterilen işsizliğe son verilmeli ve bölgeye özgü istihdam politikası gerçekleştirilmelidir.
5.Göç veren alanlara eğitim kültür ve sağlık alanında yatırımlara devam edilmelidir.
6.Göç veren alanlarda gelir getirici uğraşlar yaratılmalıdır. Bunun içinde bölgedeki tarım dışı sektörler desteklenmelidir.
7.Göç veren alanlarda bölge şartlarına uygun kırsal sanayiye geçilmelidir. Böylece kırsal sanayiden en çok yararlananlar kırsal alanda yaşayanlar olacaktır.( tarım ve hayvancılığa dayalı sanayiler)
8.Göç veren alanlara devlet yatırımı ile birlikte, bölgede yatırım yapacak özel girişimciler cesaretlendirilmeli ve özendirilmelidir.
9.Gerek köylerde, gerekse kentlerde el sanatlarına dönük imalat ve evlerde yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmelidir.
10.Göç veren alanlarda bir yandan köy tipi sanayi geliştirilmeli ve el emeğinin
11.değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir.
12.Hammaddeye bağlı olmayan serbest sanayi kuruluşları iş gücü arzının en yüksek olduğu bölgelere kurulmalı, bölgeler arası dengeli politika uygulanmalı, sanayi nüfusu yurt çapında dengeli dağıtılmalı, GAP projesi benzeri DAP, KAP projeleri yaşama geçirilerek halkın doğduğu yerde tutulması sağlanmalıdır.
13.Hazine arazilerinin belediyelere ve toplu konut kooperatiflerine devri ile gecekondu önleme bölgeleri oluşturulmalı, gecekonduya karşı proje uydu kentler yapılmalıdır.
14.Demiryolu ağırlıklı hızlı bir ulaşım sistemi oluşturulup, cazibe merkezi olan büyük şehirlere gidip-gelme kolaylaştırılarak, şehre göç ihtiyacı ortadan kaldırılmalıdır.
15.Gecekondulaşmanın önlenebilmesi için siyasi iktidarların oy kaygısından uzak şehir yasaları yapılmalı, imar affı kanunları yürürlükten kaldırılmalı, imara dönük af yasası olmamalıdır.
16.Kamunun malı olan devlet, hazine, belediye arsalarına yapılan kaçak yapıların, gecekonduların kente karşı işlenmiş bir suç olduğu görüşü toplumun bütün kesimlerince benimsenmeli;
17.Yoğun göç alan kentsel birimlerin yol, su, kanalizasyon gibi alt yapı gereksinimlerinin giderilmesi ivedilikle yapılmalıdır.
18.Göç alan bölgelerin çevre düzenlemesine önem verilmeli ve tasarım olarak göze hoş görülmeyen, kullanılan malzeme bakımından yetersiz ve dayanıksız olan, imar planına uymayan konut yapımına izin verilmemelidir.
19.Türk Ceza Kanunundaki hırsızlık ve gasp suçlarına eşdeğer kabul edilecek yasal düzenlemeler yapılmalı, imar mevzuatına aykırı yapılaşmalara karşı müdahale ve yaptırım gücüyle donatılmış, meslek odaları, sivil kuruluşlar ve bilim adamları katılımlı, özerk, yerel ve demokratik denetleme kurumları oluşturulmalı;
10.SINIF SAYFA 92-93 ÖLÇME DEĞERLENDİRME SORULARI
Aşağıdaki soruları cevaplandırınız.
SORU-1-Türklerin Orta Asya’dan göç nedenleri nelerdir.
Kitabınızda sayfa 82 de 2. paragrafta sebepler belirtilmiştir.
SORU-2-Sanayi devrimi ve savaşların göçe etkilerini söyleyiniz.
Sanayi devrimi’yle gelişen teknoloji ve seyahat imkanları göç hareketlerinin hızlanmasında en önemli etkenlerden biridir.Savaşlardan bunalan insanlar göç hareketlerini hızlandırmıştır.
SORU-3-Köyden kente göçün nedenleri nelerdir.
1.Hızlı nüfus artışı,
2.Tarım alanlarının miras yoluyla küçük parçalara ayrılması,
3.Tarımda makineleşme ile işsizliğin oluşması (bu genelleme Karadeniz bölgesi için geçerliliğini yitirir.).
4.Eğitim hizmetleri, alt yapı hizmetlerinin yetersizliği,
5.Kan davaları ve terör.
6.İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri.
7.Sağlık hizmetlerinin yetersizliği (en az etkili).
8.İş imkanlarının sınırlı olması.
9.Kentlerde sanayinin gelişmiş olması.
SORU-4-Göç veren bölgede ne gibi sorunlar ortaya çıkar.
1.Göç veren ülkede veya kırsal alanlarda nüfus azalır.
2.Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç veren alanlarda erkek nüfusu azalır. Kadın nüfusu fazla olur.
3.Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana gelir.
4.Kırsal alanlarda araziler boş kalmakta, bağ ve bahçeler ile konutlar bakımsızlıktan bozulmaktadır.
Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun kelimelerle doldurunuz.
1.Göç vermesidir.
2.Mübadele göçü
3.Doğal afet göçü
4.Beyin göçü
5.Erkek nüfus
6.Azalma
Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların yanına D yanlış olanların yanına Y harfini yazınız.
1-Y 2-Y 3-D ancak ülke imkanları ve gelişmişlik,bilimsel çalışmalara verilen önemde önemlidir.
Devamı Aşağıdadır
--------------------------------------------------------------------------------
Mesajı son düzenleyen Saw ( 08-10-09 - 20:29 )
Saw
Kullanıcının Profilini Göster
Kullanıcıya Özel Mesaj Gönder
Kullanıcıyı Tanıdıklarına Ekle
Blogu Göster
08-10-09, 20:14 #3
Saw
Gαмє Oνєя ~ Tяч αgαîп?
Giriş Tarihi: 15-09-2009
Mesajlar: 21,063
Blog Mesajları: 5
Rep Puanı: 57048
Rep Gücü: 794
C: 10.Sınıf Coğrafya Kitabı Tüm Cevapları
--------------------------------------------------------------------------------
Aşağıdaki çoktan seçmeli soruları cevaplandırınız.
1-Alt yapı sorunu yaşanır D
2-Erozyon B
3-İşçi ihtiyacı C
4-Ülke eğitim görmüş insanını kaybeder.D
5-Avrupa’dan Amerika’ya Göç E
6-Çarpık kentleşme görülmez D
7-Madencilik D
8-Ürün çeşidinin fazlalığı
9-Köyden kente göç B
10.SINIF ETKİNLİK ÇALIŞMALARI SAYFA 96-97-99 LİSE 2. ETKİNLİK ÇALIŞMALARI
Geçmişten Günümüze Geçim Tarzları
Etkinlik Çalışması: (Sayfa96)
Resimlere bakıldığında avcılık ve toplayıcılıkla geçinen sürekli yer değiştiren bir yaşam tarzına sahiptir. Yerleşik hayata henüz geçmemiş ve mağara kovuklarının barınma yeri olarak kulanıldığı bir yaşam şeklidir.
Hazırlık Çalışmaları:
1-Günümüzde başlıca geçim kaynakları nelerdir?
1.Tarım: Tarla ve bahçe kültürleri, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık.
2.Sanayi: İmalat sanayi ve madencilik.
3.Hizmetler: Elektrik, su, gaz, ticaret, ulaşım, haberleşme, inşaat, mali kurumlar, toplum hizmetleri ( eğitim, sağlık vb.
2-Ülkeler arasında geçim tarzları yönünden ne gibi farklılıklar vardır?
Ülkelerin bulunduğu, iklim, yer şekilleri, gelişmişlik durumu ve kültürel özellikleri yönünden farklı özelliklerine göre;
yetiştirdikleri ürünler, toprağa bağımlılık durumları, sanayileşme durumlarına göre geçim tarzları farklıdır. Gelişen sanayi ülkelerinde insanlar sanayi ve hizmetler sektörü ağırlıklı geçim sürdürürken, gelişmemiş ülkelerde insanların çoğu tarım sektörünün meslekleri olan çiftçilik, hayvancılık, avcılık vb. geçim kaynakları ile geçim sağlamaktadırlar.
Dünyada farklı hayat tarzlarının nedenleri nelerdir?
1-Coğrafya şartları
A-Bulunulan alanın konumu
B-Yer şekilleri özellikleri
C-İklim şartları
D-Bitki örtüsü şartları
Dünyada konumu iyi olan ülkeler kolay gelişebilmektedir. Bunun yanında konumun önemi zamanla değişebilir. Örnek ilk Çağda İngiltere ve batı Avrupa ücra köşeler iken Kıtaların bulunması ile önemleri artmıştır. Buda gelişmelerine olumlu etki etmiştir. İklim ve bitki örtüsü hayat tarzının kolay veya zor olması yönünden etki eder. Ekvatoral bölge, çöller ve kutup bölgeleri insanları göçebeliğe zorlamıştır.
Orta kuşak veya ılıman bölgenin coğrafi şartları yerleşik hayatı kolaylaştırmıştır.
2- Tarihi ve sosyal Sebepler: Örneğin Japonya ve İskandinav ülkeleri bundan 100- 200 yıl öncede aynı tabiat şartları altında geri kalmış ve uygar dünya ile fazla ilgisi olmayan toplumları iken, coğrafi şartlar aynı kalmasına rağmen tarihi, sosyal ve ekonomik etkenler neticesinde dünyanın en ileri ülkeleri haline gelmişlerdir.
Etkinlik çalışması: (Sayfa 97)
Geçim kaynaklarının çeşitlenmesi toplumsal yaşamın farklılaşmasında etkili olmuş mudur?
Ekonomik faaliyetlerdeki çeşitlilik insanları arası etkileşimi arttırmıştır.
Geçim kaynaklarının çeşitlenmesi toplumsal yaşamın farklılaşmasında etkili olmuştur. Çünkü farklı geçim kaynakları farklı mesleklerin ve meslek gruplarının doğmasına neden olmuştur. Farklı meslek grupları farklı ekonomik yapıları ve bu da farklı toplumsal yapıları doğurmuştur.
Etkinlik: çalışması: (Sayfa 99)
Buharlı tren Buharlı gemi Buharlı traktör
1-Buhar makinesinin bulunması tarım dışındaki diğer ekonomik etkinlikleri nasıl etkiledi?
Sanayinin gelişmesi bu makine ile olmuş, insan ve hayvanlardan faydalanılarak yapılan üretim makine gücü ile yapılır olmuş, güçlü makineler seri üretimi getirmiştir.
Sanayinin gelişmesi ile gereken hammaddeyi sağlamak ihtiyacı ve üretilen mamul maddelerin satılması için böyle kaynaklar arayışına itti. Bu ülkeler arası ticaretin gelişmesine yol açtı. İlk zamanlarda bu Avrupa’nın sömürgecilik anlayışını doğurmuştur.
Üretilen malların götürülüp satılması, gereken hammaddenin uzak ülkelerden getirilmesi, fabrikalarda çalışacak işçilerin taşınması için güçlü ulaşım araç